Geçtiğimiz günlerde Doğan Kitap‘tan çıkan ve uluslararası üne sahip çizerimiz M. Kutlukhan Perker imzasını taşıyan Kahire grafik romanını DC/Vertigo’dan çıktığı günlerde incelemiştik.
Türk çizerler çizgi romanla alakalı olarak zaman zaman şanslarını yurtdışında denediler. En başarılı olanların bile – ki parmakla sayılacak kadar, hatta belki daha azdılar – bir iki istisna dışında kalıcı olmayı başarabildiklerini söylemek mümkün değil.
1972 doğumlu Kutlukhan Perker se 2001’deki New York’a gidişinden beri portfolyosunu her geçen gün kalınlaştırdı. The New York Times, The New Yorker, Wall Street Journal, Mad, Heavy Metal ve The Progressive gibi sektörlerinde çok saygın isme sahip kurum ve dergiler için çizdi. Çok çalışması, çok uğraşması gerekti ama sonunda ona bu başarıyı getiren şansı ya da azmi değil, taktire şayan yeteneği olmuştu. Sabık bir çizgi roman editörü olarak söylemem gerekir ki, Türkiye’de illüstrasyon, çizgi roman dendiğinde zaten kişisel listemde her zaman ilk beşin içinde olmuştu Perker: Galip Tekin, Kenan Yarar, Dağıstan Çetinkaya, İsmail Gülgeç gibi isimlerle birlikte.
Perker şimdi çıtayı biraz daha yükseltiyor. Çizgi romancılığın iki amiral gemisinden biri olan DC Comics’in (diğeri Marvel) daha karanlık işlerle anılan yan markası Vertigo’dan çıkan grafik roman Cairo’nun kapağında çizer olarak onun imzası var.
Bu siyah beyaz çizgi roman tamamı Kaire’de geçen, biraz fantastik biraz gerilimli, biraz polisiye biraz politik bir hikaye anlatıyor. Hikayenin yazarı G. Willow Wilson, New Jersey’de doğmuş, üniversitede Arap dillerinde okurken İslam dinini seçmiş, ardından da Mısır’a yerleşmiş 1982 doğumlu bir hatun kişi. Zaten Cairo’nun hikayesini ilginç hale getiren biraz bu durum oluyor galiba.
Bir serüven çizgi romanı olsa da Orta Doğu sorunlarına değinmekten çekinmiyor Wilson. Nasıl değinmesin ki? Hikayenin kahramanları Mısırlı bir kaçakçı (Eşref), İsrailli bir kadın asker (Tova), Amerikalı bir öğrenci (Kate) ve canlı bombalığa hazırlanan ABD pasaportlu bir Lübnanlı (Şahit). Kader birbirine beşik kertme düşman bu üç insanın yollarını kesiştiriyor. Onlara daha sonra bir de cin katılıyor. Kötü adamlar tarafından bir nargileye hapsedilmiş sağduyulu ve insanların iyiliğini isteyen bir cin… İsa gibi kendini insanlık uğruna kurban etmekten çekinmeyecek kadar hem de.
ABD doğumlu, sonradan Müslüman ve Mısırlı olan Wilson kendisini de hem Mısırlı entelektüel gazeteci Ali hem de biraz ABD’li Kate aracılığıyla hikayenin karakterlerinden biri haline getiriyor. Sık sık onların ağzından konuşup görüşlerini bildiriyor. Orta Doğu’daki dinler arası kavganın yarattığı kaosun küçük bir minyatürünü yarattığı hikayesini umutlu bitiriyor sonra da. Konusu değil ama duygusu itibariyle kitabı okurken Roberto Benigni’nin Kar ve Kaplan (The Tiger and the Snow, 2005) filmini andım çokça. Gazeteci Ali ile Jan Reno’nun canlandırdığı Iraklı yazar karakterini özdeşleştirdim.
İlginç olsa da, hikayenin öyle çok ahım şahım olduğunu iddia edemeyeceğim açıkçası. İyi niyetli olsa da, kimi zaman fazla didaktikleşen bir yaklaşımı var Wilson’un. Hikayeci olarak biraz kendini ve fikirlerini geri çekmesi gerekirdi. Mısır’ın kendine has mistisizmini, fantastik öğeleri hikayeye katarak çizgi roman duygusunu yakalar gibi olsa da, Cairo hikaye olarak Alan Moore, Neil Gaiman gibisinden yazarların çizgi romanlarıyla kıyaslandığında açık ara sönük kalıyor.
Cairo
Yazan: G. Willow Wilson
Çizen: M. Kutlukhan Perker
Dark Horse Comics
