BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

BluTV - Dizi

Gotham’da Kötülük Asla Tükenmez 

N. Levent Tanıl, bu hafta başlayan iki iddialı diziyi değerlendirdi.

DC evreninin ikonik kenti Gotham’ı sadece Batman ile sınırlı bırakmadığı, çizgi roman okuyucuları ve izleyiciler için sayısız önemli karakter yetiştirdiği aşikâr. Karanlığı ve yozlaşmaya müsait jeopolitik konumuyla ünlü olan bu şehirden tabii ki iç açıcı karakterlerin çıkmasını bekleyemezdik. Özellikle Todd Phillips’in Joaquin Phoenix ortaklığıyla çıkardığı Joker filmi, bu evrenin Batman’in de önüne geçebilecek hikayelere tutunabileceğinin göstergesine dönüştü.

The Penguin; Matt Reeves’in yorumladığı Batman evrenindeki bir karakterin karanlık tarafa geçiş öyküsünden çok, bu taraftaki yükselişine odaklanıyor. Daha önce Robin Taylor, Burgess Meredith ve hepimizin hafızlarında yer alan Danny DeVito’nun canlandırdığı The Penguin, ilk defa kendi orijin öyküsüne kavuştu.  Reeves’in The Batman filminde de bu karakterle tanışmış ve fragmanlarda tanımakta zorlandığımız Colin Farrell’ın aşırı makyajla sergilediği oyunculuğunda ise aktörün ses tonu ve vücut hareketlerinde bu karakterle nasıl bir ilerleme kaydedilebileceğini görmüştük. 

The Penguin’in öyküsü The Batman’deki olayların bir hafta sonrasında başlıyor. Dizinin tanıtımında da vurgulandığı üzere pelerinli kahramanımızı bu macerada görmeyeceğiz. İlk bölüm itibariyle yozlaşmaya mahkûm bir kentin içinde yasal açıklara tutunurken kendi içgüdülerinde boğulmamaya çalışan bir gangsterin adımlarının izleneceği gösterildi. Dizinin başkarakteri anti-kahraman olduğu için onu sevebilme ihtimali bulunan anlarla da karşılaşacağız elbette fakat benim hissettiğim bu karakterin yolculuğunda ulaşacağı varış noktasındaki patlayış ve Reeves tarafında oluşturulan bu yeni evrendeki ilerleyişten referanslar alınacağı yönünde. Keza bu formülü rahatsız etmeyecek bir şekilde işleyebilirlerse ortaya eli yüzü düzgün bir Batman spin-off’u çıkmış olur. 

Benim beklentim çoğu villain öyküsünde olduğu gibi klasik bir geri dönüş aşaması –bence bu kaçınılmaz– içerisine girişilirken karakterin içinde tutunmaya çalıştığı dünyada, savaşını ilk bölümdeki gerçekçi anlatışla ilerletmesi olur. Reeves’in kurduğu dünyada aksiyona tabii ki yer var fakat yönetmen The Batman’deki üslubunu devam filmi öncesi araya aldığı spin-off macerasında da sürdüreceğe benziyor. Neticede Tim Burton dünyasının gotikliğinin gizemine savrulan bir kişilik yok artık karşımızda. Colin Farrel’ın canlandırdığı The Penguin tamamen yaralarından var olan ve güç gösterisi içerisinde kendisine iyi bir yer ayarlamaya çalışan bir karakter. Ayrıca ilk bölümün günahı olmaz, bekleyip göreceğiz…

Marvel’da Cadılar Yolu Açıldı

Bir villain öyküsü de Marvel semalarından geldi. Agatga All Along, Marvel’ın bence en başarılı dizisi olan WandaVision çıkışlı bir spin-off.  MCU, Wanda Maximoff karakterini Doctor Strange in the Multiverse of Maddnes filmine kadar çok iyi değerlendirmişti. Özellikle Wanda’nın kendi alternatif gerçekliğini yaratıp o evrene sığındığı dönemleri anlatan WandaVision, MCU hikayelerinin farklı bir pencereden de izlenebileceğine dair umut ışığı olmuştu. Nitekim, dizinin finalinde Wanda’nın açmış olduğu bu dünyanın esas sorumlusuyla tanışmıştık.

Agatha, Wanda’nın Scarlet Witch’e dönüşümündeki en önemli karakter. Kendi dizisinde de bu önemin vurgusu fazlaca yapılsa da kahramanın WandaVision formatından sıyrılarak kendi yolculuğuna çıkışı sağlanmış. Prömiyerini ilk iki bölümüyle yapan dizi için bu tercih şimdilik gayet iyi gözüküyor. Agatha’nın üç yıldır kendini bilemeden yaşadığı bir büyü içerisinden sıyrılışı ve toplamış olduğu cadılarla birlikte Cadılar Yolu’na gidiş öyküsü dizinin merkezinde. Marvel, özellikle Avengers: Endgame sonrası önüne geçemediği tökezleyişi bir miktar da olsa kendine has öykülerle toplamaya çalışıyor gibi. Bu süreçte Agatha’nın rolü ne denli büyük olur şimdilik kestiremiyorum ancak Halloween dönemine adım adım yaklaşmaya başladığımız bu sonbahar günlerinde böyle bir dizinin seyir programlarına dahil edilmesinde yarar görüyorum. Tabii ki bunun için WandaVision’ı ve birkaç MCU yapımını izlemekte yarar var. Ayrıca Agatha rolünü yeniden üstlenen Kathryn Hahn da komediye yatkın olan oyunculuğunu böylesine çok yönlü bir karakter üzerinden özgürce çeşitlendirmişe benziyor. Sanat tasarımı ve biraz daha yetişkinlere uygunmuş gibi bir izlenim sunan olay örgüsüyle Agatha All Along’un gelecek bölümlerde neler anlatacağı merak uyandırıcı.

N. Levent Tanıl

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et