Gerçek mesleği hikayeci, romancı ve oyun yazarı olan İlhan Tarus (27 Kasım 1907- 8 Ocak 1967) edebiyatımızda özel bir yere taşıyor bana sorarsanız. Kariyeri siyasi bir sebeple kısa sürmüş olsa da, 1928 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitiren Tarus 1929-1932 yılları arasında Türkiye’nin çeşitli yerlerinde savcı ve yargıç olarak çalışmıştır çünkü.
Ege Görgün (Landlord)
Yeditepe Yayınevi’nin 35 no’lu kitabı olarak çıkan 1954 tarihli hikaye seçkisi Köle Hanı’na yazdığı önsözde tarif ettiği mizacı zaten devlet memuriyetinin kendisine göre olmadığı açıkça gösteriyor.
“Başkalarını da ilgilendirebilecek soydan olan fikirlerimi saklamaktan hazzetmem. Hatta bunun bir vazife olduğuna kaniim. Ancak bu fikirlerin gerek yazı ile, gerek sözle ifade edilenleri, bugüne kadar bana bir miktar takdirin ve sevginin yanı sıra, epeyce de kin kazandırdı. Nereden geldiğini bilemediğim bir huyun durmadan depreşen tesirine uyarak fikirlerimi ve görüşümü olduğu gibi, açıkça, eksiksiz ve artıksız olarak ortaya atmayı, aşağı yukarı bir kader olarak kabullendim, çekinmeden de uyguladım. İşte bu yüzden birçoklarıyla kötü kişi oldum.”
Kapak ve iç sayfa illüstrasyonları önemli ressamlarımızdan Avni Arbaş’ın imzasını taşıyan Köle Hanı’nda 12 hikaye yer alıyor. Yaratıcı bir kurgu yerine yaşanmışlık hissine had safhada hissettiğiniz gerçekçi hikayeler bunlar. İlk hikaye Merdivende İnsan Var’ın konusu ise – algıda seçicilikten kaynaklanıyor olsa gerek – 2008 tarihli Türk filmi O…. Çocukları’nı hatırlatıyor.