BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Zombili, vampirli, kurt adamlı filmlerden çok haz etmesem de uzun bir aradan sonra, video kasetlerin moda olduğu dönemde bir VHS kasetten seyrettiğim G. A. Romero’nun 1968 yapımı Night of Living Dead'den sonra, seyrettiğim ilk zombi filmi oldu Wyrmwood. Bundaki en önemli etken, klişe zombi filmlerine karşılık getirdiği yeni yorumları saymazsak, elbette Hollywood’un bütçe zengini, gişe canavarı filmlerine karşılık, Avustralyalı bir ekibin sadece haftasonu tatillerinde çalışarak 4 yılda filmi tamamlaması oldu. Senaryo sadece insanlarla zombilerin sonu olmayan savaşından oluşsa da, ufak sürprizlerle Hollywood’un kurallarını koyduğu bu dünyanın da kurallarının değiştirilemez olmadığını göstermeyi başarmışlar.

Bir Film Hakkında

“Wyrmwood”: Gökten Ölüm Yağınca

Zombili, vampirli, kurt adamlı filmlerden çok haz etmesem de uzun bir aradan sonra, video kasetlerin moda olduğu dönemde bir VHS kasetten seyrettiğim G. A. Romero’nun 1968 yapımı Night of Living Dead’den sonra, seyrettiğim ilk zombi filmi oldu Wyrmwood. Bundaki en önemli etken, klişe zombi filmlerine karşılık getirdiği yeni yorumları saymazsak, elbette Hollywood’un bütçe zengini, gişe canavarı filmlerine karşılık, Avustralyalı bir ekibin sadece haftasonu tatillerinde çalışarak 4 yılda filmi tamamlaması oldu. Senaryo sadece insanlarla zombilerin sonu olmayan savaşından oluşsa da, ufak sürprizlerle Hollywood’un kurallarını koyduğu bu dünyanın da kurallarının değiştirilemez olmadığını göstermeyi başarmışlar.

Wyrmwood

Zombili, vampirli, kurt adamlı filmlerden çok haz etmesem de uzun bir aradan sonra, video kasetlerin moda olduğu dönemde bir VHS kasetten seyrettiğim G. A. Romero’nun 1968 yapımı Night of Living Deadden sonra, seyrettiğim ilk zombi filmi oldu Wyrmwood. Bundaki en önemli etken, klişe zombi filmlerine karşılık getirdiği yeni yorumları saymazsak, elbette Hollywood’un bütçe zengini, gişe canavarı filmlerine karşılık, Avustralyalı bir ekibin sadece haftasonu tatillerinde çalışarak 4 yılda filmi tamamlaması oldu. Senaryo sadece insanlarla zombilerin sonu olmayan savaşından oluşsa da, ufak sürprizlerle Hollywood’un kurallarını koyduğu bu dünyanın da kurallarının değiştirilemez olmadığını göstermeyi başarmışlar.

10489834_10154461885755089_8296522161237367194_n Baki Demirtaş

Değindiğim gibi filmin konusu diğer zombie filmlerinden çok da farklı değil. Yetenekli bir oto tamirci ve iyi bir aile adamı olan Barry’nin hayatı birden bire boy gösteren zombi kıyametiyle paramparça olurken, kız kardeşi Brooke da devletin mi yoksa başka birinin mi adamları oldukları belli olmayan, gaz maskeli asker kıyafetli adamlar tarafından zombie deneylerinde kullanılmak üzere kaçırılır. Barry bir yandan modifiye edilmiş kamyonetiyle zombilerden kaçış planı hazırlarken, bir yandan da hayatta kalan arkadaşı Benny ile bir takım oluşturarak Avusturalya’nın zorlu ormanlarında el yapımı silah ve zırhlarla zombilere karşı bir savaş vermeye hazırlanmaktadır. Özellikle modifiye edilmiş kamyonetiyle otoyoldaki kaçış sahneleri ve el yapımı silahları ve kuşandıkları zırhlarla zombilere karşı verdikleri savaşı gösteren sahneler adeta bir başka Avustralya yapımı film Mad Max’a ve onunla ünlenen apokaliptik filmlere saygı duruşu niteliğinde.

Film adını, İncil’in Vahiyler kitabının 8:11’inde geçen yıldızın adının bozulmuş şeklinden almaktadır. “Dördüncü melek borazanını çaldı. Gökten, meşale gibi yanan büyük bir yıldız ırmakların üçte biri üzerine ve su pınarlarının üzerine düştü. Bu yıldızın adı Wormwood (Pelin)’dur. Suların üçte biri pelin gibi acılaştı. Acılaşan sulardan içen bir çok insan öldü.” Filmin başında da dünyadaki insanların zombilere dönüşmesinin sebebi olarak gökyüzünden dünyaya düşen yüzlerce meteor görürüz ve sonrasında filmin bir sahnesinde kahramanlarımızdan biri bu ayete gönderme yapar. Film ilk farkını burada göstererek, insanların zombilere dönüşmesinin sebebi olarak uzaydan meteorlarla gelen ve solununca etki gösteren “bir şeyin” vurgusunu yapıyor. Kim bilir belki zamanında dünyamıza düşen ve esrarengiz bir şekilde o kocaman dinozorları ortadan kaldıran meteorlarla aynı meteorlardır bunlar da. Elbette solununca etki gösteren bu şeyin oksijen soluyarak yaşayan tüm insanlığı etkilemesi kaçınılmazdır. Ancak öyle olmuyor ve bu uzaylı virus ya da herneyse o, sadece A RH(-) kan grubuna sahip insanları etkileyemiyor.

