İcatların, keşiflerin, tıptan teknolojiye insanlık adına kaydedilen her gelişmenin kaynağı bilgidir. Ama bilgiye giden yolda insanın en önemli yakıtı hayalgücüdür. Bilimkurgu yazarları bilgiye giden yolda insanoğluna yakıt sağlamışlardır. Bu yazarların en önemlilerinden biri Arthur C. Clarke’ı bu yıl kaybettik. Clarke’ın ülkemizde yayımlanan son kitabı Resif Yayınevi’nden Deprem Richter 10.
Nostradamus’un geleceği gören bir kahin olduğu rivayet edilir. Bilimkurgu yazınını takip edenler bilirler ki kehanet konusunda başta Jules Verne, Isaac Asimov, Arthur C. Clarke gibi pek çok yazar da Nostradamus’dan aşağı kalmazlar. Bu yazarlar yaratıcılıklarını körükleyen hayal güçleri sayesinde ancak yıllar sonra hayata geçirilebilecek makineler, araçlar, cihazlar ve başka teknolojik fikirler tasavvur etmişlerdir.
Yazdıklarının gerçek hayata yansıması açısından Arthur C. Clarke bu yazarlardan biraz daha öne çıkar. Clarke yaklaşık 50 yıldır Sri Lanka’da yaşıyor ve çocukluğunda geçirdiği bir rahatsızlık yüzünden 30 yıldır tekerlekli sandalyede oturuyordu. Kısa bir süre önce 90’ıncı yaş günün kutlayan yazar mumları üflemeden önce şöyle bir dilekte bulunmuştu. “Dilerim uzayda başka canlıların var olduğu kanıtlanır ve dilerim insanlar havayı daha az kirleten yakıtlar kullanmaya başlarlar.”
Uzaya uydular yerleştirme fikrini ilk kez sesli olarak seslendiren Clarke olmuştu. İletişim uyduları teknolojisinin ortaya çıkmasında onun da payı olmuş oldu. Bu sebeple 80’li yaşlarını sürerken bile NASA ve Microsoft geleceğe yönelik vizyonunun ne olduğunu öğrenmek için Clarke’ın peşindeydi.
Edebiyat sanatına katkılarından dolayı şövalye ilan edilerek Sör ünvanı alan Clarke, Stanley Kubrick ile birlikte kendi kitabından senaryolaştırdıkları “2001: Bir Uzay Macerası” adlı film, bilim kurgu sinemasının yeni standartlarını oluşturmuştur. Sunduğu “Arthur C. Clarke’ın Gizemli Dünyası” adlı program ve bunu takip eden yapımlarla Sör Arthur herkesin tanıdığı bir isim olmuştur.
Clarke’ın Mike McQuay ile birlikte yazdığı 1996 tarihli Deprem Richter 10’da pek iyimser gelecekgörüşler yer almıyor. Bu görüşler tamamen kurgusal olsa da altında Clarke imzası taşıyınca insan oturduğu yerde birazcık rahatsızlanıyor. Hikayenin kahramanı 1994’deki los Angeles depreminde öksüz kalıp büyüdüğünde bir deprembilimci olan Lewis Crane. Crane geliştirdiği metotlarla depremlerin ne zaman gerçekleşeceğini hesaplayacak duruma gelmiştir. Ama onun asıl amacı depremlerin önüne geçmek, hatta depremlerin neslini tüketmektir. Böylelikle dünyayı vuracak 10şiddeinde bir depremin de önünü kesebileceğini düşünmektedir. Ama herkes onun fikirlerine katılmamaktadır.
2220 yıllarda pek çok açıdan değiymiş bir düzen hakimdir dünyaya. Kontrol Çinli şirketlerdedir. Amerika din ve ırk ayrımıyla kutuplaşmıştır. Müslüman nüfus dünyada giderek daha güçlü bir konuma gelmektedir. Dengelerini böylesine değiştiği bir dünyada Crane’in önüne çıkabilecek bir sürü engel vardır.
Deprem Richter 10, Resif Yayınevi’nin yayınladığı ilk kitap.
Deprem Richter 10
Arthur C. Clarke / Mike McQuay
Resif
351 Sayfa / 20 YTL