Yılın merakla beklenen filmlerinden biri. Biraz komedi, biraz nostalji biraz da Adam Sandler dolu, yer yer bayık ama genel olarak eğlenceli bir yapım. Pac-Man’in “kötü” olduğu bir filmden söz ediyoruz.
Mert Tanöz
“Biz eskiden…” diye başlayan cümleleri kullanacağı günün gelmesini kimse istemez. Hem bunun artık bir klişe haline gelmesi hem de insana yaşlandığını hatırlatmanın yanı sıra bir başka sebep de geçmişe duyulan özlemi şekil buluyor olmasıdır ve insan kıymetini bilemediği bu zamanların geçip gitmiş olmasını kabul edemediği için geçmişten bahsetmek istemez. Yine de gün gelir ve eskileri anlatan o cümleler dillerde hayat bulur.
Teknolojinin hızlanarak geliştiği şu son yüzyılda bu cümleler daha erken kurulmaya başladı. Artık geçmişi yâd etmek için yetmişini beklemez oldu insanlar. Kırkındakiler, hatta otuzuna yeni girmişler bile yeri geldiğinde eski güzel günleri anmaktan kendini alamaz oldu. Fakat bu yaş gruplarından en genci belki de o eski video oyunlarını ananlardan oluşuyor. Bugün bile birer efsane olarak anılmayı sürdüren Pac-Man, Asteroids, Galada, Donkey Kong gibi oyunları gerçek anlamıyla yaşayanların oluşturduğu bir grup.
Pixels filmi, 80li yıllardan kalma bu oyunları anmak ve onlara hem sinemada bir yer vermek hem de gençlere sunabilmek adına oluşturulmuş bir yapım. Adam Sandler’ın başrolü oynadığı filmde kendisine Kevin James, Game Of Thrones’dan Peter Dinklage ve son yılların en popüler “ezik”lerinden oyuncularından Josh Gad gibi isimler eşlik ediyor. Filmin hikayesi ise şöyle: Brenner (Adam Sandler) yetenekli bir oyuncudur. Ancak yıllar geçip çocukluğun yerini yetişkinlik aldığında hayallerine bir adım bile yaklaşamamış bir adam olarak yaşamaya devam eder. Fakat bir gün dünyada garip bir saldırı yaşanır ve ABD Başkanı yakın arkadaşı Cooper (Kevin James) gördükleri karşısında Brenner’ın bilgisine başvurma ihtiyacı hisseder. Saldırganların çocukluk zamanlarından kalma karakterler olduğunu fark eden Brenner, Amerikan Ordusu’na dünyayı kurtarma yolunda yardım etmeye karar verir. Fakat kısa süre içinde bu yardımın yerini eylemler alır ve Brenner kendini oyunların içinde dünyayı kurtarmak için savaşırken bulur.
Filmin oyuncu kadrosundan biraz bahsetmek gerekirse Adam Sandler – Kevin James ikilisinin artık kabak tadı verdiğini söylemek pek de yanlış olmasa gerek. Zaten Sandler’ın konu aile komedisi olduğunda öyle ya da böyle birbirine benzer rollerde olduğu apaçık ortada, hatta belki de Grown-Ups filmleri bunun en iyi örneği. Her zaman lider, her zaman havalı, her zaman hayattan nasıl keyif alınması gerektiğini bile bilge eğlenceli baba/amca. Bu filmde de yine havalı, yine lider, yine sıradan biri gibi yaşayan bir kahraman. Kevin James ise yine ondan bugünün değerleri çerçevesinde daha başarılı ama yine evliliği sorunlu, yine sorumluluklarının yanı sıra eğlence peşinde. Ve yine Sandler’ın yardımı ve tavsiyelerine muhtaç. Josh Gad ismini görünce çok fazla düşünmeye gerek yok, kesinlikle ezik bir karakter oynuyordur ve kesinlikle bu karakter mucizevi bir şekilde hayallerine kavuşacaktır. Yani bu üç ismi gördükten sonra filmin nasıl bir havada olacağı, kimin ne yapacağı, neler olacağı bir şekilde tahmin ediliyor. Michelle Monaghan ise Adam Sandler’ın ödülü rolünde, güçlü gösterilmeye çalışılan ancak Sandler filmlerinin alışılageldik ironisinde bir kadını oynuyor.
Filmin konusu ve Pixels’e gelecek olursak bütün bu sıradanlığa bir renk katmakta başarılı olduğu söyleyebiliriz. Hem işin nostaljik bir boyutunun olması hem de olay örgüsünün yalnızca hayalgücüyle sınırlanması büyük kolaylıklar sağlıyor. Bilimkurgu ve komedi karışımı olmasından dolayı gerçeklikle bir bağlantısı olması zaten beklenemez. ABD başkanının hayat tarzı ve karakterini yadırgamaya pek de gerek yok bu yüzden. Yine de bir aile komedisi için bile olsa gerçeklikten fazla uzak kaldığını kabul etmek gerekli. Filmin aldığı düşük puanların sebebinin ise bu abartı ve beyin yıkamaya kadar varan saçmalıklar olduğu söylenebilir.
Dürüst olmak Pixels filmi oyuncuları gördükten sonraki beklentimin çok üzerinde bir yapım. Esprileri yer yer gereksiz ve saçma da olsa, güldürmekten uzak da kalsa film için genel olarak keyifli denebilir. Üzerine düşünmeden ailece güzel vakit geçirmek isteyenlerin tercih edebileceği filmin tek eksiği nostalji yaşamak isteyenler için yetersiz kalabileceği. Onun dışında dediğim gibi, beklenti seviyesinde hatta beklentilerin üstünde bir yapım olmuş.