2002 yılında vizyona girdiğinde animasyon türünde Akademi Ödülleri’nin (Oscar) güçlü favorilerinden biriydi Ice Age. Gerçi henüz animasyon türü televizyondan sinemaya geçişinin başlarındaydı, hala hedef kitle gibi maddiyata yönelik kavramlar üzerinde düşünüyordu Hollywood sineması (ne kadar değiştiği/geliştiği tartışılır). Yine de, kazanamasa dahi film 2003 yılında Oscar’a aday olmuş ve devam filmleri için umut vaat etmişti. Sonrasında işin rengi değişti, hedef kitlesini genelden çocuğa daraltma kararı alarak Oscar kotasından her geçen filmle daha da uzaklaştı.
Momut Manny’nin kızı Peach’i evlendirdiği serinin son filmi “Ice Age: Collision Course” (Buz Devri:Büyük Çarpışma) ebeveynlerin, yavrularının yuvadan uçup gidecek olduğu gerçeğiyle yüzleştiklerindeki ne yapacağını bilmez halini kıyamet günü ekseninde işliyor.
Uç örnekler de olsa “Zootopia” ve “Inside Out” gibi ince detaylarla bezenmiş, iyi düşünülmüş yaratıcı bir fikrin ürünü olan animasyonlar sonrası ya da “Brave”, “Frozen” gibi bir tık altındaki işlerin ardından yüksek bütçeli Buz Devri’nde de bir ilerleme bekliyor insan. İlk filmde izleyici Manny, Sid ve Diego üçlüsünü sevdiği için bu üçlüden bir türlü vazgeçemeyen, bu sebeple de konu üretmede kısırlık yaşayan seri inatla uzatmaya, inatla zorlamaya devam edince her iş bir öncekinin de altında oldu. Yeni karakterler, yeni atmosferler ve fantastik olaylar ekleyerek işlenebilecek konu bulmaya çalışsa da ilk filmdeki o “aile” kavramından bir türlü kopamadı. Öyle ki bir insan çocuğuyla başlayan macera zamanla üç kahramanı aşkı aramaya, aile kurmaya, çocuk yapıp sorumluluğunu üstlenmeye kadar sürükledi.
Uzun soluklu bir ders kitabına dönüşen seri çocuklara nasıl yaşamaları, nasıl bir aile kurmaları, nasıl birer ebeveyn olunması gerektiği ve nasıl daha iyi bir birey olabileceklerine dair bilgiler verir hale geldi ki ilk film de zaten bu temeller üzerine kurulmuştu (Vahşi doğanın evcilleştirilmesi). Serinin son filmi gibi görünen Büyük Çarpışma da bu 5 derslik eğitimi noktalayıp, bebeklikten yetişkinliğe insanları var olan düzene uygun hale getirmeye çalışan eğitim sürecinin/süreçlerinin bir yan ürünü olarak hayatımızdan çıkıyor.