Röportajlarımı senle benli yapmayı sevmem. Ama Tolga ile aynı dergilere emeğimizin geçmişliği (hala da devam ediyor), aynı medya center’ların kahrını çekmişliğimiz var. Dolayısıyla röportajın samimi ve kişsel olmasında mahsur görmedim. Tolga Akyıldız’ın öykü kitabı Özür Dilerim Çok Sevdim Esen Kitap’tan çıktı. Kitabın içinde ressam Elif Karadayı’nın illüstrasyonları da yer alıyor.
Ege Görgün (Landlord)
Kadınlarla iyi anlaşan bir adamsın. Sırrın ne?
Böyle bir sırra sahip olduğumu sanmıyorum. Ancak arkadaşlarımın çoğunluğunun kadın olması böyle bir intiba yaratıyor olabilir. Hayatımın genelinde samimi bir nezaket hâkimdir. Zaman zaman bu nezaketi sömürmeye çalışanlar olsa da, kadınlar söz konusu olduğunda büyük artı puandır tahmin ediyorum. İyi bir dinleyici ve akıl hocasıyımdır. Bunun kız arkadaşlarıma güven verdiğini sanıyorum. Sır tutmayı da bilirim. Benle konuşulan da yaşanan da bende kalır. Komik biri olduğumu söylerler. Ama zamanda da naif ve duygusal… Bunu da seviyor kadınlar galiba. Zaten “Özür Dilerim Çok Sevdim”i de bir anlamda özetlemiş oldum böylece. (Gülüyor)
Bu soruyu sordum çünkü bu ülkede bir kitabın satıp satmamasına kadınlar karar veriyor. Senin bu özelliğinin kitabına yansıyıp yansımadığını, dolayısıyla kitabının kadın okurların ilgi odağı olup olamayacağını merak ediyorum.
Bu kitabın bir “kadın” kitabı olduğuna katılıyorum. Ancak erkeklerin çok ilginç bulacağı ve kendine yakın hissedeceği bir duygusal kronolojiyi, aşktaki erkek ruh hallerinin dalgalanışını birbiriyle ilişkili 41 öykü üzerinden anlatıyor kitap. Ölümün, aşkın karşısında durabilecek tek güç olduğunu söylerken de kitabın miladını belirliyor hem kadın hem de erkek okurları için.
Bu kitap; aşkın kelebek uçuşmalarından, çiçekli, böcekli hallerinden ziyade erkek dünyasındaki en gerçek izdüşümlerinden naif bir yaklaşım ve ritmik bir üslupla söz etmeyi tercih ediyor. Senin teşhisinin doğru çıkacağına yani kadınların ilgi odağı olacağına dair izlenimlerim yoğun şu anda, umarım böyle devam eder bu ilgi.
Şiirsel bir dil ve anlatımı tercih etmişsin. Bu tercihini sıradışı bir görsellikle de desteklemişsin. Bir kitaptan fazlasını hayal etmişsin sanki…
Kitabın “fazlası” demek yerine deneysel bir öykü tavrı, ritmik bir üslup ve 41 öyküden oluşan bir uzun öykü demeyi tercih ederim. Ressam Elif Karadayı da bu öykülerin kenarına “elleriyle” hislerini çizdi. Hatta resimleriyle o öyküleri bir daha yazdı. En büyük hayalim bir matbu bir arzu nesnesi yaratmaktı. Başarılı olduğumuza inanıyorum.
Aldığın psikoloji eğitiminin hayatında ve bu kitapta ne kadar izi var sence?
Psikoloji eğitimi almadan önce de, o sırada da, sonrasında da gazetecilik ve yazarlıkla uğraşıyordum ve devam etmekteyim. Bir yazarın psikoloji ilminden fayda görmemesi mümkün mü? İnsanın iç dünyasına ve sosyal ilişkilerine daha nesnel bakabilen biri karakterleri kurgularken daha avantajlı değil midir? Psikoloji eğitimimin bana her anlamda büyük faydası oldu. Ancak üniversite, yüksek lisans falan yetmiyor, hayat okulunda katılımlı gözlemlere devam etmek lazım. Yeter ki dostlarınızı hastanız; hastalarınızı da dostunuz sanmayın. En tehlikelisi o çünkü.
Sonsuza kadar sürecek bir aşk mümkün mü?
Aşkın ölümsüz mü bilemezsin çünkü sen aşktan daha ölümlüsündür. Aşka kıyasla herkes erken kayıptır.