BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Öykülü Pazarlar: Gitarist - Masis Üşenmez yazdı.

Öykü

Öykülü Pazarlar: Gitarist – Masis Üşenmez yazdı.

Öykülü Pazarlar: Gitarist – Masis Üşenmez yazdı.

Gitarından çıkan tınılar kendisini tatmin etmiyordu. Uzun yıllardır insanlar sanatın birçok dalında olduğu gibi müzikte de söz sahibi olmaktan çıkmışlardı. Sadece gitar çalmaya programlanmış bir android ile nasıl baş edebilirdi ki? Keşke onlar gibi çalabilseydi, ün ya da para için değil, sadece kendini tatmin etmek için Rebels adlı televizyondaki şu andoridlerden daha iyi çalabilmeyi isterdi. Kendisi gibi saf insan yapımı müziği de dinleyenler az da olsa vardı tabii ki, ama artık bu sadece bir hobi idi. Gençlere göre eski kafalıların, dinozorların müziği…

Rebels gerçek müzik aletlerini kullanarak tasarlanmış bir android grubuydu. Diğerleri gibi sadece bilgisayar tınılarını kullanmıyorlardı, ancak uzuvları enstrümanlarına bağlıydı ve istedikleri anda istedikleri sesi verebiliyorlardı.

Oluşumlarında birçok müzik virtüozunun beyin fonksiyonları yardımcı olmuştu. Üç boyutlu ortamlarda Jimi Hendrix, Satriani gibi birçok deha tekrar tasarlanarak el hareketleri çözümlenmeye çalışılmıştı. Rebels’ın işlemcileri sadece müzik yapmak için değil, beste yapmak için de son derece başarılı şekilde çalışıyordu. En çok kullanılan sekiz farklı dilden milyonlarca kelime hazinesine sahip diskleri sürekli yeni rock hitleri tasarlıyorlardı.

Milyonlarca minik transistörle savaşabilir miydi? Ancak birinin müziğin özgürlük olduğunu ve insan eliyle yapılması gerektiğini göstermesi gerekiyordu. Bu düşüncelerle barmene “hesabımdan düş” dedi, viskisinden son bir damla alarak barın izbe sahnesine çıktı. Müziğini yapmaya başlamıştı, ancak kimse sahnedeki gitaristle ilgilenmiyor gibiydi. İzbe barın sigara dumanı altında birkaç bankacı kılıklı az önce tuvaletten makyajını düzeltip çıkmış yüz ytlye her haltı yemeye hazır ufak fahişelerle iş pişirmeye çalışıyor, yaşlı birkaç tip de kendi aralarında dün oynanan Fenerbahçe-Galatasaray Şampiyonlar Ligi final maçının sonucu hakkında birbirleri ile şakalaşarak yorum yapıyorlardı.

Kendisi bilmese de yalnız bir kişi dikkatini sahnedeki gitariste vermişti. Gitarist Fade to Black‘in coverını yapıyordu sahnede, son solosunu atarken göz göze geldiler. Gitaristin bir anda dikkati dağıldı ve son notayı yanlış bastığını fark etti. Birbirlerine odaklanmış şekilde gülümsediler. Barda onlar dışında bu yanlışlığı fark eden kimse yoktu. Kız sanki gitaristi büyülemiş gibiydi. Kırmızı kıyafeti çok şıktı, tarzını yansıttığı belliydi. Uzun kumral saçları beline kadar geliyordu. Gitaristin tınıları ile kendinden geçmiş gibiydi. İkisi de bir süre bu anın tadını çıkardılar. Ancak gitaristin sahnesi bitmiş ve toparlanma zamanı gelmişti. Kızın yanından geçerken birden kolunda sıcak bir temas hissetti.

