İsrail ve Filistin arasındaki düşmanlığa ve çatışmalara inat bir albüm Lamentation Walloo. Çünkü biri İsrailli, diğeri Filistinli olan bir ikilinin elinden çıkma.
Müzik onu yaratan için de dinleyen için de kendini ifade etmenin en güzel, en masum, en dürüst yolu. Bu yüzden, öteki yerine koyduğumuz insanları, onların mensup oldukları toplumu müzikleriyle algılama ve tanıma şansımız olsa dünya üstünde düşmanlık kalmazdı diye düşünüyorum. Dünya üzerinde yaşayan toplumların aksine tüm müziklerin kardeş olması bu sözüme önemli bir kanıt. Onlara barış içinde birlikte olabiliyor, içi içe geçip bütünleşebiliyorlar.
Müzik insanları bir araya getirme gücüne sahiptir. Sevdikleri grubu dinlemek için konser salonlarını, stadları dolduran insanları düşünün…
Müziğin bir diğer gücü de sınırları kaldırması, mesafeleriyle yakın kılmasıdır. Odanızda tek başınıza müzik dinlerken, dünyanın diğer ucunda aynı şarkıyı dinleyen bir yabancıyla aynı eylemi, daha da önemlisi aynı duyguyu paylaştığınızı aklınızdan çıkarmayın. Livanelli, Fuat Saka gibi isimlerin Yunanlı sanatçılarla gerçekleştirdikleri müzik birlikteliklerinin Türk-Yunan dostluğunu ne kadar pekiştirdiğini, tarihi husumetlere üstün geldiğini de …
Boogie Balagan müziğin bu özelliklerinden haberdar ve onları gereği gibi kullanmaya kararlı. Berlin Duvarı’nı bile utandıracak bir duvarla ayrılmış iki ülke, patlayan bombaların, susmak bilmeyen silahların kan davalılar haline getirdiği iki toplum: İsrail ve Filistin.
Bu coğrafyadan çıkmış İsrailli Gabri (solist) ve Filistinli Azri (gitarist) Lamentation Walloo albümleriyle Azri iki toplum arasındaki düşmanlığın kader olmadığını, menfaatler, önyargılar, egolar bastırılabilir ve müzik gibi ortak bir lisan bulunabilirse bir Filistinli ile bir İsrailli’nin pekala birlikte olabileceğini kanıtlıyorlar. İngilizce, Fransızca, Arapça, Yunanca, İbranice gibi farklı dillerde şarkılar yazarak ve bu şarkıları farklı müzik kültürlerinin ürünü ritmlerle, sazlarla donatarak mesajlarının kapsama alanını tüm dünya olarak genişletmişler üstelik. Farklı tarzları bir araya getirseler de çıkış noktaları barışın ve özgürlüğün simgesi rock’n roll.
“Başkalarının bizim adımıza yazdığı bu yazgıya boyun eğmeyeceğiz. Duvarları şarkılarımızla ve müziğimizle yıkacağız. Dilimizi ve şarkı sözlerini daha çok insana ulaşacak şekilde genişleteceğiz ki; mesajımız en coşkulu şekilde insanlığa ulaşsın. Tüm İsrailli ve Filistinlilerin birlikte çalıştığı ve mola verdiklerinde aşlarını paylaştıkları döneme hasret duyuyoruz. Müzikal olarak da durum farklı değil. İsrail’de çalışan Filistilerle sabaha kadar müzik yaptığımız dönemleri geri istiyoruz.”
Boogie Blaban ikilisi 2002’de Muddy Waters parçalarını yeniden yorumlayarak başlamışlar işe. İlk albümleri Lamentation Walloo’da hümanizm, barış, kardeşlik temalı şarkılara yer vermişler. Tarzları şimdiye kadar yapılan şeylere çok benzemediği için yeni bir isim türetmişler tarzlarını ve kendilerini tanımlamak için: Filisrail. Balagan İbranice bir kelime ve “içinden çıkılmaz derece karışık, dağınık durum” anlamına geliyor. Boogie ise “çılgınca dans ettemk” anlamında kullanılmış olsa gerek.
Gabri ve Azri’nin yolları Fransa’da kesişmiş. Zaten kim olduklarını bilmesem, tahminim Rachid Taha gibi Cezayirli ya da Kuzey Afrika kökenli Fransız bir grup oldukları yönünde olurdu. Fransa’da oldukları dönemden kalan bir şey mi bu, yoksa Orta doğu rock’ı zaten hep bu izlenimi mi bırakır insanın üstünde, açıkçası bilemiyorum. İsrailli metal grubu Orphaned Land’i saymazsanız Orta Doğu rock aleminden pek kimseyi dinlemişliğim yok.
“Kaderimize ağlamayı bırakmamız gerekiyor. Duvarları müziğimiz ve şarkılarımızla aşmak istiyoruz. Biz birlikte çalıştığımız, molalarda aynı karpuzu paylaştığımız zamanların özlemini çekiyoruz.”