Geçtiğimiz günlerde Can Yayınları’ndan çıkan Junichiro Tanizaki’nin Anahtar adlı romanında sinema, karakterlerin günlük hayatlarını dolduran önemli özelliklerden biridir. Orta yaşın üzerinde bir çiftin cinsel yaşamına Tanizaki usulü yaklaşan 1956 tarihli romanda, karı-kocanın birbirlerinden sözde “gizli” olarak tuttukları günlüklere yazdıkları arasında, dönemin ünlü oyuncularından ve filmlerinden izler var.
Adamın günlüğü – 7 Ocak
Bugün Kimura yılbaşı kutlaması için geldi. Faulkner’in Kutsal Sığınak’ını okuduğumdan kısaca hoş geldin dedikten sonra çalışma odama geri çıktım. Kimura misafir odasında karım ve Toşiko ile bir süre sohbet ettikten sonra, saat üçü geçerken hep birlikte Audrey Hepburn’ün Sabrina filmini izlemeye gittiler… Karım evimize gelen misafirlere soğuk davranır, özellikle erkek misafirlerin yanına bile çıkmak istemez ama yalnızca Kimura’ya özel bir yakınlık gösteriyor. Toşiko, karım ya da ben şimdiye kadar bir kez bile dile getirmedik ama Kimura, James Stewart’a benziyor. Üstelik karımın James Stewart hayranı olduğunu ben de çok iyi biliyorum. (Karım bunu kendi söylemiş değil ama James Stewart filmi geldiğinde asla kaçırmaz, mutlaka izlemeye gider)… (Syf. 17-18)
Audrey Hepburn’in adı geçen filmi Sabrina, 1954 yılında çekilmiştir. Hepburn’ün başrolü Humphrey Bogart ile paylaştığı filmin yönetmeni Billy Wilder’dır ve film Japonya’da 28 Eylül 1954 yılında vizyona girmiştir.
Kadının günlüğü – 27 Şubat
Pazar günü olduğu halde, sabahın 9 buçuğunda bize uğrayan Bay Kimura Kırmızı ve Siyah filmini izlemeye birlikte gitmeyi teklif etti. Şu sıralar üniversiteye girmek isteyen öğrenciler sınav hazırlığıyla meşgul olduğundan, öğretmenlerin iş programı da bir hayli yoğun…
Neyse. Bu ay yalnızca Pazar günleri kendine zaman ayırabiliyormuş, ama Pazar günleri kocam tüm gün evde olduğundan benim dışarı çıkmam biraz sıkıntı yaratabilir. Bay Kimura evden çıkarken Toşiko’ya da haber vermiş. Ondan biraz sonra da Toşiko geldi. Yüzünde “Aslında gitmek istemiyorum, ama annem için kendimi feda ederek eşlik edeceğim” diyen bir ifade vardı.
“Pazar günleri sabah erkenden gitmeyince yer bulmak pek mümkün olmuyor,” dedi, Bay Kimura. Öte yandan kocam da “Ben bütün gün evde kalacağım. Bana aldırma sen. Haydi git. Zaten Kırmızı ve Siyah’ı görmek istemiyor muydun?” deyip duruyordu. Kocamın bu kadar ısrarlı olmasının nedenini elbette anlıyordum. Böyle bir durumla karşılaşabileceğimi düşünerek gerekli önlemi de aldığımdan, sonunda üçümüz birlikte çıktık. Öğlen yemeğine davet ettim, ama ikisi de evlerine döndüler… (Syf. 45)
***
Kitapta geçen söz konusu film, 1 aralık 1954 tarihinde Japonya’da vizyona giren Stendhal’ın romanından uyarlanmış olan film olsa gerek. Fransız yapımı olan Le Rouge et Le Noir, Claude Autant-Lara tarafından yönetilmiştir. Filmin başrolündeki oyuncular ise Gérard Philipe ve Danielle Darrieux’dür.
Kitapta adı geçen filmlerin haricinde Anahtar, Kon Ichikawa tarafından 1960 yılında aynı isimle sinemaya uyarlanmış, ayrıca 1983 yılında Tinto Brass’ın ismi yine aynı filmine temel teşkil etmiştir.