Pop’un Rönesans Adamı Moby’nin son albümü Hotel adını taşıyor. Albümün adına aldanmayın; Moby beşinci albümünde hiçbir yerde duraklamadan, bildiği yolda ilerlemeye devam ediyor.
“Otellerle ilgili beni en çok etkileyen şey, bir otel odasına giriş yaptığınızda, istisnasız her seferinde sanki o odaya o güne kadar giren ilk kişi sizmişsiniz gibi hissetmeniz. Oysa derinlerde bir yerlerde gayet iyi biliyorsunuz ki, yalnızca altı saat önce biri o yatakta sevişmiş, bir adam kız arkadaşından o odada ayrılmış ya da birileri banyoyu kullanmış. Otellerde olabilecek en samimi insani şeyler gerçekleşir ama onlar yine de anonim kalmayı becerirler. 24 saatte bir kendilerini temizlerler. Bu biraz kulağa garip gelebilir ama ben bunun bir şekilde insan durumunu andırdığını düşünüyorum.”
Gelecekte bir gün geriye dönüp 2000’li yılların müzikal çehresine bakanlar Moby’nin o çehrede bıraktığı derin izleri rahatlıkla görebilecekler. Bugüne dek dance, rave, ambient, rock, elektronik gibi pek çok tarzı yedirdiği müziklerle yol alan Moby’nin eklektik müzik geleneğini beşinci stüdyo albümü Hotel’de de sürdürdüğünü görmek mümkün. Bu albümdeki şarkıların her biri bize Moby’nin müziğe ne kadar geniş perspektiften bakabildiğini gösteriyor bir kez daha. Ama yine kendi adıma bu albümde Moby’nin eskiye nazaran, daha bir rock’tan yana tavır koyduğunu söyleyebilirim. Zaten Moby’nin “Bu albümü yaparken aklımda Sisters of Mercy, Killing Joke ve New Order vardı” şeklindeki sözleri de bir nebze olsun bu saptamamı destekliyor.
Moby albümüne neden Hotel ismini verdiğini albümün kapak içi kağıdında uzun uzun anlatıyor. Girişteki alıntı o yazının özeti sayılabilir. Hayatının çoğunluğu turneler, konserler ve gezmeler yüzünden otellerde geçen birinin, otellerle yakınlaşmasından doğal bir şey yok herhalde. 14 şarkılık albümde iki düet, iki de enstrümental şarkı var. Bunların dışında Moby şarkı söylemeyi özlemişçesine vokalleri ele almış. Sample kullanılmayan bu ilk Moby albümünde karşımıza çıkan kadın vokalinin sahibi ise Laura Dawn. Dawn, Bush aleyhine organize ettiği kampanyalarla tanınıyor.
2003’te Efes Pilsen ne Love Festival’in konuğu olarak Türkiye’ye gelen ve bizzat benim de hazır bulunduğum unutulmaz bir konsere imza atan Moby, şu aralar Manhattan’da açtığı çay dükkanı Teany ile gündemde. Kendisine yakışanı her ne kadar Amsterdam’da bir “Coffe Shop” açmak olsa da, 14 yıllık kariyerinde yer alan bir sürü ilginç detaydan biri olarak not edilebilir bu da.
Pop’un Rönesans Adamı olarak nitelendirilen Richard Mellville Hall, nam-ı diğer Moby, Hotel’i yatak odasındaki stüdyoda tek başına kaydetmiş. (Şarkıların tümünün söz ve bestesinin kendisine ait olduğunu ve tüm enstrümanları da onun çaldığını eklemeye gerek var mı?) Yalnızca Laura Brown’ın vokallerinden ve davulcu Scott Frassetto’nun yardımlarından yararlanmış. David Bowie, New Order, Joy Division, Echo and the Bunny Men ve R.E.M. hayranı olan Moby, Moby Dick’in ünlü yazarı Herman Melville’in soyundan geliyor. Moby isminin nereden geldiğini sanıyordunuz ki?
