İyi bir film için iyi bir hikaye gerekir. Peki bir insanı iyi bir hikaye yapan nedir? Karakteri, söyledikleri, şansı ya da kaderi, başardıkları, bazen de kaybettikleri… İşte imrenilecek ya da ibre alınacak hayatlar yaşamış 5 sıra dışı adam, onların hikayeleri ve bu hikayeleri anlatan filmleri…
1.
Kişi: Brian Clough
Film: Lanet Takım / The Damned United
Yön: Tom Hooper
Oyn: Michael Sheen, Timothy Spall, Jim Broadbent
Aynı mucizeyi iki kez tekrarlayarak, onu mucize olmaktan çıkaran efsanevi bir teknik direktör. Her şeyde olduğu gibi mimarı olduğu efsanede de başrolü kendi üstlendi Brian Clough. Kaderleri alt liglerde küçük ölçekli bir sıra takımı olarak devam etmekken, Clough sayesinde alınyazıları baştan yazılan, önce birinci lige çıkıp ardından şampiyonluk kupasını kaldıran iki takım, Derby County ve Nothingham Forest’a ise yalnızca yan roller düşmüştü. N. Forest’ın yalnızca lig değil, Avrupa şampiyonluk kupasını da müzesine götürmesi bile değiştiremedi bu durumu. Oysa bu başarı hala dünya futbol tarihinin en büyük başarılarından biri olarak kabul edilir hala.
Ama Lanet Takım filmi Clough’un bu iki başarısını değil, tam aksine onun başarısızlıkla sonuçlanan 44 günlük Leeds United macerasını konu alıyor. Milli takımın hocası olunca takımdan ayrılan Don Revie’nin yerine geçen Clough, takımın as oyuncuları tarafından adeta sabote edilmesini izlerken Koca Kafa Clough’ın egosantrik ama bir o kadar da eşsiz karakterini de tanıma fırsatı buluyoruz.
2.
Kişi: Nathaniel Anthony Ayers
Film: Virtüöz / The Soloist
Yön: Joe Wright
Oyn: Jamie Foxx, Robert Downey Jr.
1951 doğumlu Ayers New York’taki ünlü Juilliard konservatuaruna kabul edilen birkaç zenciden biriydi. Ama okuldaki ikinci yılının sonlarında sinir krizi geçirip akıl hastanesine kaldırılır. Bir süre annesiyle yaşayan ve düzenli olarak şok tedavisi uygulanan Ayers, annesinin 2000 yılındaki ölümü üzerine babasının orda yaşadığını düşünerek Los Angeles’a taşındı. Artık sokaklarda yaşayan bir evsiz ve şizofrendi. Los Angeles Times yazarı Steve Lopez onu bulduğunda Ayers çaldığı kırık dökük enstrümanlarla (çello, keman gibi) kazandığı sadakalarla karnını doyuruyordu. Lopez’in “Solocu: Kayıp Bir Rüya, Benzersiz bir Dostluk ve Müziğin Kurtarıcı Gücü” adılı kitabını kaynak alan Virtüöz filmi bu karşılaşmayı ve sonrasında olanları konu alıyor.
3.
Kişi: John Dilinger
Film: Halk Düşmanları / Public Enemies
Yön: Michael Mann
Oyn: Johnny Depp, Christian Bale, Marion Cotillard, Billy Crudup
1930’larda Amerika’nın en ünlü banka soyguncusu olan Dillinger 1934 yılında bir sinema çıkışı polis ateşiyle öldürüldüğünde daha 31 yaşındaydı. Çetesiyle birlikte yirmiden fazla bankayı ve dört karakolu (evet, karakolu) soyan, iki kez hapisten kaçmayı başarmıştı o güne kadar. Halkın büyük çoğunluğu için bir Robin Hood, bankalar ve polisler içinse lanet olasıca bir kabûstu. Filmde Dillinger dışında, hayatları filmlere konu olmuş başka gerçek karkterler de var: FBI Başkanı J. Edgar Hoover, Bale’in canlandırdığı inatçı ajan Melvin Purvis ve ünlü gangster Frank Nitti gibi.
4.
Kişi: Louise Arbour
Film: Adalet Avcıları / Hunt For Justice
Yön: Charles Biname
Oyn: William Hurt, Wendy Crawson, John Corbett
Savaşın iki yüzü vardır. Bir yüzü çirkindir, diğer yüzü ise çok çirkin. Kanadalı Yargıç Louise Arbour, Yugoslav İç Savaşı’nın çirkin yüzünü dünyaya göstermekle, orada yaşanan vahşeti yerinde inceleyip etnik temizlik ve tecavüz gibi insanlık dışı sayısız suçun faillerini cezalandırmak üzere görevlendirilmişti. Raunda’da da görev yapan Arbour, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kriz Grubu gibi örgütlerin yöneticiliğini üstlenmiş bir isim.
Film onun 1996’da Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nin başına getirilmesiyle başlıyor. Arbour araştırmalarına devam ederken savaş suçlusu olduğunu düşündüklerini mahkemeye çıkarmak için müthiş bir bürokratik mücadeleye giriyor. Ama inatçı ve idealist kişiliğiyle Slobodan Milosevic’i bile mahkemeye getiriyor. Böylelikle Milosevic görevi başındayken mahkemeye çıkarılmış ilk devlet başkanı oluyor.
5.
Kişi: Adolf Eichman
Film: Eichman
Yön: Michael Connor
Oyn: Thomas Kretscmann, Troy Garity, Franka Potente
II. Dünya Savaşı’nda milyonlarca Yahudinin katledilmesinin ardındaki beyin. Savaş sırasında Hitler organizasyon becerisinden ve analitik zekasından yararlanmak için onu ulaştırmadan sorumlu yapmıştı. Bu görevlendirme onun ölüm kamplarına götürülecek Yahudilerin ulaşımından da sorumlu yapıyordu. Çok büyük titiz hesaplamaları sayesinde oldukça düşük bir hata oranıyla tamamladı bu operasyonu Eichman. Savaştan sonra izini kaybettirdi ama İsrailli Nazi Avcıları kararlı takipleri neticesinde izini bulup onu mahkemeye çıkarmayı başardılar. Film Eichman’ın dava sürecini ve davayı yürüten savcısı Avner Less’in çabalarını konu alıyor.