BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Ege Görgün

Bu kafayla ayılar köyden daha çoook kız kaçırır!

 Gölgesizlerlandlord

Numan Serteli‘nin Ümit Ünal‘ın en iyi filmi olarak ilan ettiği Gölgesizler’i izledim. Ara’yı görmedim ama şu ana kadar izlediğim en olgun, en olmuş Ümit Ünal filmini izlediğimi ben de kabul ediyorum. Ümit Ünal bu ülkenin en yetenekli yönetmenleri arasında anılmayı hak ediyor.

Gölgesizler’i izlerken kendimi çok eksik hissettim. Bu eksiklik Hasan Ali Toptaş‘ın bu filme dönüşen kitabını okumamış olmamdan kaynaklanıyordu. Öyle ya sen okumayanları, ya da okuma listesi yalnızca Orhan Pamuk, Elif Şafak, Ahmet Altan, Ayşe Kulin‘den oluşan kitleleri eleştir dur, ama kendin bir Hasan Ali Toptaş’ı okuma.

Siz de bu ismini sıraladığım yazarların kadrolu okuruysanız hemen yaygara koparmadan önce derin bir nefes alın, beşe kadar sayın ve şu soruma yanıt vererek özeleştiri yapın. İki filme gitme olasılığınız var. Biri Güneşi Gördüm, diğeri Gölgesizler. Hangisini tercih edeceksiniz? Cevap vermeden önce şunu da hatırlatayım, Gölgesizler taş çatlasa 50 bin, Güneşi Gördüm en az bir milyon kişi tarafından seyredilecek.  Okuma alışkanlıklarınıza bakarak bir milyon kişinin gittiği filmi merak edeceğinizi tahmin etmek için alim olmaya gerek yok.

Ben eksiğimi en yakın zamanda gidereceğim, peki ya siz Törkiş best-seller’ları okurken biriken onca eksiğinizi ne yapacaksınız?

Gölgesizler

Filme gelelim…

Bir… Uyarlama bir film siz de onun kitabını okuma isteği uyandırıyorsa o kötü bir film değildir.

İki… Film her haliyle zor bir metinden “ekmek” çıkarıldığını belli ediyordu. Ama havada kalan pek bir nokta bırakmıyordu geride. Bu uyarlama bir film için ciddi bir başarıdır.

Üç… Numan belirtmeyi unutmuş. Hasan Ali Toptaş’ın da küçük bir sahnesi var filmde. Bir anlamda kendi kendiyle göz göze geldiği bir sahne. Ve müzik konusunda Numan’a yüz yüz katılıyorum. Candan Erçetin‘in şarkısı başladığında tüyleriniz diken diken oluyor.

Üçten sonra kaç geldiğini bilmediğimden değil ama bu Ahmet Çakar usülünden sıkıldım şimdiden.

Toptaş’ın genel tarzı bu mudur bilmiyorum ama sembollerden oluşan bir hikaye anlatılıyor Gölgesizler’de. Görünürde genç bir kızın kaybolması üstüne karışan bir köy var. Ve başka bir zamanda ve mekandaymış gibi görünse de bu köyle bir bağlantısı olduğu anlaşılan İstanbul’da bir berber dükkanı…

Ama aslında anlatılan çok farklı bir hikaye. Yalnızca gören gözler için… İp uçlarını çözünce o köyün Türkiye’yi temsil ettiğini anlıyorsunuz. Gizem ve gerçeküstü öğelerin gotik bir atmosfer oluşturup seyirciyi izole etmekten  başka amacı yok aslında. Ortada öyle gerçeküstü bir sır yok. Bütün gerçekler gözümüzün önünde. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi. Yalnızca gören gözler için…

Gerçek hayatta da televizyondan duyup, gazetede okuduklarımıza inanmak, gerçekleri görmekten daha kolay, daha acısız gelmiyor mu bize. Üstelik bize bir sorumluluk yüklemiyor böylesi. Zaten istenen de tam olarak bu. Sorumluluk alma, karışma, sana verilenle yetin, öğretilenle avun, sıkıştığında batıla başvur, o da olmazsa… kaderimiz buymuş de katlan.  Bu durumun filme yansıması nedir derseniz…. Önce muhtar, sonra Dede kaybolan kızın bir ayı tarafından kaçırılmış olabileceğini söyler. Ama köyü çevreleyen dağlarda ayı yaşamadığını herkes bilmektedir. Yine de en yetkili ağızlardan çıktığı için bu söylenti gün gelir söylenti olmaktan çıkar.  Köylü topluca ayı avına bile çıkar. Filmin ve romanın bitiş cümlesinin de bununla ilgili olması manidardır. Gazetede bir haberdir: Köyde ayı kız kaçırdı!

Gölgesizler’deki her karakter görünürdeki hikayenin elemanlarından biri olmanın dışında, başka bir şeyi de temsil ediyor. Kimin neyi temsil ettiğini düşünmeye filmi izlerken fırsat bulamıyorsunuz. Filmden çıktıktan sonra düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz ama… Kaçta kalmıştık? Ha…

4. Seyrettikten sonra üstünde düşündürüyorsa sizi, o film kötü film değildir.

5. Selçuk Yöntem, Ertan Saban başta olmak üzere tüm oyunculuk performansları başarılıydı.

6. Son söz… Bu film Türk sinema tarihine en başarılı uyarlamalardan biri olarak geçecek.

Not: CNNTürk’de Beyaz‘ın programına konuk olmuştu filmin ekibi. Beyaz’ın film hakkında bilgisini sıfır olduğu o kadar aşikar ki, saçma sapan ya da klişe sorular soruyor.  Filmin konusu nedir? Bir zahmet internete gir oku be Beyaz. Konukların adını unutuyor.Ünlü olmaya gör, dedim içimden. İşini poponla da yapsan para kazanıyorsun. Hatta poponla yaptığında daha da çok kazanıyorsun sanırım 🙂

İlginizi çekebilir...

Basın Bülteni

“Herkes için Adalet” ilkesiyle 14. kez sinemaseverlerle buluşacak olan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen, Pınar Altuğ Atacan...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et