Atilla Dorsay, Sabah gazetesindeki yazısında şöyle diyor: “Başlangıç için kendi yazdığım yazıdan tatmin olmuş değilim. Reklamlara seçilen cümlelerim dahil… Aslında kimsenin yazısını beğenmedim. Öyle filmler ki bunlar, bazen bir sanatçının uzun yıllarının ürünü. Öyle tek bir izleyişte kavrayıp değerlendirmek mümkün mü? Ama hepimiz yapıyoruz. Allah taksiratımızı affetsin!…”
Hangi yazı bir eserin ya da konunun hakkını tam olarak verebilir ki? Ama hemen herkesin “tek izleyişte kavrayıp değerlendirdiğini” düşünmek de yanlış. Misal, Cüneyt Cebenoyan‘ın filmi 2 kez izledikten sonra Birgün gazetesinde yayımladığı yazı, değerlendirmenin de ötesine geçip filmi kendi algısıyla harmanlamaya güzel bir örnek. Atilla Dorsay‘ın gözünden kaçmıştır belki.