Hikayemi yazacaksın ve yazdığın her kitap hikayem ile bir şekilde ilintili olacak.
Roland Deschain/Silahşor
Masis Üşenmez
Ülkemizdeki çizgi roman üretimi son zamanlarda ivmelenmeye başladı. 10tl’ye oldukça kaliteli işler sunan NTV’nin, dünya klasikleri ile başlayan, sonrasında pastadan pay kapmak için bir çok farklı yayınevinin çizgi romana el atması ile devam eden bu çılgın büyüme, kitapçıların raflarında ufak bir köşede bizi bekleyen çizgi roman bölümünün gelişmesine yol açtı. Yabancı yayınların Türkçe çevirilerinin yanında artık Deli Gücük gibi kendi üretimimiz olan son derece kaliteli işlere de rastlar olduk.
Dikkat çeken çizgi romanlardan bir diğeri de tamamlanması yazarı Stephen King‘in 25-30 yılını alan destansı mit Kara Kule. 7 kitapla beraber, uçsuz bucaksız bir fantazi edebiyat şaheseri olarak bittikten sonra Silahşor’un maceralarına doyamayan okuyucular için yeni mecralar denenmeye başlandı.
Filminin çekilmesi arapsaçına dönmüşken Silahşor Roland Deschain Marvel’in gücünü arkasına alarak 2007 yılından itibaren uzun soluklu çizgi roman macerasına başladı. Eisner Ödüllü Ressam Jae Lee‘nin çizimlerini renklendiren Richard Isanove‘un işbirliği ile, yazar Peter David‘in metinleri, Kara Kule: Sözcükler Dizini adlı kitabın yazarı Robin Furth‘un büyük katkıları ve ayrıca, Stephen King’in yaratıcı vizyonuyla Silahşor hiç olmadığı kadar kanlı ve canlı olarak karşımızda (Reklam sloganı gibi yazdım ama hepsi de önemli isimler).
Öncelikle Kitabın hikayesini bir özetle geçelim. Orta Dünya’da geçen hikayede Roland Deschain dünyada kalan son silahşordür. Varlığın Merkezi olan Kara Kule’ye doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkmıştır. Zaman ve mekan olgularının iyice karıştığı hikayede Roland yanına bazı yoldaşlar katarak farklı farklı evrenlerde birçok maceraya atılacaktır. Stephen King’in onlarca edebi esere göndermeler yaptığı Kara Kule aslında Robert Browning‘in Childe Roland to the Dark Tower Came adlı destansı şiirine dayanmaktadır. King’in neredeyse bütün eserleri de bir şekilde Kara Kule ile ilintilidir. Tolkien‘in Yüzüklerin Efendisi, Artur C. Clarke‘ın Rama‘sı ya da Asimov‘un İmparatorluk‘u gibi bir epik seridir Kara Kule.
Aslında Kara Kule çizgi roman serisinin en büyük özelliği kitapları kronolojik sıraya göre anlatması. Romanda bölüm bölüm geriye dönüşler ile öğrendiğimiz Roland’ın geçmişi ilk defa okuyucuya baştan sona veriliyor. Aslına bakılacak olursa Silahşor’un Doğuşu serinin 4. kitabı olan Kara Kule : Büyücü ve Cam Kure’den derlenmiş. Hikayeyi derleyen Robin Furth romanı bir film gibi ele alarak görsel öğeleri önplana çıkaracak bölümleri ayıklayarak farklı bir kurgu yaratmış. Tüm karakterleri listelemek, olayları kronolojik sıraya sokmak gibi ağır işlerin hepsini King’in süpervizörlüğünde Robin Furth gerçekleştirmiş.
Silahşor’un Doğuşu bizi Roland’ın çocukluğuna götürüyor. Arkadaşları ile silahşor olmak için Cort tarafından eğitilen Roland Deschain, babasının yokluğunda annesinin koynuna girdiği Marten Broadcloak’ı öldürebilmek için Cort’a meydan okuyor. Eğitimini bitirmeden girdiği bu riskli kumardan savaş kurnazlıkları ile galibiyetle ayrılan Roland en geç silahşor olma onurunu yaşayarak ilk silahına da kavuşuyor. O gece kendisini fahişelerin kucağına atan Roland, babasının ortaya çıkması ile planından vazgeçerek arkadaşları ile beraber Hambry’e doğru yola çıkıyor ve asıl macera da yavaş yavaş şekilleniyor.
Böylece Kara Kule’yi bulma yolunda Roland’ın Ka’tet ‘i kuruluyor. Bu kavrama biraz açıklık getirmek gerekirse, Ka bizleri şekillendiren, hayatımızı yönlendiren kaderin, Kara Kule dünyasındaki adıdır, Ka’tet ise aynı kaderi paylaşan, aynı yolda ilerleyen gruba verilen isimdir. Ka’tet aslında birçok şeyden oluşan ama aslında tek olandır.
Altın Kitaplar tarafından dilimize kazandırılan çizgi roman serisi 240 sayfa renkli ve 15 TL etiket fiyatı ile Nisan ayında raflardaki yerini aldı. Şu an elimde itina ile tuttuğum Kara Kule – Silahşörün Doğuşu adlı grafik roman Marvel’in çıkardığı ilk 7 cildin tümünü kapsıyor. Şimdiye kadar Marvel toplam 6 ana bölümde seriyi toplamış.
1 The Dark Tower: The Gunslinger Born (Silahşor’un doğuşu) 2007
2 The Dark Tower: The Long Road Home (Eve doğru uzun bir yol) 2008
3 The Dark Tower: Treachery (İhanet) 2008—2009
Özel Sayı: The Dark Tower: The Sorcerer (Büyücü) 2009
4 The Dark Tower: The Fall of Gilead (Gliead’ın Düşüşü) 2009
5 The Dark Tower: Battle of Jericho Hill (Jericho tepesi Savaşı) 2010
6 The Dark Tower: The Gunslinger (Silahşor) 2010
Altın Kitaplar güzel bir işe imza atmış. Ancak tek problem, çizgi romanın orjinal roman kadar olmasa da biraz ağır bir dille ilerlemesi, sanırım genç okuyucuları zorlayacaktır. Bu ağırlık orjinal metinden mi kaynaklanıyor yoksa Türkçe çevirisinde mi bu problem var şu an için bilemiyorum. Özellikle çok fazla karakter bir anda önümüze sunulduğu için romanı okumamışsanız bir süre hikayenin içine giremeyebilirsiniz. Ancak ilerleyen sayfalarda hikayeye kendinizi kaptırırsanız bir süre sonra Roland’ın dünyası heyecanlanmaya ve sizi sürüklemeye başlıyor.
Sizi her şeyi başlatan ve bitiren o büyülü sözcüklerle uğurluyorum.
Siyahlı adam çölde kaçıyordu. Silahşör de peşindeydi…