Facebook hep soruyor ya… Ne düşünüyorsun? Ben de o anda düşündüğümü yazdım. O sırada düşünüyor muydum yoksa birden mi düşünmeye başladım bilemiyorum. Ama baktım okunmuş, beğenilmiş, sahiplenilmiş. Sonra devamını da getirince. Siz ninjalarla da paylaşayım dedim.
Sokak köpeği olmuşum rüyamda… Kuduz itler sarmış etrafımı… Kaçıyorum… Sonra koca bir et parçası çıkıyor önüme… Yiyiyorum… Karnım ağrıyor… Et zehirli… Canım yanıyor… Adamlar çıkıyor köşeden… Böğrüme bir kurşun sıkıyorlar… Acı çekmeyeyim diye değil, aceleleri var… Ölü bedenimi bir çöp konteynırına atıyorlar… Çöp arabası geliyor… Konteynırı boca ediyorlar öğütücünün içine… Lime lime oluyorum…
O sırada bir başka yerde…
Gelmediler hala. Kaç gün oldu? 2? 3? Öyle de aç ki karnım. Ama gelirler yakında. Yemek dolu torbalarla hem de. Barınağa geldikleri günkü gibi. Küçük kız nasıl da kucağına almıştı beni. Biraz fazla sıkmıştı, canımı yakmıştı ama olsun. Sevgisinden… İsterse yine sıksın…Yeter ki eve gidelim. Yoksa bulamıyorlar mı beni? Ama hiç ayrılmadım ki beni bıraktıkları yerden… Üşüyorum çok. Ama korkmuyorum. Şey… Belki biraz karanlıkta. Gece hiç ışık olmuyor buralarda. Evde benim için açık bıraktıkları o küçük lambayı da bıraksalardı ne güzel olurdu. O zaman değil karanlık büyük köpeklerin sesleri bile korkutamazdı beni. Unuttular ama… Küçücük lamba, unutulur tabi. Beni unutmazlar. Hoş, ben de küçüğüm. Ama lamba kadar değil. Şu köpekler kadar büyük de değilim…. Büyük köpekler… Gördüler mi beni yoksa? Buraya mı geliyorlar? Hay aksi kaçamam da. Sahiplerim beni bulamaz sonra… Küçük kız üzülür… Yalnız kalır… Ben ihanet etmem ona asla.