‘Yaz Dostum!’
Bu aslında ana sloganı idi şarkının
Hepiniz aşinasınızdır.
Gerisi de nakarat kısmı
Ki şöyle devam eder,
“Yaz tahtaya bir daha,
Tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet Ağa
Bir gün öder hesabı.’
Ama diyeceğim ‘Yaz Dostum’ değil
Bu, çok sevdiğim şarkının isminden ilham alarak başlıkta belirttiğim ‘VAR Dostum!’
V, A ve R harflerini böyle; büyük büyük yazınca başka bir manaya geldiğini az çok tahmin edenleriniz olmuştur
Spora, özellikle de futbola teşne olanlar zaten anlamıştır geleceğim noktayı.
VAR, V-A-R.
Bu sistemi dünya futboluna hediye eden
Bundan sonra hakem hataları en aza inebilsin diye 2018 Erkekler Futbol Dünya Kupası ile yürürlüğe sokan FIFA’nın (Fédération Internationale de Football Association) adlandırması ile söyler isek
Video Assistance Referee
Türkçesi ile söyler isek
Video Yardımcı Hakem
Bu çeviriyi Türkçe dilbilgisi kurallarına uyarlar isek
Hakeme Yardımcı Video.
İşin ilginci
Güzel Türkçemizde ‘VAR’ın minik yazılışı ‘var’ın kendine ait bir anlamı da mevcut
Türk Dil Kurumu’nun internet sitesi sozluk.gov.tr’ye göz attığımızda şu manalara geldiği belirtiliyor
“Var
1. sıfat Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı.
2. isim, dil bilgisi Sahiplik bildiren olumlu ad cümleleri kuran bir söz:
“Rahatsız etmek istemem hem de işim var.” – Halide Edip Adıvar
3. isim Elde bulunan her şey:
“Elimizden alınan şeyler bütün varımız ve bütün varlığımızdır.” – Ruşen Eşref Ünaydın ”
2018 – 2023
5 koca senedir yürürlükte olan bir uygulama.
Ama gelin görün ki Necip Türkiye Futbolu’muzda bir temaşadır gidiyor.
VAR olsun mu, olmasın mı?
Kalsa mı daha iyi, gitse mi daha makbul?
Saha içinde 1, sahanın sağ ve sol yanlarında birer tane olmak üzere 2, iki kale direğinin çeperinde 2, ayrıca bir de saha kenarında iki takımın hocasını, yedek oyuncularını, sorumlularını zapt-u rapt altına almak, onlara yardımcı olmak üzere 1 hakem mevcut iken. Tüm bu hakemler silsilesine teknolojik imkan olarak da faydası olsun diye hayatımıza girdi VAR.
Türkiye dışındaki ülkelerde durum nedir, bu kadar tartışılıyor mudur bilemem. Ve fakat koca 5 yıllık serencamın ardından bugün bile bitmiyor, bitemiyor bu tartışma.
Türkiye Erkekler Futbol Süper Ligi’nin 27. Haftası geçtiğimiz haftalarda oynandı. Şampiyonluk için rekabet eden takımlardan lider Galatasaray, Cumartesi günü (1 Nisan) lig 4.sü Adanademirspor ile kendi sahasında (GS-ADS), 2. sıradaki Fenerbahçe ise Pazar günü (2 Nisan) 3. Sıradaki Beşiktaş ile gene kendi sahasına (FB-BJK) mücadele etti.
Başka herhangi bir ülkenin herhangi bir spor branşındaki 27. Hafta müsabakaları göz önüne alındığında muhteşem bir spor festivali olacak bu durum bizim ülkemizde uzaydaki kara deliklerden bir demet şeklinde cereyan etti her daim olduğu gibi.
