En bilinen 10 Türk gemisi sizce hangileri? İletişim‘den çıkan İskeleye Yanaşan… Denizler, Gemiler ve Denizciler kitabı adını taşıdığı üç unsurun tarihine, kültürüne ve sosyolojisine göz atan yazılara ev sahipliği yapsa da böyle bir listeyi içermiyor. İş bize düştü…
Ege Görgün
İletişim Yayınları’nın Memleket Kitapları başlığı altında oluşturduğu kitaplığın son parçası Orhan Berent ve Murat Koraltürk’ün editörlüğünde hazırlanmış kollektif bir eser. Gökhan Akçura, Erol Üyepazarcı, Murat Meriç, Osman Öndeş gibi eşitli yazarların ve araştırmacıların denizcilik tarihinin kendi uzmanlık alanlarına giren kısımlarının peşine düştüğünü söylemek mümkün kitapta. Edebiyat, sinema ve müzikte deniz; deniz kentleri, denizcilik, deniz yolculukları, denizcilik tarihi, gemi yapımı gibi farklı konularda envai çeşit yazı yazılmış.
Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkenin vatandaşları olarak denizleri temiz tutmak konusunda iyi bir sicilimizin olmamasından daha da kötüsü – sigara izmaritini denize atan o vapur yolcusuna hemen her seferde rastlamak mümkündür – çoğumuzun denizle ilgisinin yaz sıcağında onun serinliğinden faydalanmakla ya da şehiriçi ve “cruise” hatlarında seyahat etmekle sınırlı kalmasıdır. Neyse ki yıllarımızı verdiğimiz okul eğitimimiz ve dizisinden filmine, belgeselinden romanına kimi popüler kültür mecraları ister istemez toplumsal hafızaya denizle ilgili bazı bilgileri kazımıştır hafızamıza. Barbaros Hayrettin Paşa’yı hepimiz tanırız mesela. (Muhteşem Yüzyıl’da Divan’ın en uzun sakallı kişisi hani.) Piri Reis’i biliriz. (Hayır, Muhteşem Yüzyıl’da mevcut değildi kendisi.)
Sanırım, toplumsal hafızamızda yer etmiş gemilerin sayısı, denizcilerimize oranla daha fazladır. Adıyla sanıyla bildiğimiz bu gemilerin tarih sahnesine daha yakın dönemde çıkmış oldukları dikkati çeker. Elbette çok eski tarihlerde önemli deniz zaferlerimizde rol almış gemiler de mevcuttur ancak onları bugün pek hatırlamayız. Bunun sebebi, misal; Barbaros’un muhteşem zaferlerini kazanırken kullandığı gemilerin, daha doğrusu kadırgaların adlarının olmaması ya da varsa da bunların tarih kitaplarında pek gündeme getirilmemiş olmasıdır. Ama kadırgalarına ad vermemelerine de şaşmamak lazım. Müthiş bir devridaim olmalı o zamanlarda. Habire savaş, habire batan gemiler, habire inşa edilen yeni gemiler… (Preveze Savaşı’nda emrinde 122 kadırga vardı Barbaros’un.)
İskeleye Yanaşan… Denizler, Gemiler ve Denizciler kitabında listesini oluşturduğumuz gemilerin birçoğu hakkında yazılar ya da değinmeler. Biz yalnızca bunları kendimizce bir “bilinirlilik” sırasına koymaya çalıştık.
1. Bandırma Vapuru
Mustafa Kemal Atatürk’ü 18 silah arkadaşıyla birlikte İstanbul’dan Samsun’a götüren ve bir anlamda İstiklal Savaşı’mızın başlangıcını temsil eden Bandırma tartışmasız birinci sırada. Aslen İskoçya doğumlu olan gemi 1878 yılında inşa edilmiş, 1894’de Osmanlı’nın iki denizcilik işletmeciliğinden biri olan İdare-i Mahsusa’ya geçmiştir.
