BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Bu Hafta Ne İzlesem?

Bu Hafta Ne İzlesem? -40-

Merhaba,

Bahar aylarının gelişiyle birlikte evde kalmak her geçen gün daha da zorlaşırken, tüm dünyada aşılama ve normalleşme çabaları sürüyor. Peki ne dersiniz, pandemiyle yaşam kanıksandığı için işler biraz ağırdan mı alınıyor yoksa bizim sabrımız mı kalmadı?

Evde kalmanın hâlâ bıkmadığımız tek yanıysa istediğimiz kadar film ve dizi izleyebilmek. İşte haftanın programı.

Her perşembe görüşmek dileğiyle.

Netflix

Netflix abonelerini bir yeni film ve bir yeni dizinin yer aldığı zayıf bir hafta bekliyor.

5 Mart: Olga Kurylenko’nun başrolde yer aldığı Nöbetçi, travmatik bir görevin ardından eve dönen iyi eğitimli bir askerin, kız kardeşine saldıran adamı yakalama çabasını konu ediyor.

10 Mart: İki yönetmenin, bir rapçiye klip çekmek için çetelerin hâkim olduğu bölgeye girmesiyle birlikte başlarına açılan dertleri “buluntu film” tekniğiyle sunan Gerçek Gangster ilk sezonuyla geliyor.

MUBI

Arkadaşlarını bültenimize abone yapan herkese bir aylık MUBI üyeliği hediye etmeye devam ediyoruz. Bu bağlantıdan e-posta adreslerini kaydedip detayları bizimle paylaşmanız yeterli. İşte haftanın filmleri:

04 Mart: Cannes ve Locarno’dan ödüllü Trans Halindeki Ülke, bir şairin, farazi bir Latin Amerika ülkesinde gerçekleştirmeye çalıştığı devrimi anlatıyor.

05 Mart: Berlinalede FIPRESCI’yle ödüllendirilen Aloys, yalnızlık çeken bir özel dedektifin, kendisini kiralayıp bir tür akıl oyununa dahil eden gizemli kadınla ilişkisini konu ediyor.

06 Mart: Son yıllarda edebiyat ve sinema dünyasında iyice popülerleşen İskandinav mitolojisine farklı ve özgün bir açıdan yaklaşan Ali Abbasi‘nin, hikayesini saklamayı beceren, stil sahibi filmi Sınır, son yılların en özgün ve mutlaka izlenmesi gereken işlerinden biri.

07 Mart: Yaşayan en büyük yönetmenlerden David Fincher‘ın adını tüm dünyaya duyurmasını sağlayan; karakterleri, diyalogları ve felsefesiyle sinema sanatını da aşarak popüler kültürün bir parçasına dönüşen başyapıtı Dövüş Kulübü bir kez daha ne kadar iyi olduğunu hatırlatmaya geliyor.

08 Mart: 1998 yılında deneysel sinemacı Barbara Hammer, elektrik ve suyun olmadığı bir kulübede bir ay geçirir ve 20 yıl sonra, o günlerde kaydettiği görüntülerle yeniden ilgilenmeye başlar. A Month of Single Frames, 14 dakikalık avangart bir belgesel.

09 Mart: Zorlu bir boşanma sürecinin ardından hayatını yeniden kurmaya ve bu arada da oğluyla ilişkisini düzeltmeye çalışan Lucas, çalıştığı anaokulunda küçük bir kız çocuğunun cinsel taciz iftirasıyla karşı karşıya kalır. Son filmiyle Oscar için yarışan Thomas Vinterberg’den Onur Savaşı hakkında detaylı bir yazı okumak isterseniz tıklayın.

10 Mart: Haftanın son filmi olarak, İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale’ye layık görülen ve 14 yaşında bir kızın dünyasına kapı aralayan Sinek Kuşu’nu, izleyici dostu, yürek burkan, sıcacık bir film izlemek isteyenlere şiddetle tavsiye ediyoruz.

Gain

Gain platformu doğası gereği kısa filmlerle dolu ve Çoğulluk / Plurality (2012) de onlardan biri. 2023 New York’unu, tüm şehrin dahil olduğu dev bir sosyal ağ olarak düşleyen yönetmen Dennis Liu, insanların gizlisi saklısı kalmayışının ortaya çıkardığı mahremiyet ihlallerini, güvenliği sağlama kisvesi altında yok sayan kurumlara karşı verilen savaşı konu ediyor. İşin ilginç yanıysa mevcut nüfus koyun gibi güdülürken, isyancıların gelecekten geliyor olması. Özel hayatın sıfırlanmasının sonuçlarını bizzat yaşayanlar, zaman makinesinin icadıyla 2023’e dönüp, sosyal ağı yıkmaya çalışıyor.

Uzun metraj yapmadan önce orijinal fikre dikkat çekme amacıyla çekildiği bariz olan kısa film ne yazık ki bu şansı bulamamış ve 2023 yılı da görüyoruz ki, yönetmenin hayal edip tasvir ettiği halinden çok farklı olacak. Olsun, yine de izlemesi keyifli bir bilimkurgu.

