Yürüyen Kentler gelecekte geçen steam-punk Japon animelerinin ve Jeunet-Caro filmlerinin tadında bir bilimkurgu romanı dörtlemesi. Günışığı Kitaplığı‘nın yeni markası ON8‘den ikinci kez yayımlanmaya başlayan serinin ilk iki kitabı ardarda çıktı.
Ege Görgün (Landlord)
Günümüzden yüzlerce yıl sonrası. Savaşların tamamen değiştirdiği bir dünya. Sabit yerleşim düzeninin terk edildiği bu dünyada kentler, kasabalar artık yer değiştirebilen yapılara dönüşmüş durumda. Büyük makinelerin üstüne yerleştirilen koca koca şehirler “av” bulabilmek için gerekirse tüm gün boyunca yol alıyorlar. Peki avları ne? Kasabalar ya da kendilerinden daha küçük kentler. Büyük kentin küçük kenti gerçek anlamda yediği bir zaman bu.
Genç Tom Natsworthy en büyüklerinden sayılabilecek bir kentte yaşıyor. Bir Tarihçi çırağı… Tom hala sabit kent ve kasabalar olduğunu öğrenince çok şaşırıyor. Çünkü hareketli olmak artık insanlar tarafından adeta bir din olarak benimsendiği için, bu “Mobillik Karşıtlığı” kabul edilebilir bir davranış değil. Zaten böyle yaşamayı seçenlere “vahşi” deniyor. Düzene, var olan sisteme karşı geldikleri için nefret ediliyorlar.
Tom’un kent dışındaki dünya ile ilgili bilgileri kulaktan dolma ama hayranı olduğu bir kahramanın ihaneti sonucu Londra’dan bir çöp gibi dışarı atılıp kendini dış-topraklarda bulunca bu durum değişiyor. Vahşiler, onlara yardım eden birlik ajanları, idolü olarak gördüğü kahramanı ve doğup büyüdüğü şehri yönetenlerin korkunç planları hakkında hiç tahmin etmeyeceği şeyler öğreniyor. Çocuk olarak başladığı bu maceranın sonunu bir savaşçı olarak getiriyor.
Öyküleri ve çocuk kitaplarını bezediği resimlerle tanınan Philip Reeve Yürüyen Kentleri‘nin ilk kitabını (Predator Cities: Mortal Engines) 2001’de yazmış. Üst üste aldığı ödüllerin ardından bu soluk kesen macerayı üç kitapla daha zenginleştirmiş Reeve. (İhanet Altını, Cehennem Makineleri ve Karanlık Düzlük) Bizde şimdilik ilk iki kitap yayımlandı.
Reeve’in hikayesini okurken bir Japon animesi izlermiş gibi oluyorsunuz. Belki biraz da Jeunet-Caro filmi. Yazar da bu ikiliyi seviyor olacak ki hikayenin kahramanlarından biri “Jeunet-Caro hava motorları” kullanıyor. Gençlik romanı kategorisine girse de serüven duygusu ve sağlam kurulmuş disütopyasıyla türün meraklılarını rahatlıkla tatmin edebilecek bir bilimkurgu.