Gençlik filmlerine, özellikle de yerli olanlara hep bir şüpheyle yaklaşmışımdır. Zira gençlik filmlerinde her zaman bir aşırılık, her daim bir abartı vardır. Ya insanı yaşamadıkları ve (artık) asla yaşayamayacakları bir hayata özendirirler, ya da pişmanlıklarını yüzlerine vururlar. Bu yüzden de gençlik filmlerinin raf ömrü genellikle kısadır, bir iki sene içinde tüketilir ve hafızanın en karanlık köşesine atılırlar.
Gönenç Uyanık’ın “Hesapta Aşk”ına dair beklentilerim de bu yöndeydi. Hatta yerime oturana dek gidip gitmemek konusunda kararsızdım. Ama salondan hiçbir pişmanlık duymadan, zamanımı boşa harcadığım şüphesi aklıma gelmeden ayrıldım. Az tanınmış ancak yetenekli gençleriyle sıcak, eğlenceli, iyi niyetli ve önemlisi de dozunu iyi ayarlanmış bu yapımın, yerli gençlik filmlere umutla bakmamda etkili olduğunu çekinmeden söyleyebilirim.
Film adından da anlaşıldığı üzere sosyal medya üzerinden yaşanan bir aşkı konu alıyor. Ege/Akdeniz dolaylarında yaşayan Ezgi’nin (Meriç Aral) internet üzerinden tanıştığı İstanbullu Mert ile ilişkisiyle başlayıp, Ezgi’nin sırf Mert’e (Burak Tozkoparan) sürpriz yapabilmek için annesine yalanlar söyleyip arkadaşı Didemle yaptığı kaçış planını ve onlara ayak bağı olan kardeşi Musti’nin macerasını anlatıyor. “Hadi canım oradan” denecek birkaç detaya karşın sakin ve oldukça eğlenceli “Hesapta Aşk” beklenmedik gelişmeleri ve gerçekçi sürprizleriyle de adeta akıp gidiyor.
“Hesapta Aşk” bir gençlik filmi olmasına karşın kesinlikle lise çağındaki bir grup ergenin tiksinç abartı ve esprilerle donatılmış yol(culuk) hikayesini anlatmıyor. Aksine yaşları belirtilmeyen, tahminen üniversiteli birkaç gencin yaşadıklarını işliyor. Böylelikle de oyuncuların kendilerini olmadıkları bir yaşta gösterme çabasından da uzaklaşarak doğallığını koruyor. Filmin geniş bir kitleye hitap etmeye zorlanmayışı da esprilerin ve karakterlerin gerçekçiliğinde pay sahibi oluyor. Bennu Gerede’nin rahat anne figürü, Özlem Çakar’ın alışıldık Türk aile yapısına uygun kaygılı, meraklı anne profili, eğlenceli diyalogları ve aralara serpiştirilmiş çekim yöntemleriyle keyifli bir dinamizm kazanıyor.
Rahatlıkla söyleyebilirim ki “Hesapta Aşk” uzun zamandır izlediğim en keyifli gençlik filmiydi. Son zamanlarda sıkça karşılaştığımız seksist, homofobik, aşırı delikanlı veya fazla aşk kokan yapımlardan sonra açıkçası ilaç gibi geldi. Herkesin, her yaştan ve her kesimden insanın fazla memnun kalmayacak olsalar bile Türkiye’den de iyi gençlik filmleri çıkabildiğini görmeleri adına kesinlikle izlemeleri gerekli. Son olarak keşke film okulların tatil olduğu dönemde veya Nisan gibi yaz döneminin yaklaştığı bir zamanda vizyona girseydi. Zira hem yaz filmi olmasından hem de bu hafta vizyona “Deadpool” ve “Dünyanın En Güzel Kokusu” gibi gişede iddialı yapımların giriyor oluşu “Hesapta Aşk”ı gölgede bırakabilir. Yine de umarım gişede hak ettiğini bulabilir.
Yazının Başlığına İlişkin: “Hesapta Aşk”ın sinemayı gururlandırmasından kastım, filmin “maruz” kaldığımız/bırakıldığımız seviyesiz yapımlardan biri olmaması. Sapıklaşmadan, insanları rencide etmeden, toplumsal ahlakı (!) değil etik değerleri gözeterek de gençlik filmi yapılabileceğini gösterdiği için sinema adına gurur verici.
