Amerika’daki acar muhabirimiz Cenk Büker’den yine gol haberi var! Cenk bu kez de Jenna Jameson‘un mahremine girip orada bulduğu haber değeri taşıyan birbirinden ilginç materyalleri bizimle paylaşıyor.
“Açık ara, yılın röportajı!” – Washington Post
“Ters Ninja’nın yaptığı gazetecilikse, bizim yaptığımız nedir artık bilmiyorum.” – Türkiye’den majör bir gazetenin adını vermek istemeyen üst düzey bir yöneticisi
“Jenna Jameson mu? Yok, artık!” – Zaytung
“Ters Ninja çoğu gizli on binlerce üyemizin bir hayalini gerçek kıldı. Şimdi milletvekili bir üyemiz hem kendi hem de meclisteki diğer üyelerimiz adına aradı: ‘Artık internete yasak getirmeye kalkanlar karşısında bizi bulur’ dedi. Ağlıyordu. – Jenna Jameson Fun Club Türkiye yöneticisi
“Cenk Büker’de gençliğimi görüyorum.” – Reha Erus
Sevgili Jenna sana şurdan şunu sormak istiyorum; eminim ki bir genç kıza “Elin ekmek tuttuğunda ne iş yapmak istersin?” diye sorulduğunda ilk yanıtı porno starlığı olmayacaktır. Nasıl girdin bu işe? (Bu arada bu cümleleri İngilizce kurarken bayağı bir zorlandım, ortalarına doğru başaramayacağımı düşündüğüm anlar da olmadı değil. Ancak acar Anadolu Lisesi İngilizcem yine beni yalnız bırakmadı. Gerçi Kadıköy’de kaptığım lisanı Kocaeli’de bayağı köreltmişim ama olsun. Bu yaşımda bile Sultanahmet’teki halıcılarla yarışırım.)
Öncelikle, izin verirsen, kalbinden de temiz bu sayfayı ayırdığın için sana sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum sevgili Cenk.
Aman Jenna (Com’n Jenna!) lafı mı olur. Bilesin ki seninle yapacağım şu röportajı mağrur ve yalnız ülkemdeki sayıları bir stadı aşan hayranların ve Tersninja sitesinin oylaması üzerine gerçekleştiriyorum. (Burada deli gönül Cüneyt Abi’miz misali “Al yanağa bakmaya, bal dudaktan tatmaya geldim” demek istiyor amma gazetecilik ahlakı olsun, etiği olsun ayrı şeyler tabi. “Röportaj bittikten sonra belki yarım yol bir trampa yaparsın seen” dediğinizi duyar gibiyim ama bakın bu çok yanlış, kadının mesleği bu canım, cık cık cık.)
Jenna, nazarı dikkatini celbettiyese kafam biraz karışık, şekilli türlü düşünceler içerisindeyim ama tam bir pirofesyonele yakışır şekilde devam edeceğim. Ne diyorduk, meslek seçimin.
Ah, evet!
Ah deme Jenna, lütfen, rica edecem bak. Baştan anlaşalım –ah’lı oh-lu olmasın olaylarımız. Hayır, ben de insanım…
Hah hah, haklısın seni çok iyi anlıyorum, bir an boş bulundum. İlköğretim bizde sizden çok daha önce 7 yıldı. Zaten dikkat edersen bizde havalı direksiyon, otomatik cam ve klima standartken siz Tofaş kuş serisine biniyordunuz. Her neyse, ilkokul sıralarında düşüncem bir sosyal yardım görevlisi olmaktı ki, bu hayalimi gerçekleştirmiş sayıyorum kendimi. Ha bu arada, böyle demişken, Birinci Dünya Savaşı’nda siz yenilmediğiniz halde partneriniz Almanya yenildiği için yenik sayıldığınızı da biliyorum. Aslında porno çekmediğinizi, Almanlar pornoya başlayınca sizin de porno çekmiş sayıldığınızı da bir yerlerden okumuştum.
Bir anlamda doğru sayılabilir. Ayrıca Almanya için “partner” tabirini kullanman da manidar. Günter Wallraff da olsa aynı şeyi derdi… Gerçi ülkemiz gençlerinin olaylara girmesinde Almancı VHS’lerin payı yadsınamaz. Hatta hiç lisan bilmeyen bir Türk genci bile Schnell ve machen gibi kelimelere hakimdir. Demek ki bu işin faydaları da var ha?
