Gün doğduğunda uyandı, bir duş yaptı, sinekkaydı tıraşını oldu, üstüne Kalkan topluluğunun üniformasını geçirdi. Bugün intihar edip kafasının kesileceği gündü.
Ege Görgün (Landlord)
Yukio Mishima ( 1925 – 1970) sanatın pek çok farklı alanında eserler üretti. Öykü, roman, oyun, şiir, film, oyunculuk… Bunların arasına dövüş sanatlarını (kendo vs.) da eklemek gerekiyor. Eski Japon değerlerine, özellikle de Samuray öğretilerine çok bağlıydı. Bir diğer bağlılığı ise Japon İmparatoru’naydı. Ama 124. Japon İmparotoru Hirohito, II. Dünya Savaşı’ndan sonra gücünü güneşten alan tanrısallık mertebesinden feragat ederek onu büyük bir hayalkırıklığına uğratmıştı. Onun idealinde askeriyle, imparatoruyla güçlü; geleneklerine bağlı, dış ülkelerin kapitülasyonlara zorlayayamayacağı büyük bir Japonya vardı. O küçük bedenin için de iki ruha birden yer bulabilmişti Mishima: Sanatçı ruhu ve Kamikaze ruhu.
Mishima Ya da Boşluk Algısı adlı kitabında Yukio Mishima’nın eserlerini, yaşam felsefesini ve hayatını inceleyen Marguerite Yourcenar onun politik karakterini şöyle tarif ediyor:
“Bu meşrutiyetçi İmparator’a bağlılığı ile sağcıdır, mazlum ve aç köylülere bağlılığıyla da solcudur. Hapishanede sürekli dayak yiyen komünistlerden daha iyi muamele görmekten utanır.”
Mishima küçüklüğünde anne babasından uzakta soylu bir aileden gelen büyükannesinin yanında kaldığı için, eski Japon soylularına has o katı ve sınıfçı kurallarla büyümüştü. Şiirlerinin ardından, ilk öyküleri savaşın sonlarında yayımlandı. Babasının yasaklamasına rağmen gizli gizli yazmaya devam etti. Yazacağı 16 roman, öyküler ve tiyatro oyunlarıyla Savaş-Ertesi Japon Edebiyatı’nın en önemli yazarı oldu.
Yazmak ve solcu üniversitelilerle münazaralara çıkmak yetmeyince idealleri doğrultusunda 1968 yılında bir topluluk oluşturdu Mishima. Tate no Kai, yani Kalkan adını verdiği bu topluluğa katılan 100 kadar (rakamı Mishima kendi belirlemişti) gencin bedensel ve felsefi eğitimini üstlendi. Eğitimler bizzat ordunun temin ettiği bir kampta gerçekleşmekteydi. Aktivist yazar çok önceden beri hazırlandığı anlaşılan büyük finalini ise 25 Kasım 1979’de sahneye koydu.
17. yüzyıldan kalma, ünlü bir ustanın elinden çıkma bir kılıcı hediye etmek amacıyla Ichigaya garnizonunun generalinden bir randevu almıştır. Dört kalkan üyesiyle birlikte gider randevuya. Odasına girdikten sonra General’i sandalyaye bağlayıp, kapıyı bloke ederler. Mishima tüm askerlerin toplanmasını talep eder, balkondan onlara seslenecektir. Aşağıda toplanan sekiz yüz kadar askere ordunun yönetimi devralması, Japonya’nın ruhunu, İmparator’un saygınlığını geri kazanması konusunda kısacık bir söylev verir. Ardından içeri girer ve seppuku* ritüelini gerçekleştirir. Yani dizlerinin üstüne çöküp kısa kılıcıyla karnını yarar. Yaveri ritüelin bir gereği olarak elindeki kılıcı Mishima’nın boynuna vurur. Bir kere, iki kere, üç kere… Kafa hala yerindedir. Kılıcı oradaki diğer bir genç alır ve bir vuruşta ritüeli tamamlar. Yaveri Morita da aynı şekilde seppuku’ya başlar ama karnını yaramaz. Kılıç bir kez daha iner. Halının üstünde iki kesik baş vardır şimdi.
Onu babasının baskıcı tutumundan esirgemek için hayatı boyunca çırpınan annesine Mishima’nın ölüm haberini verdiklerinde, “Ona acımayın,” demişti. “O hayatında ilk kez yapmayı arzu ettiği bir şeyi yaptı.”
Mishima ayrıntılar ve dakiklik konusunda kusursuzluğa önem veren biriydi. Öleceği günün hemen öncesinde yayıncısının beklediği metni bitirmeyi ihmal etmemişti. Geride kalan üç gencin kanuni savunması için gereken parayı özenle bir zarfa koyup geride bırakmıştı. Belki de bu titizlik, Mishima için her şeyin bir yapıt olmasından kaynaklanıyordu. Kitaplar, filmler gibi yaşam ve ölüm de incelikle kurgulanması gereken bir yapıttı. Hayatına son noktayı koyacağı garnizona doğru ilerleyen otomobilin içinde, yanından geçtikleri kızının okuluna dalgın daldın bakarken söylediklerinden de okunuyordu bu:
“İşte filmlerde duygusal müziğin işitildiği o an!”
Yukio Mishima’nın öykülerinin yer aldığı Yaz Ortasında Ölüm ve Marguerite Yourcenar imzalı Mishima Ya da Boşluk Algısı, Can Yayınları’ndan çıktı.