GS-ADS maçında, eski GS, yeni ADS futbolcusu Emre Akbaba, GS futbolcusu Dries Mertens’in sağ ayak bileğine basıp kısa süreli bir sörf hareketi yaptı. Bunun cezası futbol oyun kurallarında Kırmızı (yani oyun ihracı) Kart iken, hakem Ali Şansalan, Sarı (yani ikaz) Kart gösterdi. VAR da zaten tam da bu gibi durumlar için var. (TDK bu cümlemi de örnek alabilse ne güzel olur). Hakemin gözünden kaçar ise kulaklık üzerinden VAR Hakemi kendisini uyarsın. Ve, ‘Ya sen muhtemelen göremedin. Saha kenarındaki monitöre bir git. Biz sana olanı biteni bir daha gösterelim’ diyebilmek için.
Ama bu olmadı tabi. VAR Hakemi (Türkiye’de bu şekilde kullanılıyor absürt şekilde. Video Assistance Referee, ülkemizde oluyor size Video Assistance Referee Referee), Orta Hakem’e (Futbolda maçın içinde, oyuncular ile koşturan hakeme Orta, yanlarda duranlara Yardımcı ya da Yan, iki kalenin arkasında duranlara Çizgi, yedek kulübeleri civarında olanlara da Dördüncü Hakem deniyor) hiçbir şey söylemedi. Ya da söylediyse bile o dediği hatalı Sarı Kart’ın, olması gereken Kırmızı Kart’a evrilmesi durumuna yol açmadı.
Pazar günü oynanan FB-BJK maçında ise FB’li genç ve gelecek vaat eden (genelde bu şekilde kullanılıyor ama bu da bize göre bir anlatım bozukluğu içeriyor. Her genç yapısı ve doğası gereği zaten gelecek vaat eder) oyuncu Arda Güler ceza sahası içinde çalımlar atarken (Kalecinin topa elle müdahale etmesine izin verilen görece küçük alana futbolda ‘ceza sahası’ adı veriliyor) BJK’li Onur Bulut’un kendisine doğru hafif hareketini fırsat bilerek çimlere balıklama bir atlayış gerçekleştirdi. (Pozisyonu YouTube üzerinden izlemenizi tavsiye ederim) Maçın orta hakemi Halil Umut Meler de düdüğünü çalarak penaltıya hükmetti. (Ceza sahası içinde yapılan faullü harekete ‘penaltı’ deniyor) Hakemin görüş açısından verdiği karar doğru sayılabilir. En nihayetinde önünde başka oyuncular da var ve gelecek vaat eden genç Arda Güler’in balıklama atlayışının rakibinin hareketinden olduğuna hükmediyor. Bu gibi durumlarda da tahmin edebileceğiniz gibi VAR’ın devreye girip, orta hakeme, ‘Ya sen penaltı verdin ama bu pozisyonu bir daha izlemeni tavsiye ediyoruz’ demesi gerekiyordu. Tahmin ettiğiniz gibi bu da gerçekleşmedi.
Haklarında yanlış hüküm verilen, VAR teknolojisi ile mağduriyetleri giderilemeyen iki takım Galatasaray ve Beşiktaş ise tarihin ve talihin garip bir cilvesi ile rakiplerini alt etmeyi başardı. GS, ADS’yi 2-0; BJK ise ikinci devre başında bir oyuncusu atılarak 10 kişi kaldığı maçı 4 – 2 kazanmayı başardı.
Türkçemizde güzel bir söz vardır. ‘Eğrisi doğrusuna denk geldi’
Bu yazımda siz sinemasever takipçilerimize, muhtemeldir ki futbol ile pek içli dışlı olmayabilirsiniz öngörüsü ile futbolseverlerin pek aşina olduğu kavramları detaylandırarak anlatmaya çalıştım. Umarım pek pot kırmamışımdır.
*Ters Ninja’da spor yazılarına devam etme niyetim var. Başlıktaki kapalı parantez içindeki [Forrest Jump] da aslen ‘Bu yazı Ters Ninja.com sitesi içinde yer alan bir spor yazısıdır’ vurgusunu en baştan ilan etme niyetimi taşıyor. Sinema ve kültür sanat yazılarım için de [Back to the Feature] spoiler alert başlığını kullanma niyetim var. Çok sevdiğim iki filmden ilham ile kendi penceremi sizlerle paylaşmak istiyorum izniniz olursa.