İki kocadan ayrılmış tanınmış sinema yıldızı Rita Hayworth evli genç bayanlara 10 maddelik bir nasihat vermektedir. Bu 10 madde genç evlilere saadeti temin edermiş!…
(6 Ekim 1946 tarihli Yedigün dergisinden aynen neşrediyorum, efendim. Hollywood Televolesi diye tabir edebileceğimiz bu magazinel metnin yazarı Solelli imzasını kullanmış. Çok kuvvetle muhtemeldir ki, bu zat roman ve senaryolar yazmak dışında, Hayat Ansiklopedisi’ni çıkarmış olan Sezai Solelli’nin ta kendisi. Zamanın ruhunu size daha iyi yansıtabilmek için metnin Türkçesine müdahale etmedim. Ve Televole dediğime bakmayın siz, bugünün magazin geleneği yanında o zamanki son derece seviyeli. Haberler, masa başı olduğu bariz “saadetin 10 şartı” dışında – cemiyet haberleri hep. )
Rita Hayworth geçenlerde bir gazeteci ile konuşurken laf dönmüş dolaşmış evlilik hayatına intikal etmiş. Gazeteci:
– Evlilikte bir hayli tecrübeniz var. Genç kızlar için bir iki tavsiyede bulunamaz mısıniz? diye sormuş.
Malumunuzdur ki, Rita ikinci kocası Orson Welles‘den geçenlerde ayrılmıştı. Onun için genç kadının evlenme işlerinde oldukça tecrübe sahibi bulunduğunu kabul edebiliriz.
İşte Rita Hayworth’un evli genç kadınlara verdiği 10 nasihat:
1. Eğer kocanızdan ağırsanız sakın kendinizi ona taşıtmağa kalkmayınız. Bir taşır, iki taşır, üçüncüde bıkar. Bu yüzden aranıza bir tatsızlık girer.
2. Kocanızın eski aşklarından bahsetmesine müsaade etmeyiniz. Belki ilkin bunlar sizi üzmez gibi görünürse de, zamanla,bunlar aile saadetinizi bozabilir.
3. Kocanızın cep harçlığını nerelere sarfettiğini sormayınız. Nihayet o bir erkektir. Size manasız görünse bile, onca bu paranın sarfedilmesi için lüzumlu yerler vardır.
4. Sabah kahvaltısında gazete okumak erkeklerin adetidir. Buna mani olmağa çalışmayınız. Hatırınız için okumaktan vaz geçse bile aklı gazetesinde kalacağı için onunla konuşmaktan bir zevk almayacaksınız.
5. Yabancıların yanında kocanızla şakalaşmayın. Münaıkaşalara girmeyin. Kocanız belki bunlardan hoşlanır ama, yabancıların bunları duymasını katiyen istemez.
6. Bazı şeyleri onun seçmesine müsada ediniz. Mesela yapılacak yemekleri kendisine sorunuz. Bir iki fikir yürüttükten sonra neticeoe nasıl olsa: “Sen ne istersen onu yaptır” diye size barıkacak, fakat fikri sorulduğu için çok memnun olacaktır.
7. Sıkıcı bir iş yaparken kocanızdanh yardım istiyeceğinize, işi yaparken yorulmuş gibi görünün derhal yardımınıza koşacak ve size yardım etmiş olmaktan büyük bir sevk duyacaktır.
8. Kadınlar umumiyetIe radyoda siyasi konuşmalar dinlemekten hoşlanmazlar. Aksine her erkek de siyasetten -anlasın veya anlamasın – hoşlanır. Onun için
büyük bir sabır göstererek radyodaki ajans haberlerini, siyasi konuşmaları dinleyiniz.
9. Erkek arkadaşlarile arada sırada buluşup, erkekçe yarenlik
etmesine mani olmayınız. Bu hususta katiyen kıskançlık göstermeyiniz. Aksi takdirde, bu arkadaşlıklardan vaz geçemiyeceği için, onu zorla yalancılığa sevketmiş olursunuz.
10. Gece yatarken bırakın elektrikleri kendi söndürsün. Bu ona erkekliğini hissetmek için bir fırsat verir.
Rita Hayworth’a göre bu tavsiyeleri tutan genç kadınlar kocaları ile daima mesut geçinirler. Peki o halde, Rita aleme tavsiyelerde bulunacağına niçin kendi bu
tavsiyeleri tutup da evlilik hayatında saadete eremedi? İki kocadan boşandı?
Ama belki de bunlari ikinci kocasından boşandıktan sonra öğrenmiştirde iş işten geçmiştir. Bugünlerde Alice Faye‘in eski kocası Tony Martin ile sık sık dolaşıyor;
Belki de evlenirler. O zaman Rita’ya bu meşhur nasiyatlerini acaba kim hatırlatacak. Herhalde bir hayır sahibi çıkar…
*
Cazlarda şarkı şöyleyen gençlerin bir fırsatını bulup stüdyolara kapağı attıkları sık sık vakidir. İşte Fred Mac Murray de bunlardan biridir. İlk zamanlar Fred caz ve orkestralarda saksofon çalardı. Bir aralık Guo Arnheim orkestrasında çalışırken kendisine, şarkı söylemek fırsatı verildi. Hatta Fred bu orkestranın refakatinde söylediği bir kaç şarkıyı plağa dahi geçirdi. Film çekme teklifini ilk defa Broadway sahnelerinden aldı. O zamanlar orkestrasile birlikte “Roberta” revüsünde çalışıyordu. (Bu revünün filmini Ginger Rogers – Fred Astaire çifti çevirmişlerdi.) O zamandan beri durmadan yükselen sevimli yıldız şimdi son çevirdiği “Geçmişi hesaba katmayın” adlı filmiyle ilk defa olarak serbest çalışmaktadır.
