“Maksadım ne tariz, ne alay, ne de zehirli iğneler saplamaktır. Biraderlerimi gücendirmek istemem. Şunu da bilsinler ki evvelâ çuvaldızı kendime batıracağım. Hoş görüversinler.”
Erken Cumhuriyet döneminin yazın camiasının önemli şahsiyetlerinden olan romancı, oyun yazarı, senarist, dergici ve karikatürist Mahmut Yesari’nin (1895- 1945) 32 sayfalık bir anlatısı ilk olarak 1935 yılında Aydabir dergisinde tefrika edilmişti. Kitapçık halindeki bu versiyon ise 1966 yılında Bedir Yayınevi’nin 46 no’lu eseri olarak çıkmış. Yesari’nin Masonlar arasına nasıl davet edildiğini, üye olmak için hangi süreçlerden geçtiğini anlattığı ve diğer bazı ritüelleri açık ettiği kitabın son sayfalarında yabancı eserlerden alınmış abartılı illüstrasyonlar da yer alıyor. Bu arada Yesari’nin bu eseri kaleme aldığı dönemde mason localarının Atatürk tarafından kapatılmış vaziyette olduğunu belirtelim. Rivayete göre Atatürk masonların liderine “Masonluğun gayesi nedir?” diye sorar. “Masonluk: inkılapçı, laik, çağdaş, uygar, maddeci bir teşekküldür” yanıtı alınca şöyle der Atatürk: “Bunların hepsi zaten Cumhuriyet Halk Fırkası’nda var. İkiliğe lüzum yok. Kapatın mason localarını!”