Sinema dünyasının dört gözle beklediği Oscar’lar yaklaşıyor sevgili okurlar; bu hafta vizyona giren en önemli film, yarışta şimdilik başı çekiyor gibi görünen Kazanma Sanatı (Moneyball). Kazanma Sanatı’nın yanında Jane Eyre diğer dikkat çeken yapım; haftanın son yabancı film seçeneğiyse İsveç yapımı hafif bir romans olarak tanımlanabilecek Aşkın Formülü Yok (Simple Simon). Yerli Sinema’mızsa tam gaz yoluna devam ediyor. Bu hafta tam tamına üç yerli film vizyon görüyor; İz (Reç), Ay Büyürken Uyuyamam ve Yangın Var.
Herkese iyi seyirler.
Jane Eyre
[xrr rating=4/5]
Yönetmen: Cary FukunagaSenaryo:Moira Buffini, Charlotte Brontë (roman)Oyuncular: Mia Wasikowska, Michael Fassbender ve Jamie BellYapım: 2011, İngiltere / Amerika
Şimdiye değin defalarca uyarlaması yapılan, ünlü Charlotte Brontë klasiği Jane Eyre, bu kez Sin nombre ile 2009’da Sundance Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan Cary Fukunaga’nın yorumuyla karşımıza çıkıyor. Bu eser, feminist diyebileceğimiz bir edebiyatın başyapıtı mertebesinde; yönetmen de eserin misyonuna yaraşır bir filme imza atmaya çalışmış, büyük ölçüde bunu başarmış da.
Fukunaga, romanın epizodik yapısından uzak durarak, hikâyeye orta yerden başlamayı tercih etmiş. Geri dönüşlerle de, Jane Eyre’nin geçmişini öncelemiş, karakterini enikonu derinleştirmiş, zaten hayli güçlü olan çatışmanın ilk taşlarını örmeye çabalamış. Dramatik olarak üzerinde çokça çalışılmış, düşünülmüş bir film Jane Eyre. Daha da önemlisi, filmde Jane Eyre’nin feministler için önemli olan özelliklerini aynen korunmuş. Jean Eyre, onurlu, dönemin hemcinslerine uygun görülen pasif konumu kabullenmeyen bir kadın olarak gayet iyi resmedilmiş.
Kostüm tasarımından görüntü çalışmasına dört başı mamur bir deneme karşımızdaki. Kendi kaderini tayin hakkını kendi ellerinden bırakmayan Jane Eyre kompozisyonunda Mia Wasikowska adeta göz dolduruyor. Michael Fassbender ise yer yer sekte vererek beni şaşırttığı oyununda genel olarak iyi betimlemeler çıkarmış. Eminim ki, Cary Fukunaga’nın filmi, 1996 yapımı Franco Zeffirelli yorumuyla birlikte en iyi Jane Eyre uyarlamalarından biri olarak anılacaktır gelecekte.
Ercan Dalkılıç
Kazanma Sanatı
Moneyball
Yönetmen: Bennett MillerSenaryo: Steven Zaillian, Aaron Sorkin ve Stan Chervin (Michael Lewis’in Moneyball: The Art of Winning an Unfair Gameadlı kitabından)Oyuncular:Brad Pitt, Jonah Hill, Philip Seymour Hoffman… Yapım: 2011, A.B.D
Haftanın en önemli filmi Kazanma Sanatı (Moneyball), İlk filmi Capote ile Oscar adaylığı kazanan Bennett Miller‘in son uzun metraj çalışması. Gerçek bir olaydan perdeye aktarılan film, 2002 sezonunda Oakland Athletics beyzbol takımının menajeri Billy Beane’in kısıtlı bütçesine rağmen takımını nasıl zafere ulaştırdığını anlatıyor. Filmin senaryo ekibinde, New York Çeteleri (Gangs of New York) ve Schindler’in Listesi (Schindler’s List) gibi Oscar’lı filmlerin senaryosunu kaleme alan Steven Zaillian dikkat çekmekte. Ayrıca, Billy Beane karakterine de Oscar’a iki defa aday olan Brad Pitt can veriyor. Bakalım bu filmdeki performansıyla Oscar’ı koltuğunun altına sıkıştırabilecek mi kendisi? Filmin, Oscar yarışında şimdilik önde gittiğini de belirtelim.
