BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

he S-Files adını verdiğimiz bu dosyaların otuz yedincisini sinema yazarlığını uzun süre önce bıraksa da, zaman zaman geriye dönüp yazılarını keyifle okuduğumuz ve sinema sevdasını hala içinde taşıdığını gayet iyi bildiğimiz İbrahim Altınsay için açıyoruz.

The S-Files

The S-Files Nr.37 © Ters Ninja: İbrahim Altınsay

he S-Files adını verdiğimiz bu dosyaların otuz yedincisini sinema yazarlığını uzun süre önce bıraksa da, zaman zaman geriye dönüp yazılarını keyifle okuduğumuz ve sinema sevdasını hala içinde taşıdığını gayet iyi bildiğimiz İbrahim Altınsay için açıyoruz.


Sinema yazarlarına sorulmak üzere 10 soru hazırladık. Tümüyle Ters Ninja’ya münhasır 10 ilginç soru. Maksat elbette sinema yazarlarını daha iyi tanıyabilmek… The S-Files adını verdiğimiz bu dosyaların otuz yedincisini sinema yazarlığını uzun süre önce bıraksa da, zaman zaman geriye dönüp yazılarını keyifle okuduğumuz ve sinema sevdasını hala içinde taşıdığını gayet iyi bildiğimiz İbrahim Altınsay için açıyoruz.

Nerede, ne şekilde, kiminle seyrettiğinizi hatırladığınız en eski film hangisi?

İlk film olarak, Çanakkale meydanında gösterilen “sıtmayla mücadele” filmlerini hatırlıyorum. “Arkasından maç göstereceğiz “ diye oturturlardı bizi. Meksika köylülerinin nasıl helâ yaparak mikropların önüne geçtiğini izlettirirlerdi. Devletin bu eğitim kazığını hiç unutmadım…  Konulu film olarak, annem babam ve kardeşimle Çanakkale Belediye açıkhava sinemasında seyrettiğim bir kovboy filmini hatırlıyorum. John Wayne vardı galiba. Yönetmeni John Ford idiyse sıkı bir klasik sinema eğitimi almışım farkında olmadan… Cumartesileri ise anneannemle ve kızkardeşimle birlikte ve zorla yerli filmlere gönderilirdim. Ana şarkısı Yanıyor mu Yeşil Köşkün Lambası olan koyu bir melodramı hatırlıyorum sıkıntıyla. Kardeşim günlerce o şarkıyı söyleyip kafamı şişirmişti. Bir de okulla birlikte Hülya Koçyiğit’li “Vurun Kahpeye”yi izlemiştik… 1960 İhtilali ortamında fena ajite etmişti beni.

Sinema yazarı olmasaydınız, ne yazarı olmak isterdiniz?

Sinema yazarı değilim artık. Herhangi bir şey yazarı olmak için de hiç istek duymadım açıkçası.

Hayatınızın sonuna kadar tek bir filmle idare etmeye mahkum edildiniz. Hangi filmi seçerdiniz?

Böyle bir film yok. İlle bir cevap istiyorsanız ilk aklıma gelen Louis Malle’in Zazie Metro’dası (Zazie Dans Le Metro, 1960)…

Kendinize içlerinden hayali bir arkadaş seçme şansınız olsaydı. Hangi sinema karakterini seçerdiniz?

Jacques Demy’nin Lola’sındaki (1961), Anouk Aimèe’nin oynadığı Lola/Cècile.

Hangi sinema oyuncusunun görüntüsüne sahip olmak isterdiniz?

Alain Delon. O yaşlanınca Daniel Day Lewis.

Hangi yönetmenle sıkı dost olmak isterdiniz?

Kryztof Kieslowski. Biraz ahbablığımız olmuştu. O zaman internet ve cep telefonu olmadığından ilerletemedik. Hoş, olsaydı da kullanır mıydı, sanmıyorum.

Hangi film gerçek olsun ve siz de içinde yer alın isterdiniz?

Ebediyen bu dünyada, hem de genç ve yakışıklı kaldığınız her film. Mesela, Heaven Can Wait. Tabii Warren Beatty olmak kaydıyla.

Sinemayı sevmek için iyi bir neden söyler misiniz?

Bir neden söyleyemem. Benim için nedenselliğini umursamadığım duygusal bir ilişki.

Sinemanın en kötü özelliği ya da en büyük zararı nedir sizce?

Filmlere yetişirken hayatı kaçırabilirsiniz.

Bugüne kadar gittiklerinizin içinde en sevdiğiniz sinema hangisiydi?

Çanakkale Belediye Yazlık… Artık yok.

İlginizi çekebilir...

Basın Bülteni

“Herkes için Adalet” ilkesiyle 14. kez sinemaseverlerle buluşacak olan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen, Pınar Altuğ Atacan...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et