Gölge e-dergisinin Kasım 2011 sayısında Metin Demirhan’a ithaf ettiği özel anma dosyası için yazılmıştır.
Ege Görgün (Landlord)
Metin Demirhan hakkında söyleyebileceklerimin hepsini bitirmiştim aslında. Fatih (Danacı), sağolsun, çok ısrar edince bir sorti daha yaptım içdünyama ve hatıralarıma. Malum, Metin’i artık yalnızca oralarda bulabiliyorum. Oysa eskiden ne güzeldi. Nerede bulacağımı bilirdim Metin’i. Önce Atlas Pasajı’ndaki sığınağında, sonra çekildiği Anabala Pasajı’ndaki son cephesinde.
Sığınak, cephe… Uygun kelimeler bence. Çünkü resmen bir savaş veriyordu Metin. Hayata karşı, sisteme karşı, o sistemin oturtmaya çalıştığı normlara karşı. Sonunda yenilecekti. Belki kendisi de farkındaydı bunun, ama o savaşmaya devam ediyordu. Yalan yok, hayalleri uğruna bazen, insanları kırıyordu, onlarla papaz oluyordu. Ama zorlu bir savaştı onun ki, zaiyat vermeden devam ettirilemiyordu.
Beni hiç kırmadı Metin, kazık atmadı. Lafını esirgemedi ama hiç. AD’den çıkan çizgi romanların kapak içlerine öykülerimi koyduğum için fırça attı. Sesimi çıkarmadım. Metin’di ne yapsa yeriydi. (Bana öyle herkes fırça atmaz, alırım paçasını aşağı) Daha önce söyledim sanırım. Yaşgünümdü, dükkanına uğradım, bana kitap hediye etti. Belki çok hediye alan-veren bir adam olmadığımdan, hediyelerin çok hatırı vardır bende. Ama Metin’in verdiği o kitabın yeri daha da ayrıdır.
Metin’in hep hayalleri vardı. Bir film projesi, yeni bir kitap, kopyası bulunacak ya da bininci defa izlenecek kötü bir film. O hayaller çekiyordu belki çevresine toplanan diğer hayalperestleri. Hayalperestleri ancak hayalperestler anlıyordu demek. Büyümek istemeyen, yetişkin bedenlerine hapsolmuş, hayatın gerçekleri dikenli teller gibi etrafını sarmış bir sürü çocuk.
Gerçeklerle arası iyi değildi. Gerçekleri kendi belirlemek isterdi. Tıpkı dükkanda sattığı “döküntülerin” fiyatları gibi…
Gerçekler kazandı sonunda. Metin hayalleri, tutkuları ve döküntüleriyle gerçeklere karşı verdiği savaşı kaybetti. Arkasında bıraktıkları haraç mezat satılıyor şimdi. Kötü koşullarda muhafaza ediliyor. Metin öldü, ama hala kaybediyor savaşı. Yalnızca o mu? Biz de kaybediyoruz. Çünkü büyüyoruz. Büyüdükçe kaybediyoruz. Kaybettikçe küçülüyoruz. Büyüdüğümüzü sanıyoruz… Aslında küçülüyoruz.