“Yakında bizde de başlayacak olan gece futbolu hoş ve ihtimal setircilerimiz de fazla saracak bir yenilik olacak.”
Türkiye’deki ilk gece maçı ne zaman oynanmıştı? Maçta neler olmuştu? Maçın yankıları nasıl olmuştu? Futbolun arkeolojisine siz de bizim gibi meraklıysanız, buyrun buradan okuyun…
Ege GÖRGÜN (Landlord)
Eskiden “okuldu, kurstu, işti” derken çok maçlar kaçıyordu. Sonra gece maçları hayatımıza girdi de futbola daha bir doyduk. Elbette biz futbola doyalım diye değil, futbolun ekmeğini yiyen “büyük başlar” daha bir tıka basa doysun diye yaygınlaşan sektörel bir zorunluluktu bu. Belki fikir olarak ilk kez gündeme geldiğinde bu yenilik seyirciler kadar, futbolculuk yaşamlarını amatör olarak sürdüren oyuncular için düşünülmüştü öncelikli olarak. Maçlar için hayatlarını kazandıkları işlerinden güçlerinden kalmasınlar istenmişti. Bir başka neden de yazın hava sıcaklıklarının aşırı arttığı coğrafyalarda yapılan maçlarda oyunculara biraz daha rahatlık sağlayabilmekti.
Türkiye’de ilk gece maçı denemesi 9 Eylül 1939 Cumartesi günü saat 21.00’de Taksim Stadı’nda yapıldı. Bakın aynı yılın yaz başında çıkan haftalık aktüalite dergisi 7 Gün, Yaz Özel Sayısı’nda bu gece maçının müjdesini ve açıklamalarını nasıl veriyordu:
“İstanbul’da gece futbolu başlıyor?
Elektrik ışığında futbol nasıl oynanır?
Taksim stadyumunda gece futbolu oynayabilmek için elektrik tertibatı yapılıyor. Romanya’ya kadar gelmiş olan gece futbolu Balkan merkezlerinde epey seyretmiştik….
Gece futbolu bir düzine yaldızlı topla oynanıyor. Beş, on vuruştan sonra yaldızlı topun parlaklığı solmaya başlayınca, kale dibinde hazırlanmışlardan bir yenisini ortaya koyuyorlar. Kullanılan toplar atılmıyor. Her maçtan sonra beyaz yaldıza bulanarak ikinci oyuna çıkarılıyor.
Gece futbolunun bilnisbe küçük sahalarda seyiri daha kolay oluyor. Çünkü sahanın dört tarafından verilen elektrik ışığı etrafta bir sis tabakası yapıyor. Saha büyük olursa uzaktaki oyuncular sis içinde kalıyorlar.
Yakında bizde de başlayacak olan gece futbolu hoş ve ihtimal setircilerimiz de fazla saracak bir yenilik olacak.”
Galatasaray ve Şişli’nin de katılacağı ve gece maçlarından oluşacak turnuvanın ilk maçı Fenerbahçe ve Beyoğluspor arasında oynanacaktı. 7 Gün dergisinde yazıldığı gibi yaldızlı değil, kireçli suya batırılarak beyazlatılan toplar kullanılacaktı. Tabi topa vuruldukça kireçleri dökülecek, top başka bir topla değiştirilecekti. Çıkan top tekrar kireçli suya batırılacak ve kuruması için top sırasının sonuna koyulacaktı. Sahanın aydınlatması ise saha kenarına dikilen direklerin arasında sallandırılan donanma ampülleri ile gerçekleştircekti. Bu ampuller sahayı ancak belirli bir yüksekliğe ve mesafeye kadar aydınlatabiliyorlardı.
Fenerbahçe sahaya şu onbirle çıkmıştı: İrfan Denever – Lebib Elmas, Şevket Soley – Hayati Öney, Ali Rıza Kansu, Faruk Hizer – Fikret Kırcan, Semih Arıcan, Fikret Arıcan, Rebii Ersoy ve Basri Taşkavak.
Sarı-lacivertliler ünlü hakem Şazi Tezcan’ın yönettiği maçı iki Fikret’in birer ve Basri’nin iki golüyle 4-2 galip bitiriyorlardı. Ancak stadı tıklım tıklım dolduran Fenerbahçe taraftarları bile maçı bu galibiyetin tadını çıkaramadıkları şartlarda izlemişlerdi. O dönemdeki teknik imkanlarla bu gece maçından umut edilen verim alınamıyordu ne yazık ki.
Daha uygun şartlarda ilk resmi gece futbol maçı için 8 Temmuz 1954’ü beklememiz gerekecekti. Ankara 19 Mayıs Stadı’nda oynanan ve 2-2 biten Gençlerbirliği – Ankara Demirspor maçı Türk futbol tarihine ilk gece maçı olarak geçiyordu.