Güzel şeyler öyle kolay bulunmazlar. Tavsiyem, özellikle de müzik söz konusu olduğunda yeni bir şey keşfetmenize yol açacak önerilere, yardımlara açık olmanız. Çünkü ancak o zaman reklam ve pazarlamayla değil, kalitesiyle ilerlemeye çalışan albümlerden haberdar olursunuz. Mustafa Dönmez’in Gizemli Yolculuk‘u da işte bu tür albümlerden.

Türkiye’nin ilk caz, rock, fusion topluluğu olan Atmosfer’i 1986 yılında kuran Kadıköy sakini gitarist Mustafa Dönmez, topluluğun ilk albümü Ağaçların Öyküsü’nü 2006’da yayınlamıştı. Gizemli Yolculuk, aynı zamanda müzik aşığı pek çok talebeye sahip bir hoca olan Dönmez’in ilk solo albümü. Kendisine bu albümün onun için ne ifade ettiğini sorduğumuzda, “1989’dan bu güne kadarki yayınlanmamış bestelerimi şimdiki birikimim ve yaşama bakışımla yeniden yorumladım. Yaşadığım iyi ve kötü, öğrendiğim, sevdiğim ve sevmediğim her şeyin bana armağanıdır bu albüm. Evreni algılayışımın duygusal ve müziksel ifadesidir. Müzik ve yaşamla süregelmekte olan maceram, yolculuğum, tutkum, duruşum ve aşkımdır,” diyor.

Cazla olan güçlü bağını bu albümde de devam ettiren gitar virtüözü sanatçı, müziğiyle evrensel bir şeyler söyleyebilmenin derdinde. Şu sözleri de bunu gösteriyor zaten: “Jimi Hendrix, Âşık Mahzuni, Neşet Ertaş, Âşık Veysel, Jan Garbarek, Miles Davis; hepsi birdir. Sevgiyi anlatan herkes aynı şeyi söylüyor sonuçta.”

Gizemli Yolculuk işte bu evrensel misyonu sayesinde dinleyenlerine olabildiğince demokratik davranıyor. Ama ben yine de kulağı azıcık da olsa caz terbiyesi almış olanların diğerlerine göre daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü caza aşina kulaklar Dönmez’in müziğinin nüanslarını yakalamak – tabiri caizse yolculuğun gizemini biraz çözme – konusunda daha başarılı olacak, dolayısıyla daha çok keyif alabileceklerdir çıktıkları bu yolculuktan.

Dönmez’in gitarları, Gizemli Yolculuk’ta sizin hem rehberiniz, hem vesayetiniz oluyor. Akustik gitar, bas gitar, perdesiz bas, gitar synth, 12 telli akustik gitar… Bunların hepsini Mustafa Dönmez çalıyor. Sadece Yunus ve Mavi isimli parça 2006’da yakın dostu Tanju Duru tarafından canlı kaydedilmiş. O Tanju Duru ise 2008’de bir dağcılık kazasında kaybettiğimiz önemli bir müzisyen.

“Dürüst, insan ve hayvan dostu, yardımsever, barışçı, duyarlı bir insandı. İyi bir müzisyen ve iyi bir insan olabilmiş, o dengeyi korumayı başarabilmiş ender insanlardan biriydi. Onu sevgi ve özlemle anıyorum. Gizli Yolculuk isimli bestemi ona ithaf ettim.”

Adet olduğu üzere Mustafa Dönmez de albüm kartonetinin üstüne birçok isme teşekkürlerini sunmuş. O isimlerden biri dikkatimi çekiyor: Alex Wiska. Neden diyorum? 40 yaşındaki dönmezin o daha çocukken Tükiye’de Cem Karaca ve Kardaşlar’la çalmış bu gitariste yetişebilmiş olduğunu sanmıyorum.

“Çünkü,” diyor, “4 yaşındaydım ve izlediğim ilk gitarist Alex Wiska oldu. Elektro gitarın çığlığı ve sesinde içimdeki özgürlüğü keşfettim.”

Gitara daha çocuk yaşta aşık olan, yıllar süren azimli bir çalışmayla 60’ların free cazını, Hendrix ve Holdsworth gibi devrimci gitaristlerin ruhunu, çok etkilendiği Kuzey Cazı kotiflerini ve vazgeçemediği Anadolu ezgilerini kendi tarzında eriten Mustafa Dönmez’e kulak vermeniz de yarar var!

Alex Wiska

Cem Karaca, Wiska’yı ilk olarak Köln’ün ünlü Dom Katedrali’nin şenlik eksik olmayan meydanında görmüştür. Bir sokak sanatçısı olan Wiska ustalıkla çaldığı gitarıyla ekmeğini kazanmaya çalışıyordur. Cem Karaca, “Türkiye’ye gelir misin?” diye sorar. “Bilmem, anneme sormam lazım,” der Wiska da. Neyse ki, annesi taş koymaz, Wiska Türkiye’ye gelir, Cem Karaca ve Kardaşlar’ın bir üyesi olur. Grubun sound’unun biraz daha Batılılaşması ile neticelenir bu kaynaşma. Cumhur Canbazoğlu’nun Anadolu Pop-Rock kitabından öğrendiğimize göre 120 kiloluk bu sevimli devle Kardaşlar’ın birlikteliği yalnızca 1 yıl sürer.

Türkiye’deyken bağlama çalmayı öğrenen Wiska ülkesine döndükten sonra da klasik rock ve Anadolu pop evliliğini sürdürür. Hatta 1998’de adını “stil” koyduğu saz ile gitar melezi bir çalgı bile icat eder. 1974’de ilk albümü Alex’i, iki yıl sonra da Alex! That’s the Deal’ı çıkartır. Frank Zappa ve başka ünlü gruplarla turnelere çıkan Wiska daha sonra birçok albüm çıkarttıkları Alex Oriental Experience’ı kurar. Alex Wiska şu an Wiska Records’un sahibi.