Angelina Jolie ve Brad Pitt’in evlendikten sonraki ilk filmi olan “By The Sea”, sorunlu bir çiftin ilişkilerini yoluna koyma mücadelesini anlatıyor. 1970 Fransa’sında geçen film büyüleyici atmosferinin yanı sıra Brangelina çiftinin uyumlu kimyasıyla da dikkat çekiyor.
Angelina Jolie’nin dördüncü, Angelina Jolie Pitt’in ise ilk yönetmenlik tecrübesi olan “Hayatın Kıyısında” (“By The Sea”), başrolleri eşiyle patlaştıkları romantik bir dram. 1970 Fransa’sının küçük bir sahil kasabasında geçen film, Amerikalı bir yazarın eşi ile birlikte yeni kitabını yazmak üzere bu kasabaya gelişiyle başlıyor. Fakat çok geçmeden ikili arasındaki sorunlu ilişki gün yüzüne çıkıyor ve birbirini seven ancak birlikte olmayan bu on dört yıllık çift, yan odalarına taşınan yeni evli iki genç sayesinde kendi sorunları üzerine odaklanma fırsatı buluyor.
Film orta yaşlı çiftin kasabaya gelişiyle başlıyor. Üst tabakaya mensup Roland (Brad Pitt) ve Vanessa (Angelina Jolie Pitt) kasabadaki kafeye geliyor, birer içki içip odalarına geçiyor. Bu birkaç dakika içinde izleyici film boyunca sürecek büyülü atmosfere dâhil oluyor. Fakat çiftin odada baş başa kalmasıyla gerilim dolu ilişki ortaya çıkmaya başlıyor. Birbirini umursamayan, birbirine karşı soğuk davranan bir çift görülüyor. Bu noktadan başlayarak film daha ziyade Roland üzerine yoğunlaşıyor. Roland’ın kafe sahibi Michel (Niels Arestrup) ile olan iletişimi, çiftin içinde bulunduğu durumu açıklamakta kullanılıyor ve sonunda da ilişkinin sorunlu tarafı olarak Vanessa öne çıkıyor.
Yan odaya yeni evli bir çiftin gelişiyle film Vanessa’ya yöneliyor. Vanessa’nın çifte olan ilgisi üzerinden ilişkideki asıl sorun ortaya çıkıyor. Bu saniyeden itibaren ise Roland ve Vanessa’nın ilişkiyi kurtarma mücadelesi başlıyor.
Roland ile Vanessa arasındaki iletişim bir iki oda arasındaki bir delik ile yeniden canlanıyor. Kendi odalarından komşularını gözetleme fırsatı bulan ikili bu sayede yeniden yakınlaşıyor. “Glory hole” olarak nitelendirilebilecek bu delik sorunun ne olduğunu kesinleştirse de nereden kaynaklı olduğu söylemiyor. Roland da tanımlanan bu sorunu çözme çabasına giriyor. Fakat Vanessa’nın içindeki yara, dinmek bilmeyen acı bu çabayı sonuçsuz bırakıyor. Öyle ki eşinin verdiği mücadeleye engel olmak için tuzaklar kurmak, sabote etmek zorunda kalıyor. İçindeki arzuları durdurmak için kendini diğerlerinden, dış dünyadan uzak tutuyor; geçmişi hatırlatacak her türlü durumdan kaçınıyor.
Hayatın Kıyısında” tam bir Brangelina filmi. Yan karakterler hikayede önemli bir etkiye sahip de olsa bu gerçek perdeye aktarılan karelere yansımıyor. Örneğin Michel karakterinin Roland ile konuşmaları, onunla olan ilişkisi Roland’ın çabasını körükleyen bir etkenken yeterince gösterilmiyor; birkaç kareyle geçiştiriliyor. Keza Melvil Poupaud ve Mélanie Laurent de Jolie’nin egoizminden nasibini alıyor, Roland ve Vanessa için “glory hole”den izlenen erotik bir film olmanın ötesine geçemiyor.
Olağanüstü bir atmosfere sahip olan film maalesef aynı başarıyı anlatımda gösteremiyor. Giriş çok uzun sürüyor, gereksiz detaylar filmin akıcılığını yer yer kesiyor. Daha yalın bir anlatımı olsaydı, yan karakterler atlanmasaydı, gereksiz detaylara yer verilmeseydi finali daha etkileyici olabilirdi. En büyük sorunu ise Angelia Jolie’nin artık yaşlandığını kabul etmemesi. Gerçi oyunculuk kariyerini noktalarken yaşlı görünmek istememesi ve kendine odaklanmayı tercih etmesi anlaşılabilir, ancak bunu izleyiciyi rahatsız etmeden yapmasını yeğlerdim. Yine de film kötü değil, hatta iyiye yakın bile denebilir. Özellikle soğuk kış günlerinde, sinema salonunun karanlığında izlemek için ideal.
Hayatın Kıyısında (By The Sea)
Yönetmen: Angelina Jolie Pitt
Senaryo: Angelina Jolie Pitt
Oyuncular: Angelina Jolie Pitt, Brad Pitt, Melanie Laurent
2015 / ABD / 132 dk.
