Badem grubunun üçüncü albümü 3b’ye aşk şarkıları damgasını vuruyor. Demek aşkta kaybeden yalnızca kumarda değil müzikte de kazanıyor.
2005 tarihli kendi isimlerini taşıyan ilk albümleri benim hala en sevdiğim Badem albümü. Üçüncü albümleri 3b’yi de keyifle dinlesem de ilk albümlerindeki Sen Ağlama gibi yüreğimin telini ilk anda titretecek ya da Kara Değil mi? gibi her dinleyişimde içimi bir coşku kaplamasına yol açacak bir parçaya denk gelemedim. Ama bazen şarkılar başta gizlerler ve hemen ifşa etmezler kendilerini. İlk dinlemede kırılmayacak kadar kalındır kabukları çünkü. O kabuğu kırmak için birkaç defa dinlemeniz gerekir o türden şarkıları. (Bu arada, 2008 tarihli ikinci albümleri Sonsuz’dan aklımda yalnızca Kalpsiz’in kalmasının sebebi yalnızca benim unutkanlığım mı?)
Nakaratının güçlü etkisi şarkının geneline yayılabilseymiş eğer, Hala Bu Kalp ile daha kalıcı bir hit yakalanacakmış gibi deldi bana. Yorgunum bende en hoş sedâyı bırakan şarkı oldu. Albümün ilk klipleri bu iki şarkıya çekiliyormuş. Belli ki grup da iddialı bu şarkılar konusunda. Üçüncü bir klip olursa benim tahminim ya Aşık Olamam’a ya da Gözleri Bulut’a çekilecektir. Gözyaşım ve Ben ise önümüzdeki dönem radyolarda en çok istek alacak olan romantik parçalardan biri olacaktır. Cahit Berkay ustanın bir Karacaoğlan şiirinden bestelenen Gelin’e yaylı tanburuyla yaptığı katkı bu şarkının en can alıcı özelliği olmuş. Karacaoğlan’dan üç albümdür vazgeçemiyor Badem.
“Bizim gibi vokalde blok armoni veya benzeri bir format kullanan bir grup için Karacaoğlan’ın sözlerindeki mısra yapısı, sözlerin bu çağı dahi yakalamış olması, daha lirik duyguların önde gelmesi kendimizi ona yakın hissetmemize sebep oluyor,” diyor Barış Bahçeci.
3b’de en dikkati çeken şey zamanın ruhuna uygun olarak bolca rif kullanılması. Doğaç Başaran da bunu kabul ediyor.
“İlk albüm parçalarımızda daha çok gitar soloları ve introlari vardı. Bu albümde yeni dönem Rock müziği çerçevesinde düzenlemeler yapmaya gayret ettik. Daha rif uzerine kurulu düzenlemeler, daha kısa sololar ve introlar kullandık. Bu anlamda en olgun albümümüz olduğunu düşünüyoruz.”
Şarkı sözlerine biraz eleştirim var ama. Şarkılarda yürek, kalp ve göz kelimelerinin çok fazla yer alıyor. Elbette sözlerin yaşanmışlıklar üstüne yazılması doğal, bu yaşanmışlıkların daha çok aşk acısı ile alakalı olması da gayet olası. Ama bu, şarkı sözlerinde bir tekrara düşüldüğü gerçeğini değiştirmiyor. Söz konusu olan piyasa işi ticari bir albüm olsa anlarım ama Badem’den daha iyisini beklemek hakkımız. Ne de olsa hepsi de okumuş çocuklar!
Müziklerinde ve yaşamlarında rock’ın ne kadar yer tuttuğunu soruyorum. Mustafa Kemal Öztürk yanıt veriyor soruma:
“Rock hem müziğimize hem de tüm hayatımıza yön veriyor diyebiliriz, tabii ki 80 kuşağı gibi bir rock hayatından bahsetmiyoruz ama aynı özgürlükçü ruh, kendine ve yaşadığın çevreye olan duyarlılık anlamında; zaman, mekan ve günün geçici trendleri kaygısından uzaklık anlamında felsefesiyle hayatımızın ve müziğimizin değişmez bir parçası oldu rock müzik.”
Grubun 3. albümü olması sebebiyle 3b için bir 3 boyut konsepti geliştirilmiş. Buna konsepte uygun olarak albümün videoları ve fotoğrafları 3 boyut teknolojisiyle hazırlanmış. Bu, işin tamamen pazarlama yönüyle ilgili bir hamle sanki. Müzikle bağdaştıramıyorum kafamda. Çok gerekli miydi gerçekten böyle bir şey emin değilim. Mert Özdemir‘ soruyorum bu 3D meselesini.
“3 boyut fikri bizim aklımıza 2008 yılında geldi aslında. O zaman ne dünyanın gündeminde böyle bir konu vardı, ne de öngörüsü. Biz Türkiye’de hiç yapılmamış bir klip çalışması yapmayı ve bunun da ses getireceğini düşündük ama menajerimiz bu fikrin bir kliple harcanmayacak kadar güzel bir fikir olduğunu, hazır 3. albüm de yoldayken klip ve görselleri ile komple 3B olarak lanse edilecek bir albüm yapabileceğimizi söyleyince biz de 3 boyut olayını yeni albümümüze saklamaya karar verdik. Derken 2010 yılında Avatar ile başlayan 3B furyası aldı başını gitti.”
Emre Yıldız: “Türk Rock Müziği dünyasında sanatçılar birbirini desteklemekten kaçınmıyor.”
Geçen albümdeki Özlem Tekin işbirliği gibi, yine konuk sanatçılar var albümünüzde. Bu isimlerin ortaya çıkma, üzerlerinde karar kılma süreci nasıl gerçekleşti.
Türkiye’de her iş gibi bu da tanıdık vasıtasıyla ilerliyor çoğu zaman. Ancak Özlem Tekin örneğinde böyle bir şey olmadı, yani Kalpsiz‘e kadar herhangi bir tanışıklık söz konusu değildi. Kendisini yıllardır hayranlıkla takip ettiğimiz bir isimdi. Kalpsiz de zaten düet olarak yazılmış ve agresif vokaller isteyen bir parçaydı. Düşündüğümüzde aklımıza Özlem Tekin ismi geldi. Olur mu olmaz mı derken menajerler vasıtasıyla parçanın demosunu gönderdik ve kendisi ertesi gün bize olumlu cevapla geri döndü. Genelde hep bu şekilde ilerledik, parça duygu ve sound olarak ne istiyorsa konuk sanatçıyı ona göre düşündük. Müzik sektörü özellikle de Türk Rock Müziği dünyası biraz küçük bir yer olduğu için genelde sanatçılar birbirini desteklemekten kaçınmıyor. 3B albümüne gelirsek; “Gelin” isimle parçamızda yaylı tamburuyla Cahit Berkay, “Gittiğinden Beri” isimli parçamızda vokaliyle Zeynep Casalini, “Gördüm Ötesini” isimli parçamızda ise elektro gitarlarıyla Serdar Öztop ve Bora Uslusoy bize eşlik etti. Böyle büyük isimlerin bir Badem albümünde yer almaları bizim için gerçekten çok gurur verici, buradan kendilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz.