Küçük bir haber görürsünüz bazen, ve o haber unuttuğunuzu sandığınız anılarınızı geri getirir. Görüntüler kısa süreli de olsa gözünüzün önünde çakar. Tıpkı bu haberin bana yaptığı gibi: 1960’ların kült dizisi Mahkum’un (The Prisoner) İngiliz aktörü Patrick McGoohan, 80 yaşında hayatını kaybetti. (Arşiv)
Mahkum adlı dizi TRT’de gösterildiğinde epey ufaktım daha. Her bölümünü seyrediyor muydum, ara sıra mı bakıyordum hiç hatırlamıyorum. Ama diziden bazı konuşmaların ve sahnelerin aklıma kazındığını göre aramızda sıkı bir ilişki olduğu sonucunu çıkarabiliriz.
ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bir hastanede hayata gözlerini yuman Patrick McGoohan’ın yıldızı, Amerikan televizyonunda 1967’de gösterilmeye başlanan bu dizide canlandırdığı ‘6 Numara’ karakteriyle parlamıştı. 2 Emmy Ödülü sahibi olan sanatçı1979’da Alcatraz’dan Kaçış (Escape From Alcatraz) filminde hapishane müdürü, 1995’te Oscar ödüllü Cesur Yürek(Braveheart) filminde ise zalim Kral 1. Edward olarak çıkmıştı karşımıza.
Mahkum gizemli kişiler tarafından kaçırılıp bir adada tutsak tutulan bir ajanı konu alıyordu. Adada resmen ona karşı psikolojik bir savaş yürütülüyordu. Bilgi peşinde olduklarını söylüyorlar ama kendileri hakkında hiç ipucu vermiyorlardı. dizinin en önemli sorusuydu kahramanımızın kimin kaçırdığı, niye kaçırdığı. Hayal meyal hatırlıyorum, İkiz Tepeler’deki gibi acayiplikler oluyordu adada. Mesela unutamadığım sahnelerden biri adadaki canlı satranç oyunuydu. Bu imajın desteğiyle diyebilirim ki Altı Numara aslında biraz da Kabuslar Diyarı’na hapsolmuş Alice gibiydi. Hikayede gizem kadar bilimkurgu ve gerilim de vardı. Zamanının ötesinde bir diziydi Mahkum.
Ama en unutulmazı şüphesiz dizinin başındaki konuşmalardı. Bu konuşmalar daha sonra Iron Maiden‘ın The Prisoner (The Number Of The Beast albümünden) şarkısı sayesinde iyice yer etmişti körpe dimağıma . bu şarkının başlangıcında Patrick McGoohan’ın özel izniyle bu diyalogun orijinaline yer verilmişti. Şöyleydi o diyalog:
“Where am I?” (Neredeyim?)
“In the Village.” (Köyde.)
“What do you want?” (Ne istiyorsunuz?)
“Information.” (Bilgi.)
“Whose side are you on?” (Kimin tarafındasınız?)
“That would be telling…. We want information. Information! INFORMATION!”
(Bunu söylemek açıklamak olur…Bilgi istiyoruz. Bilgi! BİLGİ!)
“You won’t get it.” (Alamayacaksınız.)
“By hook or by crook, we will.” (Öle ya da böyle alacağız.)
“Who are you?” (Kimsin sen?)
“The new Number Two.” (Yeni İki Numara.)
“Who is Number One?” (Bir Numara kim?)
“You are Number Six.” (Sen Altı Numara’sın.)
“I am not a number — I am a free man!” (Ben numara değilim / Ben özgür bir adamım.)
(İki Numara kahkaha atar.)
Çocukluğumun kahramanlarından birine daha buradan veda ediyorum. Sırf bunu mümkün kıldığı için bile Ters Ninja’yı çok seviyorum.