*
Betty Grable de şarkıcılıktan yıldızlığa geçen, sanatkarlardan biridir. Çok gençken Jay Whidden orkestrasında şarkı söylerdi. Paramount direktörleri onu beğenip
derhal stüdyolarına aldılar. Fakat burada gayet küçük rollerden ileri geçemedi. Yükselmek için bir türlü fırsat bulamıyordu. Nihayet stüdyodan ayrılarak Broadway’a geçti. Burada “Du Barry was a Lady – Aşk sarayı” piyesinde oynadı. İşte bu piyeste oynayışı onu tekrar Hollywood’a getirdi. Ama bu sefer başka bir stüdyoya, Fox kumpanyasına hem de yıldız olarak geldi.
*
Alice Faye de ilkin Rudy Vallee‘nin meşhur “The Connecticut Yankees” orkestrasında şarkı söylüyordu. Bundan on iki, on üç ay kadar’ önce Rudy Vallee’yi te orkestrası ile birlikte “George White rezaletleri” adlı müzikal filmde oynamak üzere Hollywooda çağırdılar. Filmde Rudy şöhret yapacağı yerde Alice Faye göze çarptı ve birdenbire meşhur olarak Hollywood’da kaldı.
Dorothy Lamour, Paramout hesabına çıplak filmler çevirmeden evvel Herlire Kay’in orkestrasında şarkı söylerdi. Stüdyo onu bu orkestradan çekip aldı ve yıldız yaptı. Herlie Kay hala orkestrasile şehir şehir dolaşmakta ve muhtelif şarkıcılar değiştirmektedir.
Janet Blair de Hal Kemp orkestrasının solisti idi. Columbia onu bu orkestrada görüp beğendi ve beyaz perdeye aldı.
Görüyorsunuz ki bu misalleri uzatırsak bu listeye daha bir çok meşhur isim ilave edebiliriz.
Her zaman size yıldızlardan bahsedecek değilim ya, biraz diğer isimlsi kahramanlardan, veya bunlardan birinden bahsedeyim. Elimde iyi bir fırsat var: Warner Bros. Stüdyosundaki dostum reklam işleri direktörü Schafer bana yolladığı bir yazıda 19 yaşında sevimli bir genç kızdan bahsediyor. Adı: Polly Craus. Durun bu yazıyı beraberce okuyalım:
Warner Bros’a yeni bir eleman geldi. Çok sevimli, cana yakın bir kızcağız. Ateş gibi bir şey. Şimdi rejisör Fritz Lang‘a Script-girl (film çevrilirken rejisörün yanında bulunup ona yardım eden hususi katibe)· vazifesini yapıyor. Script – girl olmak belki pek mühim bir şey değildir ama bu kız gibi olmak meseledir.
Polly Craus henüz 17 yaşında iken rejisör Cecil B. De Mille‘e mektup yazmış. Mektepte verdikleri piyeslerde ‘rejisörlük’ ettiğinden bahsetmiş, bir filmin çekilişinde hazır bulunmayı çok arzu ettiğini bildirmiş. B. De Mille kızın mektubundaki samimi ifadeden pek hoşlanmış, kendisini sütudyoya davet etmiş. Genç kız o büyük rejisörün o sırada çevirmekte olduğu “Zafer ordusu” filminde baştan sonuna ·kadar hazır bulunmuş. Rejisörle, bütün yıldızlarla ve teknik elemanlarla tanışmış. Anlamış ki, bir stüdyoda çalışmak için pek gençtir. Gitmiş bir buçuk yıl Los Angelos tiyatro kolejinde tahsil görmüş, Sonunda gitmiş M-G-M. studyosunun kapısını aşındırmış. Nihayet oraya Script – girl olarak girmiş. Orada kısa bir müddet kaldıktan sonra Warner Bros studyosuna geçti. Şimdi bütün gayesi rejisör muavini olmak. Ondan sonra da rejisör olacakmış. Bu gidişle onun herşey olabileceğine bütün studyo inanmış bulunuyor. Çünkü genç kızın öğrenmeğe karşı büyük bir hevesi var. Her şeye karşı merakı var. Bu gidişle onun bir gün
Rejisör olarak büyük filmler çevireceğine inanabiliriz. Belki de, bir gün bir Hedy Lamarr olup çıkabilir.
Epeydir beyaz perdede görmediğimiz Melvyn Duglas son zamanlarda Rosalind Russell ile “Boş kalbim” adlı hafif bir komedi çevirdi. Filmin rejisörlüğünü Charles Vidor yapıyor.
Glenn Ford bir kaç üniversite talebesi tarafından yılın en beğenilen erkek artisti olarak seçilmiştir.
Tamamen zenci artistlerin çevirmiş olduğu “Siyah inciler” filminde Katherine Dunham trupu ile görmüş olduğumuz Janet Collins, Columbia stüdyosu tarafından “Brezilya heyecanı” adlı filmde Cenup Amerika dansları yapmak üzere angaje edilmiştir. Bu filmin baş rollerini Ann Miller, Evelyn Keyes ve Lee Bowman yapmaktadır.
Brian Ahern‘den ayrılmış olan Joan Fontaine stüdyo idarecilerinden William Dozier ile evlendi…