DÜNYANIN SULAR ALTINDA KALDIĞI BİR KABUSUN BAŞLANGICINI VE SONRASINI ANLATAN ‘UYANIŞ’, BAZI KABUSLARIN AMACININ BİZİ KENDİMİZE GETİRMEK OLDUĞUNU SÖYLER GİBİ.
“1930’larda ortaya atılan ‘deniz maymunu’ adında bir teori var. Bu teori atalarımızın beş milyon yıl önce vahşi hayvanların saldırısı ve iklim değişikliği nedeniyle suyun dışından ziyade içinde daha çok zaman geçirmeye başladıklarını varsayıyor. Böylece suya daha iyi uyum sağlayabilmek için mutasyonlar geliştirmişiz… Yani bu teori suyun içinde insan olduğumuzu ve atalarımızdan ayrıldığımızı kabul ediyor. Tanktaki yaratığa bakınca akla makul bir soru geliyor. Ya atalarımızın bazı kabileleri karaya geri dönmektense denizin daha da dibine gittilerse?”
Uyanış adı taşıyan ve ayrı ayrı 10 bölümde yayımlanmış bir hikayeyi tek bir ciltte toplayan çizgi romanımızdan alıntıladığımız bu bölüm, sayfalarını çevirmeye başlar başlamaz kendimizi içinde bulacağımız macera hakkında ipuçları taşıyor. Arasına iki yüzyıllık bir zaman farkı sokulmuş iki bölümden oluşan Uyanış, Sean Murphy’nin çizimleri ve Scott Snyder’ın metinleriyle JBC Yayıncılık tarafından çizgiromanseverlerle buluşuyor.
Macera, Deep Star Six (1989), Abyss (1989) ya da Sphere (1998) gibi sualtında geçen sinema filmlerindeki gibi klostrofobik ortamda başlıyor. Karakterlere musallat olan, Lovecraft’ın romanlarından Cthulhu’nun çağrısını müteakiben fırlamış gibi görünen yaratık da bu ortama daha dehşetengiz bir hava ve cinai bir renk katıyor.
İlk bölümde hikayenin ana kahramanı, bilim insanı Lee Archer’ın hükümet ajanları tarafından okyanus tabanında konuşlanmış gizli bir petrol çıkarma tesisine götürülüşünü okuyoruz. Dr. Archer ve kendisi gibi oraya getirilen uzmanlardan bir gizemi çözmeleri bekleniyor. Ancak bu gizem kısa sürede önüne geçilmezse küresel ölçekli olacak bir felaket dönüşecektir.
İkinci bölümde bu felaketin dünyayı mahvettiğine ve hayatta kalan az sayıdaki insanın 200 yılın ardından adeta bir Su Dünyası’nda (Waterworld -1995) yaşadıklarına tanık oluyoruz. Öncekiyle bağlantılı bu yeni öyküde kahramanımız yine bir kadın. Adı da sanki hikayenin “forward” tuşuna basıldığını hatırlatır gibi, Leeward. Dünyanın felaketine sebep olan yaratıklar yaratıklar hala varlığını sürdürmektedir. Ancak bu bölümde bu yaratıkların kökeni ve amacı hakkında yepyeni bilgiler açığa çıkar. Deniz tabanından gelen mesajlar ise daha da kafa karıştırıcıdır. Üstelik bu mesajlardan biri Dr. Lee Archer’den gelmektedir: “Biz burada hayattayız.” Bu gizemi çözmek Leeward’a ve onun akıllı yunusuna düşer. Ancak karşısında bu kez yalnızca yaratıklar değil, gizemin ortaya çıkmasını istemeyen insanlar ve mutasyona uğramış korsanlar da vardır.
Ödüllü muamma
En İyi Kısa Seri dalında verilen 2014 yılı Eisner Ödüllü Uyanış bir bilimkurgu yapıtı ama ilk bölümde korku, ikinci bölümde serüven duygusunu öne çıkarıyor. Görsel anlamda yetkin bir çalışma olduğu muhakkak, keyifli bir okuma sunduğu da yadsınamaz ancak finalinin hiç tatminkar olmadığını belirtmek lazım. Okurda tatminsizlik yaratan şey ise finalin anlaşılmazlığı ve olay örgüsünün nihayetinde ikna edici olmaması.