Wyrmwood

Yine filmin adı (ve aslında konusu da) bizi kuzey Avrupa söylencelerine ve efsanelerine de yönlendirmektedir. Saxon İngilizcesi’nde wurm, Latince vermis, ve eski Germen dillerinde wurmiz olarak geçen “Wyrm” kelimesi, eski İngilizce de (başı ejderhaya benzeyen ama kanatları ve uzuvları olmayan bir) yılan veya solucan-worm- anlamına gelmektedir. Wyrm’ler nefeslerinin ateşli ve zehirli olması nedeniyle de ejderhalarla karıştırılmaktadırlar. Wyrmwood’da da insanları zombilere dönüştüren etkenin insanların nefes alışlarıyla bulaşarak onları zehirlediği ve zombiye dönüşen insanların nefeslerinin (ve kanlarının) de, çakmakla bile alev alan ateşli bir gaza veya sıvıya dönüştüğü düşünülürse benzerlik de açıkça görülecektir. Diğer taraftan güneş battıktan sonra zombilerin nefesleri tekrar eski haline dönmekte, ve bu da onların gece daha hızlı hareket etmelerini sağlamaktadır; tıpkı karanlıkta daha iyi gören ve daha hızlı hareket eden yılan veya solucanlar gibi… Buradaki en önemli ve hatta filmdeki zombilerin hikayesini wyrm’lerle bağdaştıran nokta ise, sadece ikinci görüş ve güzellik aşılanmış bir genç kızın wyrmler’in nefesini yaşam kaynağı bir iksire dönüştürebilecek olmasıdır. Filmde de baş kahramanımız Barry’nin kız kardeşi, zombiler üzerinde deney yapan yarı çılgın bir bilim adamının eline geçer. Henüz dönüşmemiş veya kan grubu A RH(-) olan insanlara zombie kanı “aşılayarak” onların dönüşmelerini izleyen Doktor, aynı deneyi Barry’nin kızkardeşi Brooke üzerinde de yapar. Ancak bu deney sonucu Brooke, zombileri yönetebilme gücünü kazanarak bir süper insana dönüşür, ki bu yeteneği sayesinde hem kendisi kurtulacak hem de insanlığın kurtulmasını sağlayabilecektir. Tıpkı efsanedeki, wyrm’ün nefesini hayat kaynağı bir iksire dönüştüren genç kız motifi gibi.

Wyrmwood

Bahsettiğimiz gibi bir çok yönden Hollywood’un zombie filmlerinden ayrılan Wyrmwood’un bir başka özelliği ise, bu tür Hollywood filmlerinde genelde komünistleri, ırkçı güneylileri veya 11 Eylül’den sonra da Müslümanları temsil eden bu kötü figürlerin (zombiler, uzaylılar vs.) bu filmde kapitalizmi temsil ediyor olmalarıdır. Bunun en açık ifadesi ise, filmde insanları zombilere dönüştüren meteor yağmurundan sonra petrol ve petrol türevi bütün ürünlerin yanma özelliğinin kaybolarak, sudan farksız hale gelmeleridir. Tabii bunun sonucu olarak petrolle çalışan bütün araçlar çalışmamaya başlar. Uğruna Ortadoğu’da savaşların çıkarıldığı, köklü devletlerin yıkılıp yerlerine yeni küçük devletlerin kurulduğu (Büyük Ortadoğu Projesi) petrolün bir anda bu yanıcı özelliğinin kaybolması oldukça ironiktir. Dünyanın en pahalı petrolünü kullanan ülkemizde böyle bir şeyin olduğunu düşünsenize bir kere! Ancak burada daha da ironik olan şey, petrolün yanıcı özelliğinin yok olmasına karşılık, kahramanımız Barry’nin bir rastlantı sonucu zombilerin nefes ve kanlarının yanıcı özelliğini keşfetmesi olur. Böylece kamyonetinin kasasına zincirlediği iki zombinin nefesiyle, petrolle  çalışmaz olan kamyonetini yeniden çalıştırmayı başarır. Bundan sonra yakıta ihtiyaç duyduğu her an bir zombie yakalaması yeterli olacaktır; üstelik etrafta zombiden bol başka bir şey de yoktur!

Kısaca Wyrmwood, bildiğimiz Hollywood zombi filmlerinden farklı değinmeleri ve kaynakları olan, alternatif yapıda bir zombi filmi olarak karşımıza çıkıyor. Ancak izleyici yorumlarından anlaşıldığı kadarıyla klasik zombi veya korku-gerilim türü film izleyicisini kendisine çekmeyi başaramasa da, sıradanlıktan kendini kurtaramamış bu izleyici kitlesine karşılık kendi izleyici kitlesini şimdiden oluşturmuş gibi görünüyor.

WyrmwoodWyrmwood.

Yönetmen: Kiah Roache-Turner

Senaryo: Kiah Roache-Turner, Tristan Roache-Turner

Oyuncular: Jay Gallagher, Bianca Bradey, Leon Burchill

Yapım: 2014 / Avustralya / 98 d.

 

 

 

 

 

 

İlginizi çekebilir...

MUBI

Yönetmen Atıf Yılmaz, senaryo Ümit Ünal, oyuncular Mazhar Alanson ve Ali Poyrazoğlu desek herhalde Arkadaşım Şeytan’a dikkat çekmeye yeter. Türk sinemasının fantastik öğelerle süslü...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et