Onu diyorum sana! (Koluma bir şaplak atıyor.) Var tabii olmaz mı. Ancak her işte olduğu gibi bunun da aşırısı zarar, zaten son filmlerinizden Vavien’de bu hadiseye güzel dokundurmuş.
Vallahi Bravo Jen, bizi bizden daha iyi biliyorsun.
Bunda şaşılacak bir şey yok. Dünyadaki gelişmelerle ilgiliyim. Hatta sana şunu söyleyeyim. 12 Eylül’deki referandumda evet verip, genel oylamada hayır diyecek bir sürü seçmeniniz olduğuna adım gibi eminim.
Peki nasıl başladın bu işe?
Tamamen tesadüf oldu! Bir porno filmin seçmelerine gitmiştim. Katıldım ve kazandım!
Ve buna tesadüf diyorsun?
Elbette! Bu başka ne şekilde açıklanabilir ki? Gerçi hava çok kötüydü ve kızlardan tek başvuran bendim ama olsun, sonuçta kazanmıştım işte. Sayılarını tam hatırlamıyorum ama 20 kadar da erkek gelmişti ve seçmelerde onlar da çok başarılı olmalılar ki o filmde hepsiyle bir sahnem var.
Jenna sarı saçının hakiki rengi mi? Gerçek sarışın mısın yani?
Evet, nereden anladın.
Tahmin ettim diyelim.
Biliyor musun, müthiş bir tahmin yeteneğin var, bence bunu değerlendirmelisin.
Evet, siz Amerikalılar bu kalıbı sık kullanıyorsunuz. Türkiye’de sana olan ilgiden biraz bahsetmiştim, bu konuda bildiğin bir şeyler var mı?
Olmaz mı? Ülkenizden çok sayıda hayran mektubu alıyorum. Bir kez de tatilimi geçirmek üzere Kumburgaz’a gelmiştim.
Kumburgaz?
Evet, İstanbul’da. Bir Türk arkadaşıma sizdeki en popüler yerleri sormuştum…
Anlıyorum (bu biraz manidar bir “I see” oldu ama Jenna pek oralı olmadı tabii). Peki bizim hakkımızda neleri farklı buldun?
Bence Türkler gerçekten de çok ateşli. Bakma biz burada yalandan –ah’layıp –oh’luyoruz ama neticede bu bir şov bizinıs. Siz ise yaptığınız her işe bir ruh katıyorsunuz. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, trafikten örnek verelim. Minibüs şoförleriniz olsun, akbil satan otobüs şoförleriniz olsun…
Jenna Jameson gerçek adın mı?
Hayır, gerçek adım Jen James.
Kendi alanında birçok ödül aldın. Hatta Grand Theft Auto oyununda bir karakteri bile seslendirdin. Bu denli şöhret nasıl bir duygu?
Dışarıda güzel görünebilir ancak hiçbir özelin kalmıyor.
Evli olduğunu biliyorum. Kocan daha önceden, rol icabı olsa da birileriyle birlikte olmanı sorun etmedi anlaşılan? “Benden önce kimseyle birlikte oldun mu?” gibisinden bir soru yöneltmemiştir herhalde?
Bir midyeciye o güne kadar kaç midye sattığını sorar mısın? Benim işim de bu…
O halde bu mesleği de futbolculuk gibi şartları ağır ve belli yaştan sonra gerçekleştirmesi zor bir performansa benzetebilir miyiz?
Elbette! (Benim kola bir şaplak daha geliyor, Jenna şaplak seviyor). Anlamaya başlıyorsun, işte bu! Şu an 36 yaşındayım ve teknik olarak en üst seviyede olsam da benden sonra gelecek genç yeteneklerin önünü açmak istiyorum. Gerçi bizim meslekte yön pek fark etmiyor ama… Tıpkı belli yaşa gelen futbolcular gibi ben de teknik direktörlük yapmak istiyorum.
Mehmet Ali Erbil olsa sana burada direkman “Takım tercihin olur mu?” der eminim, ama ben sana son olarak başka bir şey soracağım; tekrar dünyaya gelseydin ne olmak isterdin?
Sanırım doktor; aaa bevliye uzmanı belki… (O arada, “aaa” diye beklerken ki sağ el işaret parmağın hafif aralık ve ıslak kırmızı dudaklara belli belirsiz temasıyla, genizden verdiği sesi duydum ya ey okur, benim olayım tamamdır.)
Vakit ayırdığın için çok teşekkürler Jen.
Her zaman Cenk! İstersen imzalı bir CD’mi verebilirim.
Sağol Jen, bende serisi var…