Sinema yazarlarına sorulmak üzere 10 soru hazırladık. Tümüyle Ters Ninja’ya münhasır 10 ilginç soru. Maksat elbette sinema yazarlarını daha iyi tanıyabilmek… The S-Files adını verdiğimiz bu dosyaların otuz birincisini Mesut Kara için açıyoruz.
Nerede, ne şekilde, kiminle seyrettiğinizi hatırladığınız en eski film hangisi?
Yağmurla Gelen Adam, Doktor Jivago ve Yılmaz Güney’in Seyithan’ıyla, Aç Kurtlar’ı. 7o’lerin ilk yarısında aynı dönemde izlemiştim bu filmleri. Doktor Jivago ve Yağmurla Gelen Adam’ı Kartal Belediye Sineması’nda (şimdiki Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi) babam ve annemle birlekte izlemiştim. Yılmaz Güney filmlerini ise kömürlükten bozma rutubet kokulu adı da Kömürlük olan kışlık sinemada yalnız islemiştim. Aynı günlerde hem yazlık hem kışlık salonu olan Uzunkaya Sineması’nda da (Şimdi Uzunkaya pasajı/işmerkezi) bütün birinci ayak salon filmlerini ailecek izlemeyi sürdürüyordum.
Sinema yazarı olmasaydınız, ne yazarı olmak isterdiniz?
Yazma sevdam edebiyata ilgimle başladı ortaokul yıllarında. Celal Özcan gibi öykü kitapları olan (sonrasında romanları da) bir edebiyat öğretmenimiz vardı. Benimle ve ışık gördüğü birkaç arkadaşımızla yakından ilgilenmişti. O yıllarda İstanbul’un Anadolu yakası’nın Kadıköy’den Tuzla’ya kadar plajları kayalıkları, çay bahçeleri olan, denize girilen sahili vardı. Ortaokul/lise yıllarımda kayalıklarda şarapçılarla oturur öykülerini dinlerdim. O günlerde portre yazarı olmayı seçmiştim aslında. Portre yazarlığı beni sinemanın kamera önü/kamera arkası kahramanlarıyla buluşturdu. Kendimce öyküler, denemeler yazmayı sürdürüyorum. Yoğunlaşamamaktan yarım kalan üzerinde çalışmamı bekleyen roman taslaklarım var…
Hayatınızın sonuna kadar tek bir filmle idare etmeye mahkum edildiniz. Hangi filmi seçerdiniz?
Yanıtı zor bir soru. İlle de tek film diyeceksek Cengiz Tunçer’in (Selma Güneri, Beklan Algan ve Ayfer Feray’ın oynadığı) Sevmek Seni filmi diyebilirim.
Kendinize içlerinden hayali bir arkadaş seçme şansınız olsaydı. Hangi sinema karakterini seçerdiniz?
Tabutta Rövaşata’nın Mahsun’u ya da Recep (Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak)
Hangi sinema oyuncusunun görüntüsüne sahip olmak isterdiniz?
Dustin Hoffman ya da Suphi Kaner
Hangi yönetmenle sıkı dost olmak isterdiniz?
Stanley Kubrick, Yılmaz Güney, Ahmet Uluçay
Hangi film gerçek olsun ve siz de içinde yer alın isterdiniz?
Cinema Paradiso’nun ya da Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ın kahramanı (Recep) gibi gördüm kendimi hep
Sinemayı sevmek için iyi bir neden söyler misiniz?
Sanat hayata dahil ve dairdir. Bunun en iyi yansıdığı, bunu en iyi yansıtan sinema diye düşünüyorum. Film izleme sürecinde hayatla ve kendimle yüzleşirken, bu yüzleşmece sahici olursa arınarak çıktığımı/çıkacağımı düşünürüm. Bir sonraki filmde yeni keşifler yaşayabilme, yeni yolculuklara çıkma beklentisinin yarattığı heyecan yaşama direncini yükseltiyor sanki…
Sinemanın en kötü özelliği ya da en büyük zararı nedir sizce?
Yeni yolculuklara çıkıp, yeni keşifler yaşadığınız, ‘işte budur’ dediğiniz bir filmden sonra sizi tam tersi duygulara savuran bir film izlemek.
Zarar meselesinde de kaçınılmaz olan ticari filmlerin, egemen akımın/ana damarın toplumsal yozlaşma da kültürel anlamda bir ‘kitle imha aracı’na dönüşmesi. Fakat bu yaygın sanatların, iletişim araçlarının kaçınılmaz sonu. Sisteme egemen olanlar her sistemde bundan yarar sağlamıştır.
Bugüne kadar gittiklerinizin içinde en sevdiğiniz sinema hangisiydi?
Alkazar ve Kadıköy Süreyya sineması’nın yeri her zaman ayrıydı.