Vasili Grossman’ın savaş muhabirliği yaptığı II. Dünya Savaşı’ndaki izlenimlerinin ve anılarının bir araya getirildiği Savaşta Bir Yazar: Vasili Grossman Kızlı Ordu’yla 1941-1945 kitabında iki Rus savaş kahramanının da izine de rastlanıyor: Zaytsev ve Çehov.
Ege Görgün (Landlord)
Vasili Grossman 20. yüzyılın en önemli romanlarından biri olan Yaşam ve Yazgı sayesinde bugün Rus ve dünya edebiyatının önde gelen romancılarından biri olarak kabul ediliyor. Onun biyografisinin açılışında yer alan “1905’te Ukrayna’da assimile olmuş Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi” cümlesi bile biraz tarih bilen herkesin Grossman’ın ne kadar bıçaksırtı bir hayat yaşadığını tahmin etmesi için yeterli. Yanlış yerde, yanlış zamanda ve yanlış kimlikle doğmak denebilir onunkine.
Stalin’in ülkesinde yazar olmak, İçsavaş sırasında ve II. Dünya Savaşı sırasında Yahudi olmak ne demek bir açıklamaya çalışalım: 1917 ve 1922 yılları arasında Kızıl Ordu’yla Çarlık Rusyası’na bağlı Beyaz Ordu arasındaki savaşta Ukrayna’da yaklaşık 150 bin Yahudi katledilmişti. Ardından gelen açlık Ukrayna’da yüz binlerin ölmesiyle sonuçlandı. Anne babaların çocuklarını yemeye başladığı bir açlıktı söz konusu olan. Sonraki katliam ise Almanlar Ukrayna’yı işgal ettiğinde yaşanacaktı. Bu katliama Yahudiler’in Ukraynalı komşuları da coşkuyla katılacaktı. Grossman başta annesi olmak üzere çoğu akrabasını bu katliamda kaybetti.
Grossman komünizme inanıyor ancak Stalin’e mesafeli yaklaşıyordu. Bu mesafeli yaklaşımına, Stalin’in kendisinden çok da hazzetmediği bilinmesine ve yakınındaki sözde ya da gerçek rejim muhalifleri yüzünden pek çok kez istihbarat tarafından sorguya alınmasına rağmen – ki bunlar idam mangasının karşısına çıkması için o dönemde gayet yeterliydi – hayatta kalmayı başardı. Savaş muhabirliği yaparken öncephelerde, ateş hattında bulunma merakına ve pek çok kez Almanlar’a yakalanma tehlikesi yaşamasına rağmen – ki Yahudi olduğu için bu onun için kesinlikle ölüm anlamına geliyordu – savaştan da sağ çıktı Grossman. Şanslıydı sözün kısası. Azraili atlatmayı her seferinde başarırken mayın tarlasını andıran yaşamı da ona istediği her türlü malzemeyi sağlıyordu.
Can Yayınları’ndan çıkan Savaşta Bir Yazar: Vasili Grossman Kızlı Ordu’yla 1941-1945 kitabı Vasili Grossman’ın Kızıl Ordu gazetesi Krasnaya Zvezda gazetesine gönderdiği izlenim yazılarından, yasak olmasına rağmen o dönemde tuttuğu günlüklerden ve kitabın editörü Antony Beevor’un Grossman’ın kızından ve karısından edindiği mektuplardan yararlanılarak hazırlanmış. Günümüzde II. Dünya Savaşı’nın “korkunç” Doğu Cephesi’nin en güvenilir tanıklıklarından kabul ediliyor. Bu arada Grossman’ın orduya asker olarak yazılmak istediğini ancak yeterli görülmeyerek reddedildiğini belirtelim. Oysa muhabir olarak göreve başladıktan sonra bu konuda son derece yeterli olduğunu ispat ederek, tüm askerlerin saygısını kazanmayı başarmıştı.
II. Dünya Savaşı’nın en kanlı, en efsanevi, en bilinen muharebelerinden biri Stalingard’da yaşanmıştı. 1941 Ağustos’unda Alman Altıncı Ordusu Stalingard’a ilerlerken Grossman’ın tehdit altındaki bu şehre girmesi istendi. Burada en uzun süre çalışan gazeteci olacaktı. Burada başarıları futbol yıldıları gibi manşetlere taşınıp gündem haline getirilen iki Rus savaş kahramanı ile tanışacaktı. 2001 tarihli Kapıdaki Düşman (Enemy at the Gates) filminde Jude Law tarafından canlandırılan Vasili Zaytsev; ve ondan daha iyi iş çıkarmasına rağmen nedense geri planda kalan Anatoli Çehov. Propaganda subayları tarafından efsaneleştirilmek üzere seçilen Zaytsev oluyordu. Ancak o zaman gazetelere geçen “başarılarını” – Grossman da 225 Alman öldürdü diye not düşmüş – bugün teyit etmek mümkün değil. Keza “Berlin Keskin Nişancılık Okulu” diye bir okuldan gelen keskin nişancı Binbaşı Koenig ile yaptığı o düelloyu da… Grossman Zaytsev’in bu düellosunu o zamanki notlarında üstünkörü anlatmış ancak Yaşam ve Yazgı romanında propaganda versiyonunu tercih edip günlerce süren bir düelloya dönüştürmüştü.
Çehov’un başarılarını bizzat kumandanı Rodimtsev övmüştü Grossman. “Çehov 35 faşist öldürdü. Ona biraz izin vermek istiyorum. Hayatı boyunca izin hak edecek kadar Alman öldürdü.”
Grossman da röportaj yapmak için Zaytsev’i değil, Çehov’u seçiyordu. Hatta onunla birlikte mevzilenip onu iş üstünde bile izlemişti. Bu röportajda Çehov ona sekiz günde nasıl aynı bölgede 40 “Fritz” indirdiğini anlatıyordu.
Savaşta Bir Yazar yalnızca Stalingard’ı ve sıcak savaşı anlatmıyor. Savaşın sonunda Almanlar’ın işgal ettiği toprakları yeniden ele geçiren Sovyet ordusuyla birlikte Ukrayna, Polonya üstünden Berlin’e kadar giden Grossman, geçtiği yerlerdeki katliam alanlarının ve ölüm kamplarının yanı sıra, kendi askerlerinin yaptığı yağma ve tecavüzleri de gözlemleme fırsatı buluyordu.
Savaşta Bir Yazar: Vasili Grossman Kızlı Ordu’yla 1941-1945
Vasili Grossman
Can Yayınları