“…(Metin Demirhan) değer verdiği bir ideal uğruna bu dünyanın türlü türlü nimetlerini gözünü kırpmadan reddedip ‘zahirde kaybedenler’den biridir.” Ali Murat Güven
Metin gideli 1 sene olmuş. İnanamadım. Emin misiniz diye sordum Gölge‘deki arkadaşlara… eminlermiş tabi, bendeki de laf işte.
Metin’in sevebileceği ya da yönetmenine küfür edebileceği pek çok film seyrettim bir yıl içinde. Keşke o da izleyeblseydi de küfür etseydi.Az çok bizim kafadakilerin ölümle ilgili derdi biraz da çekilecek filmleri seyredemeyecek olmak değil midir? İlla ki Metin’in de öyleydi.
Bu popüler kültür işlerine gönül verenler en iyi biliyorlar… Metin gidince hayatımızın bir rengi de yok oldu. Tıpkı Sadi Konuralp vefat ettiğinde olduğu gibi. O rengin yokluğunu hissetmek bile bir ayrıcalık ama. O his hayatızın bir yerinde o rengi gördüğünüz anlamına geliyor.
Metin gidince, tıpkı bin kişinin takip ettiği bir dergi kapandığında (mesela Geceyarısı Sineması gibi) o bin kişinin hayatında oluşan türden bir eksiklik oluştu hayatımızda. Fark, yeni bir dergi çıkabilir o eksikliği kapatacak ama Metin bir daha dönmemecesine gitti ve ardında telafi edilemez bir boşluk bıraktı.
Metin gideli 1 sene olmuş. Kötü filmler çekildiği sürece hatırlayacağız Metin’i. Korku filmleri olduğu sürece… Çizgi romanlar var olduğu sürece… Biz hayatta olduğumuz sürece..
Kaç kişi bu kadar uzun süre hatırlanacak biri olma şansına sahiptir ki…
Gittiği yerde film izliyordur belki şimdi, yanı başında sevdiği sinema suretleri… Belki de bizi seyrediyor ve yazdıklarımızı görünce bir kötü adam kahkahası atıyor yüksek volyümlü…
Not: Bu metin aslen ve ilkin Gölge e-dergi için kaleme alınmıştır. Gölge e-Dergi’nin 14. sayısında geçen yıl bu zamanlarda kaybettiğimiz kült filmlerin unutulmaz seyircisi, sinema yazarı ve karikatürist Metin Demirhan anılmaktadır.