Sadık Yemni bu kez bir öyküsüyle değil, Yatır adlı kitabından sinema kokan bir paragrafıyla konuk oluyor Ters Ninja’ya. Daha doğrusu Başkalarının Sinebiyatı’na…
“
Asıl film başlayınca kalabalıktaki mırıldanma uğultusu birden kesildi. Bu akşam önce Peter Sellers’ın Karanlıkta Bir El Ateş adlı komedi filmine gitmeyi kararlaştırmışlardı. Bu filmi önceden görmüşlerdi. Bir kez daha izleyip keyifli bir akşam geçirebilirlerdi. Şahin’in Göz Dede’yle karşılaştığı günün akşamı korku filmi seyretmesini, hiç uygun bulmuyordu. İkibuçuk Dehşet Treni’ne gidelim diye tutturunca, Şahin’de istekli görününce karşı çıkamamıştı. Aslında, Cimon’la karşılaşmasına rağmen, için için kendi de bu filmi görmek için gebermekteydi. Takım halinde iflah olmaz korku filmi tiryakileriydiler. Bu filmlerle ilgili çocukken göremedikleri bir nokta vardı. Korku filmlerindeki canavarlar, insan ruhunun iç aynaları gibi sunulmaktaydılar. Oysa gerçekte bunlar tarafından kuşatılmışlardı. Örneğin esas dehşet filmi o yatırlı ev çevresinde çekiliyor ve herkesi bir rol bekliyordu. Bunu unutmanın ideal yoluydu belki Yatırlı Ev üstüne Dehşet Treni’ni sürmek. “
Yatır
Sadık Yemni
Sayfa 159
A Shot in the Dark (1964)
Yön: Blake Edwards