Aşkın Formülü Yok
I rymden finns inga känslor
Yönetmen: Andreas ÖhmanSenaryo: Jonathan Sjöberg, Andreas ÖhmanOyuncular: Bill Skarsgård, Martin Wallström, Cecilia Forss… Yapım: 2010, İsveç
İsveç’in Oscar Adayı olan Aşkın Formülü Yok (Simple Simon/I rymden finns inga känslor), 18 yaşındaki asperger sendromunu yaşayan, modern tutunamayan Simon’un hikayesini anlatıyor. Kardeşiyle Sam ile birlikte yaşayan Simon’un hayatı, kardeşinin kız arkadaşı tarafından terk edilmesiyle altüst olur. Sadece kardeşi Sam ile iletişim kurabilen Sam, kardeşinin dolayısıyla kendisinin hayatını düzene sokmak için çareyi kardeşine yeni bir sevgili aramakta bulur. Aşkın Formülü Yok, Hollywood usulü romantik komedilerden usananlar için gayet makul bir seçenek.
Yangın Var
Yönetmen:Murat SaraçoğluSenaryo:Koray Çalışkan ve Murat BatgiOyuncular: Osman Sonant, Nesrin Cavadzade, Erkan Can… Yapım: 2011, Türkiye
Son olarak 72. Koğuş’u yöneten Murat Saraçoğlu’nun yeni filmi Yangın var; Diyarbakır’dan Trabzon’un bir beldesine hediye edilen kamyonu götürmekle görevli olan itfaiye şöförü Koşman’ın sıra dışı yolculuğunu konu ediniyor. Filmin senaryosu, Radikal Gazetesi yazarı Koray Çalışkan ve Murat Batgi tarafından bir gazete haberinden yola çıkılarak yazılmış. Komedi ve aşkla harmanlanmış ilginç bir yol filmi izlemek isteyenler Yangın Var’a gönül rahatlığıyla gidebilirler.
Ay Büyürken Uyuyamam
Yönetmen: Şerif GörenSenaryo: Şerif Gören (Necati Cumalı’nın romanından)Oyuncular: Ayça Bingöl, Hazal Kaya, Fırat Çelik… Yapım: 2011, Türkiye
Necati Cumalı’nın aynı adlı eserinden, 18 yıl sonra setlere yeniden merhaba diyen usta yönetmen Şerif Gören’in yönetiminde beyazperdeye aktarılan Ay Büyürken Uyuyamam, 1960’larda bir Ege kasabasında geçen, yeşilçam melodramlarını anımsatan hikayeyi anlatıyor. İki kızıyla birlikte hayata tutunma mücadelesi veren Melek, aynı zamanda taşranın baskıcılığına da karşı koymak zorundadır. Bir kadın filmi olarak niteleyebileceğimiz Ay Büyürken Uyuyamam, ne yazık ki eleştirmenler tarafından pek beğenilmedi ve haftanın en zayıf filmi olarak göze çarpıyor.
İz (Reç)
Yönetmen:Tayfur AydınSenaryo:Tayfur AydınOyuncular: Necmettin Çobanoğlu, Bilal Bulut, Melahat Bayram… Yapım: 2011, Türkiye
Tayfur Aydın’ın ilk uzun metraj film olan İz (Reç), ülkemizin son 30 yılının kanayan yaralarından biri olan zorunlu göç teması etrafında şekilleniyor. 80 yaşındaki Şeristan Nine’nin bir gece rüyasında gördükleri 20 yıl önce göç ettikleri Batman’a dönmek istemesine sebep olur, torunları başta karşı çıksalar da, bir süre sonra bu isteği yerine getirmek zorunda kalırlar. Gittikçe güçlenen, artık Kürt Sineması olarak adlandırılabilecek bir akımın son örneği olan İz, zorunlu göçün ardında bıraktığı örtük gerçeklerin dile getirilmesi bakımından önem taşıyor.