“Oturmaz mısınız?” sesi bir hanımefendi gibi çıkıyordu. “Sizin gibi gitar çalabilen bir insan görmeyeli uzun yıllar oldu,” diye tamamladı sözlerini. “Patron müşterilere görünmeme pek sıcak bakmıyor aslında…” dedi gitarist, ancak bu güzel kıza karşı da koyamadı. “Hem bu siktiğimin barından atılsam ne olur” diye düşünerek gülümsedi, sanki kız da onun düşüncelerini anlamış gibi baktı. “Sanatımı takdir eden birini görmek ne hoş” dedi çocuk.

“Takdir etmeyi bilmek gerek. Sizi fazla yormadan direk konuya girmek istiyorum. Ben kanallara program satan bir firmada çalışıyorum. Şu anda üzerinde durduğumuz proje Rebels’a karşı koyabilecek insanlar bulup birbirleri ile yarışmalarını sağlamak. Finalde Rebels’ın gitaristi ile çalacaksınız ve tabii ki büyük bir ödül sizi bekleyecek.”

“Ben de sizi bu gece eve atabileceğimi düşünmüştüm. Ne yazık, yine de sağ olun, Rebels ile kapışmak için geri zekalı olmak gerek, iyi akşamlar.”

“Hemen karar vermeyin. İşte kartım ilgilenirseniz arayın beni.” kız çıplak bacakların örten ufak siyah çantasından bir kart çıkardı ve gitariste uzattı.

“Ancak sizi ayartmak için arayabilirim” dedi gitarist ve gitarını sırtına alarak bardan çıktı. Çocuğun bu vurdumduymaz ve haşarı tavrı kızın hoşuna gitmişti yarışma için ne doğru bir seçim olurdu diye düşündü.

Kızı gördüğünün üstünden birkaç hafta geçmişti. Gitarist evde bir bira açtı Televizyonunda Rebels çalıyordu yine, yeni albümleri yine milyonlar satmış, taklit Rebels androidleri kendi evinde parti veren gençler için kiralanır olmuştu.

Onları kıskanıyordu. Ne kadar parmak egzersizi yaparsa yapsın onlar kadar başarılı olamayacağını düşündü. Yine de baş eğmediğini göstermeli miydi? İnsanlık android savaşında böyle bir şova gerek var mıydı? Ancak ne olursa olsun bu yarışmanın kendisi gibi insanlar için bir cesaret gösterisi olduğunu da biliyordu. Bütün bunları bir kenara bırakıp kızı en azından bir kez daha görmek için telefonu eline aldı…

Yarışma tam bir başarıydı. Bu kadar müzik yapan insanı bulmak bile izleyicilerin dikkatini çekmişti. Kız bar bar dolaşmış ve yarışmanın tutması için çok kafa yormuştu. Finale gelinen bu günde Gitarist Rebels’ın elektro gitarcısı ile bir dizi yarışmaya çıkacaktı. Sonuçta kim daha çok puan alırsa o kazanacak ve İnsanın mı yoksa gelişmiş bir androidin mi daha iyi müzik yapabildiği bir karara varılabilecekti.

Gitarist yarışmaya profesyonelce hazırlanmıştı. Yeni kız arkadaşı ona gerekli kaynakları bulmuş ve her gün uzun çalışmalar sonucu bir ay önce olduğundan çok daha iyi bir gitarist olmuştu. Artık parmakları nasır tutmuş ve tellerden kesikler oluşmuştu. Parmaklarına bakınca kızın dün akşam onları öpmesini hatırladı. Dudakları ne kadar sıcaktı. Onunla birlikte olduğundan beri hayatının ne kadar olumlu etkilendiğini düşündü. O bardan kurtulmak bile bir başarıdır dedi içinden. Geldiği bu noktada artık karşısında sadece birkaç saatlik bir gösteri vardı ve ondan sonra hayatı boyunca çalışmasa da olurdu. Özgürce müziğini yapabilirdi.

