1997 yılının Ekim ayında bankalara hizmet veren Loomis Fargo şirketi çalışanı David Scott Ghantt, Amerikan tarihinin en büyük banka soygunlarından birine imzasını attı. Bankalar arası para taşımacılığı hizmeti veren ve yüksek meblağların güvenliğini üstlenen şirkette gerçekleşen ikinci soygun vakasıydı bu. Zira aynı yılın Mart ayında Philip Noel Johnson, sürdüğü zırhlı aracı kaçırmıştı.
David Ghantt’in karıştığı soygunu konu alan Jared Hess filmi “Masterminds” (Aptallar Çetesi), Fargo Loomis soygunun perde arkasını komediyle harmanlayarak anlatıyor. Ghantt’in eski ortağı Kelly ve onun lise arkadaşı Steve tarafından nasıl kandırıldığıyla başlayan hikaye, David’in Meksika’ya gitmesi ve sonunda da geri dönmesiyle bitiyor. Yaklaşık 17 milyon (bugün 25 milyona denk geliyor) dolarlık soygunun 2 milyon dolarlık kısmı ise bugün hala kayıp.
David Ghantt rolünde izlediğimiz Zack Galifianakis, Amerikalıların deyimiyle bir looser’ı canlandırıyor. Hayatta hiçbir istediğini elde edememiş bu mutsuz adam, hayatına biraz renk katmasını umarak girdiği bu işin de bir rutinden ibaret olduğunu görüp hayal kırıklığına uğruyor. Yeni iş ortağı Kelly’nin (Kristen Wiig) gelişiyle iş ve (kendince) aşk hayatında bir hareketlenme yaşayan David, yine de kuzeninin cenaze töreninde tanıştığı Jandice ile evlenme kararından geri dönemiyor, onun baskısını üzerinden atıp da imkansız bir hayalin peşinden koşturacak kadar kendine güvenemiyor. Ancak işten kovulan Kelly kendisiyle görüşmek istediğinde de elinde gülleriyle gidecek kadar da seviyor onu. Ne var ki gözü Kelly’den başkasını görmeyen David, Steve’in yani kod adıyla Ghepetto’nun planındaki kukla olduğunun farkına bile varamıyor, gerçeklerin olmadığı bir rüyanın içindeymişçesine onlara inanıp Meksika’ya gidiyor. Ancak günün sonunda bu “ezik” karakter, Amerika’nın en çok aranan adamı, kadınını kurtarmak için cesurca Birleşik Devletlere dönüp Steve’in partisini basıp onun bütün planlarını bozan bir kahramana dönüşüyor.
İçinde absürtlük, ya da filmin değişiyle “aptallık” içeren hikayeyi abartarak yeniden kurgulayan film, alışılageldik Amerikan esprileriyle bir komedi yaratmaya çalışıyor. Yeni “Ghostbusters” ekibinden üç ismin (Kristen Wiig, Kate McKinnon ve Leslie Jones) kimilerince beğenilen performansına Zack Galifianakis, Owen Wilson ve Jason Sudeikis tecrübesini de ekleyerek normal koşullarda pek güldürmeyecek esprilerle izleyiciyi kandırmayı başarıyor. Özellikle de Wilson ve Sudeikis’in yer aldığı sahneler, bir şekilde güldürüyor.
Yaşanmışlığı abartarak anlatması ve dolayısıyla da izleyicide hikayenin gerçekliğine dair bir kuşku uyandırmasına rağmen “Masterminds” gerek zengin oyuncu kadrosu, gerek kötü espri dozunu iyi ayarlamasıyla en azından katlanılabilir bir 90 dakika sunuyor. Uzun zamandır Amerikan komedisi görmediğimizi de düşünürsek çok da güldürmemesine karşın kolaylıkla izleniyor.