Franz Kafka, yakalandığı verem hastalığının sonucunda 3 Haziran 1924’te hayata gözlerini yumduğunda arkasında, yakın arkadaşı Max Brod’a yakılmasını vasiyet ettiği birçok eser bırakmıştı. Fakat Brod, Kafka’nın sözüni dinlemeyip bu eserleri bir bir yayımlamıştı.
Dava (Der Prozess) da, Kafka’nın ölümünden sonra yayımlanan eserlerinden biri. Geçmişinde hukuk eğitimi bulunan Kafka’nın, devlet aygıtını, bürokrasi alegorisi üzerinden eleştirdiği Dava; bir sabah uyandığında kendini yargılanır halde bulan, fakat suçundan bihaber olan Josef K.’nın hikayesini anlatır.
Dava‘nın en büyük özelliği, roman boyunca bir sıçan gibi kaçışıp durur halde resmedilen Josef K.’nın, gitgide büyüyen duvarlar arasına hapsedilmesidir. Gittiği her yerde yargılanır Josef K.; işyeri, kilise, aile… Bir türlü otorite baskısından kurtulamaz. Kafkaesk evrenin olmazsa olmazı baba baskısı, burada yerini bir başka baba figürü olan devlet baskısına bırakmıştır. Devlet baskısı ise başta cinsel baskı vs. olmak üzere bir dizi baskının sembolizasyonudur aslında.
Yayımlanmasının üstünden onca zaman geçmesine rağmen bütün dahi güncelliğini koruması, Dava‘nın ne kadar büyük bir yapıt olduğuna delildir sanıyoruz. Aylar boyunca yargılanmaksızın içeride tutulan –içeride tutularak cezalandırılmak istenen mi desek, tıpkı Josef K. gibi hangi suçtan yargılandığını anlayamayan, bununla birlikte Josef K.’dan daha trajik olarak senelerce hapis yatan sayısız öğrenci, politikacı ve gazetecinin olduğu bir ülkede yaşıyorsanız, Dava sizin için çarpıcılığını her zamankinden çok daha güçlü bir biçimde hissettiren bir kitap olmaya devam edecektir.
Böylesi bir yapıtı sinemaya aktarmak kolay iş değil, fakat söz konusu Yurttaş Kane (Citizen Kane) gibi sinema tarihinin başyapıtlarından en nadidesine imza atmış olan Orson Welles gibi bir yönetmen olunca, doğal olarak su serpiliyor insanın yüreğine. Orson Welles’in kendi yazdığı senaryodan sinemaya uyarladığı 1962 tarihli Dava’nın (Le procès / The Trial) uyarlandığı eserin ruhuna sadık bir çalışma olduğu söylenebilir.
Metinsel olarak birebir aynı izleği kullanır Orson Welles; yalnız ruh olarak daha bir varoluşçu ve noir tonu daha ağır basan bir uyarlamadır onunkisi. Kafka’nın o herşeyi boşvermiş, güçsüzlükten yürüyemeyecek durumda olan Josef K.’si, Welles’in gözünde daha bir dirençli ve mücadeleci bir karaktere dönüşmüştür. Nitekim, film boyunca koşturmaktan yorulmaz Welles’in Josef K.’sı isyanın eşiğine gelip dayanır, hatta isyan da eder yer yer. Oysa, Kafka’da kağıt üzerinde hiçbir zaman göremeyeceğiniz bir duygudur isyan; isyan başta olmak üzere bütün duygular içkindir Kafka karakterlerinde, belki de bundandır duygusuz, taş gibi görünmeleri hep. Josef K.’yı Sapık‘ın (Psycho) Norman Bates’i Anthony Perkins‘in olağanüstü bir kompozisyonla çizdiğini de belirtmeden geçmeyelim.
Michael Haneke’nin 1997 yapımı Şato (Das Schloss) filmiyle birlikte en önemli Franz Kafka uyarlaması olarak dikkat çenen Dava filminin DVD’si, geçtiğimiz günlerce Digital Kültür tarafından piyasaya sunuldu. Kaçırmamakta yarar var.
Dava (Le procès)
Yönetmen: Orson Welles
Senaryo: Orson Welles
Digital Kültür / 109 dk.