Yarışmanın finali başlamak üzereydi. Eski bir Rock yıldızı olan spiker, geçen haftalarda birbirleri ile kıyasıya rekabet eden müzisyenleri tekrar büyük ekrandan gösterdi, elenenler ayrıca seyirci sıralarının en önünde oturmuş biraz imrenerek, biraz da heyecanla gitariste bakıyorlardı. Spiker gülerek bu günkü yarışmacıyı seyircilere tanıttı. Bu sırada da finale çıkmak için ezdiği rakipleriyle olan rekabetinden parçalar ekranda görünüp kayboluyordu.

Yirmi sekiz yaşındaki yarışmacımız babasından kalmış bir akustik gitarla ufak yaşta gitar çalmaya başlamış, daha sonra da Fender Stratocaster bulmak için bütün ikinci el pazarlarını dolaşmış ve büyük bir şans eseri amacına ulaşmıştı. Spiker bunları anlatırken, Gitaristin Fender’i ile barda yaptığı programdan ve kişisel hayatından bazı görüntüler arkadaki büyük ekranda görüldü. Seyirciler ıslık sesleri ile salonu doldurdu, bu delikanlının Rebels’a kafa tutmaya çalışması grubun fanlarını sinirlendiriyordu. Yine de seyirciler arasında küçük bir grup gitariste gereken desteği vermek için uğraşıyordu.

Ve şov başladı. İlk başta Rebels sahne aldı ve kısa bir giriş yaptılar. Seyirciler coşkuyla bu androidleri alkışlıyordu. Androidler bu sevgi gösterilerini alıcılarına gelen alkış sesleri ve gürültülerle algılıyor ve karşılık olarak programcılarının yazdığı komutlara göre hareket ediyorlardı. Kısa şovları bittiğinde sahnenin sağ tarafından gitarist girdi, ışık yüzüne çevrildiğinde yuhalamalar da artmıştı. Spiker gitaristin ismini seyircilere haykırırken kısa bir solo girmesi için ona zaman tanıdı. Gitarist kendini fazla yormadan kolay bir solo girdi. Seyirciler sadece ona gülüyorlar bu arada yorumcular şansının ne kadar az olduğundan bahsediyorlardı.

Yarışmanın ilk turunda Rebels’ın sadece gitaristi sahnede kaldı, artık iki müzisyen ellerindeki tek silah olan gitarları ile karşı karşıyaydılar. Ad-3 tipi bir Android kırması olan Rebel1 kendisine verilen komutlar uyarınca son albümlerinin çıkış parçasının solosunu çalmaya başladı ve durdu bundan sonrasını gitaristimizin çalmasını bekledi. Gitarist hemen çok bilinen bu parçanın devamını getirdi. Rebe1 ikinci hamlesini Guns n Roses‘ın November Rain‘indeki Slash‘ın solosu ile yaptı. Gitarist bir anlık duraksama ile devam ettirmeyi başardı parçayı.

Şimdi sıra gitaristte idi, hemen Steve Vai‘den For the Love of God solosu attı. Rebel1 hafızasındaki sololar ile çalan notaları birleştirip şarkıya eşlik etmeye başlamıştı bile. Seyircilerden büyük bir alkış koptu, az önce Gitaristin başarısından haz etmemiş oldukları belli idi. Gitarist ikinci saldırısını Eddie Van Halen‘ın Eruption‘ıyla yaptı. Eddie bu soloyu yanlış çaldığından dem vurmuştu bir röportajında, gitarist o noktaya geldiğinde doğrusu nasıl olabilir diye düşündü ve spontane bir değişim yaptı şarkıda ve robottan gelecek tepkiyi bekledi. Rebel1 buradaki değişimi fark etmişti, şarkıya başladığı sırada bir yandan çalarken işlemcisi bir yandan da değişiklikteki notaları çıkarmaya çalışıyordu. O noktaya geldiğinde bir an duraksadı ancak kısa süre sonra işlemci farkı çözmüş ve androide doğru vuruşları vermişti. Seyirciler bu duraksamayı fark edemedilerse de gitaristin yüzündeki gülümseme dikkatli gözlerden kaçmamıştı.

