21. Yüzyılda Çin, “yükselen ejder” Çin’le ilgili aklınıza gelebilecek her sorunun yanıtının yer aldığı bir kılavuz. Çin tarihi uzmanı Jeffrey N. Wasserstrom’un hazırladığı kitap İletişim Yayınevi’nden çıktı.
“Artık birçok ülkede olduğundan daha fazla milyonerin, nüfusu bir milyonu geçen çok sayıda şehrin, daha fazla gökdelenin bulunduğu bir Çin var karşımızda. Çağımızın en önemli sorunlarında merkezi konumda yer alıyor. Çoğu ülkeden daha fazla sera gazı salıyor atmosfere örneğin. Elinde devasa miktarda ABD hazine tahvili tutuyor. Önde gelen market zincirlerinin raflarında Çin malları boy gösteriyor. Sadece atom bombasına sahip değil, aynı zamanda nükleer ihtirasları nedeniyle Batı’da endişe kaynağı olan Kuzey Kore ile özel ilişkileri var.”
Çoğunlukla beylik anekdotlar ve içine önyargı katılmış kalıplaşmış bilgilerle tanıdığımız Çin’i derinlemesine anlatabilmek için kitap değil de, bir ansiklopedi yazmanız gerekir. 198 sayfadan ibaret 21. Yüzyılda Çin bir ansiklopedi değil elbette. Neyse ki böyle bir iddiası da yok. Kaliforniya Üniversitesi’nin Çin tarihi dersleri veren Wasserstrom kitabının önsözünde bunu açıkça belirtiyor zaten. Yazar akademik yayınların yanı sıra, gazetecilerin ve serbest yazsarların önemli eserlerinden de yararlanarak hazırladığı kitapta, hem tarihsel mirasla ilgili ilk üç, hem de günümüzde yaşanan ihtilaf ve gelecek tahminleriyle ilgili son üç bölümdeki konulara yalnızca yüzeysel olarak değinmiş. Yine de felsefecilerden devrimcilere, siyasette kültüre, diplomasiden ekonomiye çeşitli ufuklar taranarak kritik öneme sahip noktalara ve doğru sorulara değinme başarısı gösterdiği için okura gayet net bir Çin profili çizildiği rahatlıkla söylenebilir.
Altı bölümden oluşan kitabın Felsefe Okulu başlığını taşıyan ilk bölüm ağırlıklı olarak Konfüçyüs’ü ve onun felsefi öğretisinin sosoyal etkilerine yoğunlaşıyor. Boxerlar, Hanedanlıklar ve Afyon Savaşı gibi önemli konuların işlediği ikinci bölüm İmparatorluk Çini tarihine ayrılmış. Devrim ve Devrimciler adlı üçüncü bölüm Savaş Lordları, Komünist Parti ve Japon İşgali gibi bir sonraki dönemin dinamikleri konu alyor. Dördüncü bölüm Çin’in yakın dönemi ve bugünüle ilgili başlıklarla dolu. Beşinci bölüm ABD ve Çin ilişkilerine göz atıyor. Öncelik iki ülke ve halkları arasındaki yanlış anlaşılmaları açıklığa kavuşturmak. Son bölümde Çin’in geleceğine dair tahminler yapılıyor. Çin dünya hakimi olmaya mı soyundu? Tayvan ile bir savaş muhtemel mi? Çin’in bir demokrasi olması mümkün mü? Bunlar yanıt aranan sorulardan yalnızca birkaçı.
21. Yüzyılda Çin – Çin Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey, Çin’i merak edenler, araştırmacılar ve Çin’in şekillenmesinde epey bir rol üstleneceği gözlenen dünyanın geleceğine dair kafasında sorularu olanlar için bir başvuru kaynağı.
Bunu biliyor muydunuz?
Nanjing Katliamı
1931’de Japonya’nın Mançurya’yı işgal etmesiyle başlayan işgal döneminde yaşanan Nanjing Katliamı’nda 200 bin ile 300 bin arasında Çinli öldürüldüğü ve 20 bin civarında Çinli kadına tecavüz edildiği söyleniyor. Japon ders kitaplarında yapılan katliamların önemsiz bir olay gibi yansıtılması ve Japonların bu konuyla ilgili kapsamlı bir pişmanlık ifadesinde bulunmaması – Almanya’nın yaptığı gibi – Çin-Japon ilişkilerinde ciddi bir pürüz olmaya devam etmektedir.