Mumya’nın sessiz film döneminden başlayan yolculuğu uzun soluklu molalara rağmen hala devam ediyor. Yolculuğun son durağı Mumya: Ejder İmparatoru’nun Mezarı. Mumya 3 ilk iki filmde kazandığı seyirci kredisine ve kadrosuna kattığı Hong Kong sinemasının yıldızlarına güveniyor belli ki. Ama sonuç hafif çapta eğlenceli bir kuru gürültüden öteye geçmiyor.
Belki de her şey arkeolog Howard Carter’ın 1922 yılında Tutankhamun’un mezarını keşfetmesiyle başladı. Keşiften kısa bir süre sonra bu araştırmanın hamisi Lord Carnarvon ve mezara ilk giren insanlardan birkaçı çeşitli nedenlerden dolayı ölünce fısıltı gazetesi kontrolü eline aldı. Bu ölümlere yol açanın Firavunların Laneti denen illet olduğu söylentisi tüm dünyaya yayıldı.
On yıl sonra Karl Freund’a daha ilk yönetmenlik denemesinde başarıyı getiren biraz da bu söylentiler oluyordu işte. Boris Karloff’un başrolde olduğu Mumya / The Mummy filmi gişedeki zaferinin yanı sıra sinema tarihine “ölümsüz” bir malzeme, çok değerli bir ikon kazandırıyordu. 1941’de Mumyanın Eli, 1942’de Mumyanın Mezarı, 1944’de Mumyanın Hayaleti ve Mumyanın Laneti geldi. Ve nihayetinde Hammer Stüdyoları’nın Christopher Lee’li Mumya’sı…
Sonra Mumya filmlerinin artık nostaljiden ibaret olduğu ahir zamanlara gelindi. Delicesine aşık olduğu Anck-Es-En-Amon’u (Anaksanamun) yeniden hayata döndürmeye çalışırken yakalanıp, ceza olarak canlı canlı mumyalanan Mısırlı rahip Im-Ho-Tep’in hikayesinin kimsenin ilgisini çekmeyeceğini düşünüyordu çok kişi. Ama herkes değil. Yönetmen Stephen Sommers kendi tarzını ve yorumunu kattığı; büyük yıldızlara yer vermediği bir Mumya filmini 1999 yılında seyirci karşısına çıkarıyordu. Devam filminin çok kısa bir sürede, hemen 2001’de gelmesi filmin ne kadar başarılı olduğu konusunda sizi ikna etmeye yetmiyorsa, şu rakamları paylaşabiliriz. Film bunun çok daha azına bile razıyken, dünya çapında 500 milyon dolara yakın bir hasılat elde ediyordu. The mummy Returns’de de başroller Brendan Fraser, Rachel Weisz, Arnold Voslo’nundu. Bu film de yapımcılarının yüzünü güldürüyor ve benzer bir gişe başarısı kazanıyordu. Filmlerin ardından televizyon için yapılan animasyon diziler ve ikinci filmde ortaya çıkan bir karakterden yola çıkılarak çekilen Akrep Kral / Scorpion King geldi.
Stephen Sommers üçüncü Mumya filmiyle ilgili ilk ipucunu 2001’de vermişti Mumya fanatiklerine; “Bu konuda çok büyük talep var. Ancak ilk ikisinden çok daha büyük ve çok daha iyi bir film yapmanın yolunu bulabildiğimiz takdirde yaparız.” 2004’deki açıklaması ise pek o kadar iç açıcı değildi: “Üçüncü bir Mumya filmi yapmak için gerekli enerjinin bende bulunup bulunmadığına dair kuşkularım var.”
Fanatiklerin, deneme babında senaryo taslaklarının yazılması için 2005’i beklemeleri gerekti. 2006’nın ortalarında iş epey ciddileşti; Universal yönetmenlik için Joe Johnston’a teklif götürdüğünü açıkladı. 2007’de çekimler başlayacak, film 2008’de gösterime girecekti. 2007’de çekimler başladı ama yönetmen Rob Cohen’di. Bir başka değişiklik de oyuncu kadrosunda gerçekleşmişti. Önceki iki filmin başkadın oyuncusu Weisz Peter Jackson’ın yöneteceği Lovely Bones-Cennetimden Bakarken için affını istemişti. Onun yerine Maria Bello aldı.
Üçüncü Mumya filminde oldukça farklı bir coğrafyaya taşınıyor macera. Kaşif, arkeolog Rick O’Connell bu kez Himalaya dağlarındaki mezarından çıkarak dirilen Ejder İmparatoru’nun karşısında buluyor kendini. İşin en güzel tarafı da Ejder İmparatoru’nu Jet Li’nin canlandırması. Filmin bir başka sürpriz oyuncusu ise Ejder İmparatoru’nu lanetleyerek onu iki dünya arasında kalmaya mahkum eden Cadı’yı canlandıran Michelle Yeoh. O’Connell karısı, oğlu ve kayınbiraderiyle birlikte lanetlendikten iki bin yıl sonra dirilip dünyayı egemenliği altına almak isteyen Ejder İmparatoru’nu ve 10 bin kişilik ordusunu durdurmaya çalışıyorlar.
178 milyon dolarlık bütçesiyle de dikkati çeken film, eğer sinemaya eğlenelim, kafamızı boşaltalım motivasyonuyla gittiyseniz beklentinizi karşılayacak özellikte. Kavga dövüş, kovalamaca, savaş, yaratıklar ve beylik espriler gırla… Ama ilk iki filmdeki hava bir türlü yakalanamamış. O filmlerin mistisizmi, karanlığı, nostaljisi, serüven coşkusu ve heyecanı bu filmde yok. Diğer filmlerde çok iyi hatırladığım bir sürü sahne varken, bu filmden bana kalan pek bir şey olmadı.
Üç film içinde en zayıf (kendi iç mantığı olmayan) senaryonun bu filmde olduğunu da söylemek gerekiyor. Harcanan onca paranın bile kurtaramadığı bir senaryo. Ve bu film bir kez daha kanıtladı ki Amerikalılar Jet Li’yi kullanmayı bir türlü beceremiyorlar. (Cehennem Silahı 4’ü hariç tutarak konuşuyorum.) merak ediyorum Jet Li kendisine biçilen ve kötü bakıp tekme atmaktan başka bir şey yapmadığı bu tür rollere ‘evet’ demeyi ne zaman bırakacak acaba? Paraya ihtiyacı yoktur artık aslında ama…
Netice itibari ile, yepyeni bir coğrafyada geçmesine ve sıfır kilometre karakterlerle yola çıksa bile ilk iki filmin üstüne yeni bir şey söyleyemeyen, ilk iki filmin kredisini yiyip bitiren bir mirasyedi son Mumya filmi. Gönül eğlendirmeye yarar ancak.
Mumya: Ejder İmparatoru’nun Mezarı
The Mummy: Tomb of the Dragon Emperor
Yön: Rob Cohen
Oyn: Brendan Fraser, Maria Bello, Michelle Yeoh, Jet Li, John Hannah