Frances Ha (2012) ve Mistress America (2015) filmlerinde neredeyse aynı tipi canlandırıp popülaritesini artırırken kariyerini sınırlayan Greta Gerwig şimdi de Noah Baumbach’dan teslim aldığı elbiseyi başka bir genç kadına, Saoirse Ronan’a giydirip kamera arkasına geçerek aynı suya bir kez daha girmiş.
Uğur Böceği ailesinin verdiği ismi kullanmamayı isyan bilen, Katolik okulunda üniversite için gün sayarken kilolu ama asla klişe olmayan en yakın arkadaşıyla popüler olamadığı günler geçiren ve o yaşların meraklarıyla heyecanlanıp annesiyle çatışarak büyüyen bir genç kız. (Senarist Greta Gerwig gibi 2002 yılında) Sacramento’da yaşıyor ama ailesinin parasının yetmeyeceği New York okullarını hedefe koyuyor. Çevredeki en ilgi çekici erkekleri elde etmek yetmiyor, en havalı kızın arkadaşı olmayı da başarıyor. Tuttuğunu koparıyor yani, bir kaybeden değil, hayatı doğuştan bolluk içinde olmasa da ona acıyacağımız bir durum yok ortada, yaşı için güçlü bir kadın o; başkası oynasa da gördüğümüz bir Greta Gerwig personası.
Uğur Böceği’nin çok iyi kurgulanmış yüzlerce sahnesi bir tür slayt gösterisi ruhuyla perdede akıp giderken idrak edilmesi güç detaylar, problemli olduğunu düşündüğüm final nedeniyle bittikten sonra pembeliğini kaybediyor. Uğur böceği renklerinden dolayı sevimli gelen, iyi uçsa da rahatsız edildiğinde yere düşen, çok hareketli ve deri değiştiren bir canlı. Ailesinin verdiği ismi sinirle reddeden başkarakteri de niteliyor bunlar. (Yazının bundan sonrası spoiler içerir.) Anlattığı dönem boyunca film evrenindeki çevresine ve finale kadar koltuğundan bakan izleyiciye çekici gelen bu özellikler ne var ki son düzlükte yaldızını kaybediyor: Hedefine ulaşıp New York’ta üniversiteye başlayan ve arzuladığı hayatı tutabildikten sonra gidip tüm söylediklerinin tersini yapan Uğur Böceği kurtulmak için çırpındığı ve anarşist bir öğrencilik geçirdiği Katolik okulunu özleyip gördüğü ilk kiliseye girerek pazar ayinine katılıyor. Bu da yetmezmiş gibi ailesini arayıp “bana verdiğiniz isim çok güzel, Christine, artık onu kullanıyorum” diyor. Dikkatinizi çekerim, alelade bir isim değil, Christine!
Bunları karakterin büyümesi olarak nitelendirecek izleyiciler de çıkacaktır elbette ancak bence dikkatini vermeyecek ergen izleyiciyi fazla meşgul etmeyen kısa süresiyle bu son dakika golü gişe kitlesini de rahatsız etmeden atılırken, bir yandan da Oscar gibi ödülleri verenlere zarf atılmış. Hesapçılığın bu kadarı bana pes dedirtti.
Not: En İyi Film, Yönetmen ve Senaryo dahil 5 dalda Oscar adayı Lady Bird / Uğur Böceği (2017) filminin !f İstanbul seansları 15 Şubat 2018 21:30, 16 Şubat 2018 21:30, 21 Şubat 2018 21:30 ve 24 Şubat 2018 21:30 şeklinde.