Uğur Yücel sinemasını iki kategoride değerlendirmek mümkün. Birincisi Yücel’in ‘yönetmen kimliği’ ile kamera arkasına geçtiği, kendi hikayelerini anlattığı Yazı Tura ve Soğuk; ikincisi de daha sektörel işler olan Hayatımın Kadınısın ve Ejder Kapanı. Bizde 32. İstanbul Film Festivali’nde ilkgösterimi yapılan, 63. Berlinale’nin panorama seçkisinde de yer alan Soğuk, bir anlamda Yazı Tura‘nın devamı niteliğinde; Yücel, Yazı Tura‘da anlattığı Güneydoğu gazisi iki askerin üçüncüsü olarak kurguladığı Enver’ın çevresinde örmüş bütün hikayesini.
Enver, evlilik arifesindeki sıradan bir Anadolu erkeği; maço, meyhaneden beri durmuyor, hem abisi, hem de babası tarafından baskı altında tutuluyor, evlenecek ve totaliter aile rejiminin devamını sağlayacak… Karlar altındaki bir Kars kasabasındayız; buradaki erkeklerin geceleri yaptığı tek sosyal aktivite var, o da Rus kadınların çalıştığı pavyonda eğlenmek. Enver, bu Rus kadınlardan üçünü mekandan çıkararak arkadaşlarıyla birlikte bir bekarlığa veda partisi yapmaya girişiyor. Ama ne girişme! Enver’in bunca yıldır baskıladığı ataerkil damar, Kars kırsalında bir bağ evinde patlıyor ve ortalığı kan gölüne çeviriyor.
Enver’i kontrol altına alması gereken abi, tren yolu işçisi Balabey’se, tutuyor bu Rus kadınlardan birine aşık oluveriyor. Erkekler aşık olmadığı kadınlarla evleniyor, bu kadınlar evde erkeklerin pavyondan dönmesini bekliyor, herkes kendine biçilen rolü mutsuzca oynuyor kısaca. Çatışma ağı bu minvalde kurulurken, diğer yanda da bedenini satarak ayakta kalmayan Rus kadınlarının trajedilerine tanık oluyoruz.
Yücel’in birbiri içine geçen çok katmanlı draması, A. Emre Tanyıldız imzalı muhteşem görüntü yönetimiyle birleşince Soğuk üstün bir çalışmaya dönüşmüş bana kalırsa. Kıyıda, köşede gibi gözüken karakterler dahi etkin olarak çatışmanın içinde, etkileşim halindeler. Ve bu karakterlerin hepsi işinin ehli isimler tarafından canlandırılmış: Şebnem Bozoklu, Ezgi Mola, Rıza Sönmez… Özellikle iki kardeşe can veren Cenk Medet Alibeyoğlu ve A. Rıfat Şungar, deyiş yerindeyse döktürmüşler!
Uğur Yücel’in oyunculuğu hakkında zaten kelam etmeye gerek yok, yönetmen olarak da sinemamızda çok önemli bir boşluğu doldurmaya başladığını belirtebiliriz rahatlıkla. Yücel, kırk yıllık usta yönetmenden beklenebilecek olgun bir üslupla, iki filmdir ataerkil düzenin deşifresini ve yarattığı tahribatın fotoğrafını çok iyi aktarıyor. İktidarın hastalıklı yapısını deşen, onu masaya yatırıp öğelerine ayıran Soğuk, Yazı Tura‘yı tamamlayan, ‘iktidarın iktidarsızlığı’ üstüne söylenen önemli bir deneme sonuç olarak.
Yönetmen ve senaryo: Uğur Yücel
Oyuncular: Cenk Medet Alibeyoğlu, A. Rıfat Şungar, Valeria Skorokhodova
Yapım: 2013 / Türkiye / 105 dk.