Altay Öktem’in yayın yönetmenliğinde Marjinal Kitaplar, Yeraltı Edebiyatı’na yeni ve ‘yerli’ bir soluk katmak için kolları sıvamıştı. Yayınevi geçtiğimiz günlerde dört kitaptan mürekkep ilk yeraltı dalgasını okurlarla buluşturdu. Bu ilk dalgada ilginç kapağıyla Cinbaz adlı bir öykü kitabı hayli dikkat çekiyordu.
Böylece, 1995’ten beri medyada çeşitli pozisyonlarda görev yapmış, sinema yazarlığının yanı sıra spor yazarlığı, koleksiyonerlik gibi birçok özelliği bulunan, alternatif pop-kültür blogu Tersninja.com’un yayın editörü Ege Görgün, farklı bir tarafıyla; fantastik öykücülüğüyle de yazın dünyasının karşısına çıkmış oldu.
Cinbaz, Görgün’ün yaklaşık on beş yıllık bir süre içinde yazdığı öykülerin bir toplamı. Dolayısıyla bazı öykülerin yayım tarihleri 90’ların başına değin uzanıyor. Dikkatle okunacak olursa; Görgün’ün dildeki ustalaşma aşamalarını da adım adım takip etmek mümkün. Keşke öykülerin yazıldığı tarihler de not olarak düşülseymiş bir kenara, demeden edemiyor insan öyküleri büyük bir merakla okurken.
Sinema yazarlığında Agah Özgüç’ün ardılı olarak tanımlayabileceğimiz Görgün, öykücülükteyse günümüzün en iyi alacakaranlık kuşağı yazarlarından Sadık Yemni’nin çizgisinde bir üslup benimsemiş kendine. Kendisini en çok etkileyen kitap ise Sadık Yemni’nin Muska adlı romanı imiş, belirttiğine göre. Bunun yanında Stephen King, Jules Verne, Edgar Allan Poe gibi isimlerden etkilenmiş yazar. Okumaya başladığınızdaysa ilk duyumsadığınız şey, öykülerin sinematografik tadı oluyor. Görgün’ün esin kaynakları arasında sinemanın önemli bir yer teşkil ettiği o kadar belli ki.
Görgün’ün öykü yazarı gibi bir motivasyonunun olmaması, ayrıca öykülerin sıcakkanlı olmasını sağlamış istemsizce. Yani; Görgün, öykünün yürekten süzülüp gelirkenki kendiliğinden akışına, diğer öykücüler gibi müdahale etmemiş. Mükemmeliyetçi güdü ile gerçekleşen bir müdahalenin paramparça edebileceği sıcakkanlı doku bütün doğallığı ile okuyucuya sunulmuş.
Farklı biçim denemeleri de yok değil Cinbaz’da: Özellikle Küçük Kırmızı Balık, yarı-günce, yarı-anlatı biçimiyle beni oldukça şaşırttı. Daha önce böyle bir biçimi deneyen oldu mu yazınımızda bilmiyorum açıkçası. Problemli bir çocuğun, satın aldığı sıra dışı bir cinsteki balığa yavaş yavaş bütün ailesini yedirmesini konu alan dehşetengiz öykü, günümüz insan doğasının çocukluktan itibaren içinde büyümeye başlayan karanlık tarafına da tutulan bir ayna niteliğinde.
Bazen toplama kamplarının görünmez köşelerine dalan Görgün; bazen de görüp görebileceğiniz en esrarlı tetikçilerin dolandığı karanlık sokaklara sapmış. Karabasandan beter masal sirklerinden geçip, oradan kapitalist yabancılaşmanın post-apokaliptik bir kıyıya götürüp bıraktığı günümüz yaratığının trajedisine uzanmış. Cinbaz, şimdiden çokça konuşulmaya başlandı, gelecekte de fantastik yazınımızda söz açıldığında adı anılmadan geçilmeyecek gibi görünüyor.
*15 Şubat 2013 tarihli Aydınlık
Gazetesi Kitap Eki’nde yayımlanmıştır.
Ege Görgün
Marjinal Kitaplar
168 sayfa / 2013