Rebel1 bu sefer Jimmy Page‘in Heartbreaker‘da attığı soloya başladı. Kendisi de babası gibi Led Zepplin hayranı olan gitarist ilk çaldığı şarkılardan biri olduğu için hiç zorlanmadan Rebel1’e eşlik etmeye başladı. Rebel1 hemen şarkıyı değiştirerek David Gilmour‘un Comfortably Numb solosunu atmaya başladı. Gitarist daha ilk saniyede şarkıya giriş yaptı ve soloyu atmaya başladı, Rebel1 bir an için toparlanmaya çalışsa da başaramadı ve seyircilerin şaşkın gözleri gitariste döndü.

Gitarist soloyu bitirirken son noktayı artık koyabileceğini düşündü. Tamamen kişisel bir şey, bir doğaçlama. Böylece daha önce Eruption‘da şaşkına dönen androidi alt edebileceğini düşünüyordu. Mark Knopfler‘ın Sultans of Swing‘iyle başladı Rebel1 parçayı veri tabanından bularak eşlik etmekte gecikmedi, ancak gitarist şarkıyı bir anda değiştirerek kendince bir yorum kattı parmakları o kadar hızlanıyordu ki perdeler arasındaki geçişleri artık görünemiyordu. Rebel1 neye uğradığını şaşırmış işlemcisinin aşırı ısınmasına neden olan bu soloyu çıkarmaya çalışıyordu, Birkaç saniye doğru girer gibi oldu ancak işlemci notaları çözemeyince tekrar Sultans of Swing‘in kaldığı yerine döndü. Sahnenin ortasında bulunan dev kırmızı ışık büyük bir gürültü ile yanıp sönmeye ve ambulanstan çıkan seslere benzer bir sesle etrafı inletmeye başladı. Jüri kararını vermişti. Android kaybetmiş ve gitarist bir zaferle ayrılmıştı yarışmadan. Sonuç açıklanırken gitaristin destekçisi küçük kalabalıktan alkış ve destek çığlıkları yükseldi. Diğer taraf şaşkın yenilmiş endüstri harikası makineye bakıyorlardı. Rebel1 işlemcilerinin soğumasını beklerken neler olduğunu anlamak için tüm verileri analiz ediyordu. Her şey birkaç saniyede gelişmişti. Çok bildik bir solo bir anda apayrı bir şey olmuş ve işlemcisi bu yükü kaldıramamıştı.

Gitarist seyircinin coşkusuna kulak verip bir daha sesleri arasında bir şarkı daha çalmak için gitarını tekrar eline aldı. Rebels grubunun elemanları yenilmiş arkadaşlarına bakıyorlardı. O sırada gitarist beklenmedik bir şey yaptı ve Rebels’ın ilk albümlerinden bir parçaya girdi. Seyirci şaşkınlık içindeyken grup da parçaya eşlik etmeye başladı hemen. Rebel1 arkadaşlarının girişi ile birlikte standbyda kalan işlemcisini tekrar çalıştırdı ve gitariste eşlik etmeye başladı. Gece muhteşem bir sonla biterken herkes sahnede görülmeye pek alışık olunmayan bu birleşmeyi ayakta alkışlıyordu.

Gitarist şarkıyı bitirirken sahne arkasında hayranlıkla kendisine bakan sevgilisinin yanına gitti ve dudaklarına bir öpücük kondurmadan önce kulağına doğru şöyle fısıldadı, “Doğaçlama hala bize ait.”

İlginizi çekebilir...

MUBI

Yönetmen Atıf Yılmaz, senaryo Ümit Ünal, oyuncular Mazhar Alanson ve Ali Poyrazoğlu desek herhalde Arkadaşım Şeytan’a dikkat çekmeye yeter. Türk sinemasının fantastik öğelerle süslü...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et