Büyüğünde kendisine prens gibi davranılacağını zanneden fakat ne kadar spor salonunda kaslarını geliştirirse geliştirsin ya da ne kadar çekici olursa olsun asla istediği kadar saygı görmeyen, bu nedenle de öfkelenip birilerini öldürmek isteyen, bunu da yap(a)madığından duygularını içine atıp ne yapacağını şaşıran, sonunda da içini dökmek için bir hapishanenin başlattığı terapi seanslarına katılarak mahkumların karşısında sinir krizi geçiren Brian; Terapi’de (2017) karşılaştığımız inanılmaz tepkiler veren insanlardan sadece biri.
Jairus McLeary ve Gethin Aldous imzalı belgesel Kaliforniya’nın Folsom Hapishanesi’nde, tek bir odada geçiyor. Yıllardır katılan deneyimli mahkumlar, ilk kez katılan mahkumlar ve dışardan gönüllü sıradan vatandaşlar çember yaptıkları sandalyelere oturup içlerini döküyor ve erkeklik üzerine konuşuyor. Kimi babasından dertli, kimi karısından… İlginç olansa hiç beklemediğimiz anda çözülmeleri, sinir krizi geçirmeleri, hüngür hüngür ağlamaları, kendilerini yerden yere atmaları ve sonra da kalkıp daha iyi hissettiklerini söylemeleri.
Ne kadarı gerçek ne kadarı değil bilemiyorum fakat her iki türlü de izlediğimiz kurmaca terapi seanslarında görmemizin mümkün olmadığı, görsek de senaristi suçlayabileceğimiz kadar inanılmaz görüntülerle dolu Terapi, cezaevinde geçen dört günü gözlemci kamerayla kayda alan ilginç bir deneyim.
Not: Filmi 22 Şubat 2018 13.00 Cinemaximum City’s Nişantaşı Salon 7’de görebilirsiniz.