Çevrimiçi Festivaller

İstanbul Film Festivali’nin Mart Seçkisi, prömiyerlerini Venedik, Berlin, Kudüs, Tribeca, Cannes film festivallerinde yapmış ve aralarında sinema tarihinden klasiklerin de yer aldığı 12 filmden oluşuyor. İşte o seçkiden, bu hafta sonu izleyebileceğiniz üç film:

5 Mart: Sosyal medya ile spor dünyasının kesişim kümesini, bir sanal dünya fenomeninin gözünden ele alan Ter / Sweat.

6 Mart: Başrolünde Tom Hiddleston‘ın bulunduğu, yönetmen Joanna Hogg‘un İngiliz sinemasındaki yerini sağlamlaştıran aile dramı Takımada / Archipelago.

7 Mart: Hong Sang-soo‘ya Berlinale’de En İyi Yönetmen Ödülü getiren Kaçan Kadın / Domangchin yeoja / The Woman Who Ran.

Çevrimiçi gösterimlerin biletleri ve diğer tüm detaylar filmonline.iksv.org adresinde.

Amazon Prime Video

Eddie Murphy, Shari Headley ve James Earl Jones’un oynadığı Coming 2 America, yarın yayına giriyor. 1988 yapımı komedi Coming to America’nın devam filmi niteliğindeki yapım, yeni taç giyen Kral Akeem ve güvenilir sırdaşı Semmi’nin, büyük Afrika uluslarından başlayıp dünyanın birçok noktasından geçerek her şeyin başladığı yere, Queens, New York’a gerçekleştirdikleri yolculuğu konu alıyor.

IMDb Pro

Mart ayının öne çıkan film ve dizileri.
Merakla beklediğimiz yeniden çevrimler.
Nomadland ve The Rider filmlerinin yönetmeni Chloé Zhao’yu anlama rehberi.

Gönüllü Hizmetler Derneği, sivil toplum örgütlerinin dijital buluşmalarında verimliliği arttırmak için kullanabilecekleri oyunları bir araya getirmiş. Dijital Buluşmalarda Oyun Oynamak İster misiniz? videosu burada.

“atıptutuyorum” öneriyor

Önden uyarımı yapayım, film 175 dk. ve hiçbir şey anlatmıyor. Zibidimsi ve vakti bol gençlerin yaz mevsiminden bir kesit sadece ama izlemesi oldukça keyifli. Bugüne kadar kadın figürünü cinsel yönüyle fütursuzca resmetmekten korkmayan Kechiche, bu filme de aynı “korkusuz” tarzını yansıtmış. En tartışılabilir yönlerinden birisi bu. Çoğu oyuncunun ilk filmiymiş, hiç tanınmamış simalar ve belki de bu sayede ikna edicilik konusunda hiç sıkıntı yaşamıyorlar. Bu tarz filmlerde “Keşke ben de orada olsaydım” hissi oldukça kritik bir faktör benim için. Bu hissi yarattığı sürece gidişattan bağımsız olarak konsantrasyonum hep en üst seviyede oluyor. Yani filmi izlerken 1994’de Güney Fransa sahilinde, içip içip zırtapoz gibi dans etmek istemiyorsanız, yaşamayı çok da sevmiyorsunuz demektir… Bu anlattıklarım sonrasında kafanızda canlananlar ilginizi çektiyse, film MUBI’de mevcut. Sevgiler.

Kimler sever?
Sorumluluklardan uzaklaşıp, 3 saatliğine 94 yaz mevsimine gitmek isteyenler.

Kimler sevmez?
“Abi ben zaten kışçıyım aslında” diyenler.

atıptutuyorum‘un diğer önerilerini Instagram sayfasından takip edebilirsiniz.

Her Hafta Bir Klasik İzle

Filipinler sineması için bir klasik, dünyanın kalanı için keşfedilmesi gereken bir hazine olan Manila in the Claws of Light (1975), 2013 yılında Martin Scorsese‘nin Dünya Sineması Projesi kapsamında restore edilmesiyle beraber sinema çevrelerinde ismi kulaktan kulağa fısıldanan bir esere dönüştü. Ülkemizdeki sinemaseverlerin bir gün bizde de hizmet vermesini dört gözle beklediği The Criterion Channel‘da izlenebilen film, 1970’lerin Manila’sını çevreleyen yoksulluğu sert bir şekilde betimlemenin yanında sinemasal anlamda da çarpıcı bir seyir vadediyor. Dünyanın uzak köşelerinden gelen gerçek insan öykülerine karşı zaafı olanlara, önerimizi kulak ardı etmemelerini tavsiye ediyoruz.

Ayrıca…

Dünyanın en büyük anime platformu Crunchyroll’la tanıştınız mı?


Katkılarından dolayı Eralp Alper, Güzin Tekeş, Ozancan Demirışık, Tanju Baran ve MUBI Türkiye’ye teşekkür ederiz.

Bültenimize destek olmak için dijital teşekkür kartı satın alabilirsiniz. 10 TL, 50 TL ya da 100 TL katkı sağlamak için lütfen sayılara tıklayın.


 

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et