2. Yavuz
Bandırma gibi hayırlı bir başlangıcı temsil etmez Yavuz. Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesinde önemli rol oynamıştır çünkü. 1912 yılında Goeben adıyla Alman donanmasına katılan gemi, 1914 yılında zorunluluk üzerine Osmanlılaştırılmıştı. (bkz. ilkokul bilgileri) Yavuz’un aynı yıl Rusya’nın Sivastopol limanını topa tutması Osmanlı’nın Almanya’nın yanında savaşa girdiğinin ilanıydı.
3. Dumlupınar Denizaltısı
Suyun altında gidebiliyor olması, Dumlupınarı’n da nihayetinde bir gemi olduğu gerçeğini değiştirmez kanımca. 4 Nisan 1953’te 86 kişilik mürettebatı ile Çanakkale boğazı Nara Burnu açıklarında batan TCG Dumlupınar’ın bu kadar bilinir kılan trajik hikayesidir. Battıktan sonra hayatta kalan denizcilere telsizle ulaşılmış ama onları su yüzüne çıkarabilmek mümkün olmamıştır.
4. Ertuğrul Gazi Fırkateyni
Sultan Abdülaziz döneminde inşa edilip 19 Ekim 1863 Pazartesi günü Padişah huzurunda denize indirilen Ertuğrul’unki de bir başka trajik hikayedir. İade-i ziyaret kapsamında ve II. Abdülhamid’den hediyeler götürmesi amacıyla Japonya’ya giden Ertuğrul, dönüş yolunda tayfuna yakalanarak kayalara çarparak battı. (16 Eylül 1890) Kazada 600’e yakın mürettebattan yalnızca 69 tanesi kurtulabildi.
5. Savarona
28 Mart 1931 tarihinde denize indirilen Savarona döneminin en büyük özel yatıydı. Ertuğrul yatından sonra ikinci Cumhurbaşkanlığı yatı olan Savarona’yı özel ve bilinir yapan ise Atatürk’ün son günlerini bu yatta geçirmesiydi. Ata’mızın, Almanlar’dan çeşitli badirelerin ardından satın alınan bu yatta çekilen fotoğrafları Savarona’nın görsel hafızamıza da kazınmasını sağlamıştır.
6. Üsküdar Vapuru
Ne yazık ki, yine bir trajedinin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül sivil deniz kazasının en çok hatırlanır, hatta unutulmaz kıldığı bir gemi. 1 Mart 1958’de İzmit – Gölcük arasında sefer yaparken şiddetli rüzgar sebebiyle batan Üsküdar’da kimi kaynaklara göre 272, kimilerine göre 400’den fazla yolcu hayatını kaybetmiştir.
7. Midilli
Alman Magdeburg sınıfı hafif kruvazörü Midilli’nin –önceki adı SMS Breslau – hikayesi, Yavuz’unkine paraleldir. İtilaf Devletleri’nin gemilerinden kaçarken boğazlardan geçmiş ve punduna uydurmak için Osmanlı donanmasına katıldığı ilan edilmiştir. Yavuz’la birlikte katıldığı Sivastopol baskınından sonra Rusya Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir.
8. Gülcemal
Ertan Yücel’in “yaşadığı yıllarda Türk deniz filosunun ana kraliçeliğini” üstlendiğini söylediği Gülcemal da kitapta genişçe yer buluyor kendine. Türkiye’nin ilk transatlantiği olan Gülcemal 1874’de denize indirilmiş, 1911’de Seyr-i Sefain İdaresi tarafından yirmi beş bin altın karşılığında yurtdışından satın alınarak Türk filosuna katılmıştı.
9. Tarsus
Denizyolları’nın 1950’li yıllarda dışseferlerde, özellikle Amerika yolculuklarında kullandığı gemi hakkında Gökhan Akçura’nın kapsamlı bir araştırma yazısı yer alıyor İskeleye Yanaşan… kitabında.
10. Şiiriçi Hatları Vapuru
Son sıraya Sunay Akın’ın bir şiirinde karşımıza çıkan hayali bir vapuru koyalım dedik. Hoş, bilen bilir, bir değil her birine bir şairin adı verilmiş altı vapur vardır aslında şiirde. Buradan vesileyle, Barış Manço’dan Turan Emeksiz’e emektar şehiriçi hatları vapurlarınızı da analım ki gönülleri kalmasın.