Deha ile delilik arasında ince bir çizgi olduğu söylenir hep. Her dahi biraz kaçık, her deli de biraz zekidir. Amerika’nın “eski” dâhilerinden Bobby Fischer da bu ince çizgi üzerinde dengesini bulmaya çalışanlardan biriydi.
Mert Tanöz
Bir satranç ustası olan Bobby Fischer, komünist ve bekâr bir annenin çocuğudur. Babasını tanımayan Bobby, annesinin görüşlerinden dolayı dışlanmış bir dünyada büyümüş. Dış dünyaya annesi yüzünden kendini kapatan Bobby 6 yaşında satranca başlar. Satrancı kendi kendine öğrenen ve kendi kendini geliştiren Bobby, çok geçmeden karşısına çıkan herkesi yenmeye başlar. Soğuk Savaş döneminde her alanda birbirine giren Sovyetler ve Amerika arasındaki mücadelenin satranç ayağında ABD’nin tek güçlü silahı haline gelen Fischer’ın asıl amacı ise önüne çıkan herkesi yenip Dünya Şampiyonu olmaktır. Bunalımlı süreçlerin, karakteristik dalgalanmaların sonunda Fischer en büyük rakibi Rus Spassky’i yenerek şampiyonluğa ulaşmayı başarır.
Last Samurai ve Blood Diamond filmlerinin yönetmeni Edward Zwick imzalı “Şah Mat” (“Pawn Sacrifice”) Bobby Fischer’ın hayatına kişisel sorunları ve kaybolmanın eşiğine gelen akli dengesi üzerinden yaklaşan bir biyografi. Zwick’in daha önceden aşina olduğu yapıdaki film, Fischer üzerinden de Soğuk Savaş dönemine dair birkaç önemli noktaya temas ederken, hükümetlerin zekaya yalnızca “çıkar” amaçlı başvurduğu, dehaları yalnızca çıkarlar uğruna desteklediğini bir kez daha gösteriyor.
Lawn Sacrifice hikayesiyle birçok kişinin ilgisini çekecek bir biyografi. Fischer’ın annesiyle olan ilişkisi, psikolojik sorunları, kendine başkalarına çıkardığı zorlukların yanı sıra dünyanın en iyisi olarak komplo teorilerinden etkilenmesi de insanı hayrete düşürüyor. Açıkçası filmden sonra hikayede önemli bir yere sahip olan bu teorilere daha temkinli yaklaşma gereği duyduğumu söyleyebilirim. Artık sinema ve dizilerin sıkça değindiği, bizleri adeta “uyarmaya” çalıştığı bu meselelerin, tarihin en büyük satranç ustasını bile hayatını mahvetme noktasına götürecek, hatta “delirtecek” kadar etkilemesi ilgimi çekti, beni bu konu hakkında daha çok düşünmeye teşvik etti.
Bunun yanı sıra filmin hükümet ve vatandaş arasındaki ilişkiye teması da büyük bir öneme sahip. Hükümetlerin insanları nasıl kullanabildiğinin yanı sıra bir satranç karşılaşmasının bile ne gibi bir öneme sahip olabileceğini gösterirken, Fischer’ın hayatına olan etkisiyle de hükümetlerin ne kadar umursamaz olabileceğini bir kez daha kanıtlıyor. Soğuk “Savaş”ta olduğu gibi dünkü ve bugünkü “savaşlar”da da devletin insanları önce nasıl desteklediğini, ardından da nasıl silip bir kenara attığını açıkça belirtiyor. Kesilmeyen temposu ve dokunduğu meselelerle izlenmeyi kesinlikle hak eden bir yapım.
Şah Mat (Pawn Sacrifice)
Yönetmen: Edward Zwick
Senaryo: Steven Knight, Stephen J. Rivele, +2
Oyuncular: Tobey Maguire, Liev Schreiber, Peter Sarsgaard
2015 / ABD / 114 dk.