Bu hafta sekiz film vizyona giriyor. François Ozon yönetmenliğindeki Evde (Dans la maison) filmi Serkan Çellik’in kaleminden sizlerle. Romantik Komedi türündeki Vazgeçmem Senden (Celeste & Jesse Forever) ile Hızlı ve Öfkeli 6 (Fast & Furious 6) filmlerinin değerlendirmesi ise Ali Abaday’ın kaleminden TersNinja’da. Herkese iyi seyirler.
Hızlı ve Öfkeli 6
Fast & Furious 6
Yönetmen: Justin Lin
Senaryo: Chris Morgan, Gary Scott Thompson
Oyuncular: Dwayne Johnson, Vin Diesel, Paul Walker, Luke Evans
Yapım: 2013 / ABD / 130 dk.
Hızlı ve Öfkeli (Fast and Furious) serisinin altıncı filminde bu sefer Dominic ve ekibi eski bir askerin peşine düşüyorlar. Yine adrenalin ve macera dolu olan film, serinin hayranlarını üzmeyecek. Yaklaşık 12 yıl önce çekilen ilk Hızlı ve Öfkeli (The Fast and the Furious) filminde gizli polis Brian O’Conner’ın (Paul Walker) oldukça iyi araba süren ve çeşitli yasadı işlere karışan Dominic Toretto (Vin Diesel) ve ekibini yakalama mücadelesini izlemiştik. Aradan 12 yıl ve beş film geçti. Bu sürede neredeyse Dünya’nın büyük bölümünde devam filmleri çekildi.
Hızlı ve Öfkeli 5’in sonunda özel ajan Luke Hobbs (Dwayne Johnson) Dominic’in eski kız arkadaşı Letty Ortiz’in (Michelle Rodriguez) yaşadığını ve oldukça iyi eğitimli askeri bir grupla askeri teçhizatlar çaldığını öğrenmişti. Yeni filmde Hobbs bu ekibi yakalamak için Dominic ve ekibinden yardım istiyor. Ancak son seferinde Rio’da oldukça iyi bir soygun gerçekleştirmiş olan ekip kendi hayatlarını yaşamaktadırlar.
Brian ve Mia’nın (Jordana Brewster) Jack adında bir oğlu olmuştur, Han (Sung Kang) Gisele (Gal Gadot) Tokyo’ya taşınmıştır, Roman (Tyrese Gibson) ve Tej (Chris Bridges) ise lüks içinde yaşamaktadır. Dominic’in çağrısıyla bir araya gelen ekip tüm suçlarının silinmesi karşılığında Hobbs ile çalışmayı kabul ederler. Letty artık eskiden İngiliz özel harekat askeri olan Owen Shaw (Luke Ewans) için çalışmaktadır. Shaw ve ekibi Londra’dadır ve burada bir soygun yapmayı planlamaktadırlar. Hobbs’un yardımıyla ekip Shaw’a yapılacak bir baskını izlemeye gider. Ne var ki bu bir kandırmacadır ve Shaw’ın adamları o sırada Interpol binasını soymaktadırlar. Brian, Han, Gisele, Roman ve Tej soygunun olduğu yere gider, Dominic ve Hobbs ise Shaw’ı izlemek için kalır.
Shaw baskından kurtulur ancak peşine Dominic takılmıştır. Shaw Letty’nin yardımıyla Dominic’ten kurtulur. Dominic ise Letty ile konuşmaya çalışsa da Letty hiç çekinmeden onu vurur. Kısa bir süre sonra Shaw’ın bir bölgenin tamamen elektriklerini kesecek bir alet yapmaktadır. Daha önce soyguncular ve polisle çatışmış olan ekip ise bu sefer oldukça deneyimli ve iyi eğitimli bir ekiple karşı karşıya olduklarını anlar.
Önceki Hızlı ve Öfkeli filmleri gibi serinin altıncı filmi de oldukça maceralı bir hikayeye sahip. Tabii artık Hızlı ve Öfkeli dendiğinde akla gelen hızlı ve güzel arabalar ile hoş kadınlar da bu filmde mevcut. Yine de seriye bakınca giderek artan bir zorluk derecesi görmek mümkün. Öncesinde basit soygunlar ve araba yarışlarıyla ilgiliyken artık daha profesyonel ekiplerle çatışan, daha ciddi sorunlarla karşılaşılan bir durum var.
Hızlı ve Öfkeli 6’yı izlerken daha önceden çekilen ve seriden biraz bağımsız gibi duran olayların artık bağlandığını, kimi bilinmeyen ya da boşlukta kalan sorunların da doldurulduğunu görüyoruz. Fakat her seferinde artan bir macera ve zorluk seviyesinin nereye kadar gideceği, nerede doyuma ulaşacağı henüz belli değil. Daha önceki filmlerde olduğu gibi bu filmde de bitişteki jeneriğin ardından gelen sahne yedinci filmin habercisi. Hızlı ve Öfkeli 6’da artık yasa dışı yarışların yerini silahlar ile patlamaların aldığı kesinleşiyor. Bununla birlikte abartıyı zorlayacak, filme kendisini kaptıran seyircilerin bile bir an gerçek dünyaya döneceği sahneler mevcut. Ancak ne olursa olsun serinin hayranları bu filmi de çok seveceklerdir çünkü isteyecekleri her şey fazlasıyla mevcut.
Ali Abaday
* * *
Evde
Dans la maison
Yönetmen: François Ozon
Senaryo: Juan Mayorga (oyun), François Ozon (senaryo)
Oyuncular: Fabrice Luchini, Ernst Umhauer, Kristin Scott Thomas, Emmanuelle Seigner
Yapım: 2012 / Fransa / 105 dk.
François Ozon’un yeni filmi Evde (Dans la maison); İspanyol yazar Juan Mayorga’nın Arka Sıradaki Çocuk (El chico de la ultima fila) adlı oyunundan uyarlanmış, edebiyat ve üretim süreci hakkında incelikli bir iş. Yazar-okur ilişkisini öğrenci-öğretmen rolleri üzerinden gerçek ile kurgunun birbirine karıştığı gerilim ve mizah dolu bir öyküyle sunan yapım ilgiyi hak ediyor.
Germain bir lisede edebiyat öğretmenidir. Öğrencilerine hafta sonu ne yaptıklarıyla ilgili kompozisyon ödevi verir. Gelen saçma sapan yazılar arasından biri, Claude’nin arkadaşı Rapha’nın evinde yaşadıklarıyla ilgili olan ilgisini çeker. Üstelik Claude yazısını “devam edecek” ibaresiyle bitirip öğretmenini merak içinde bırakmıştır. Ertesi gün, yazdıklarının gerçek olduğunu iddia eder ve Rapha’nın evine girip çıkmaya devam ederek öyküsünü sürdüreceğinden bahseder. Germain da yetenekli öğrencisine yol göstermesi gereken bir eğitimci edasıyla ona destek olur ancak bu işe kalkışmasının bir diğer sebebi Rapha’nın ailesine geliştirdiği meraktır. Claude her gün çeşitli bahanelerle Rapha’nın evine gider, yazar, öğretmenine verir, öğretmeni bunları eşiyle paylaşır ve böylece orta sınıftan karakterlerin işçi sınıfına meraklı bakışının doğurduğu bir tür “arkası yarın” izlemeye başlarız.
Oyunculardan bahsedecek olursak; filmde Woody Allen’ın bir yansıması sayılabilecek Germain karakterini canlandıran Fabrice Luchini ile Diane Keaton’ı andıran eşi Jeanne rolündeki İngiliz oyuncu Kristin Scott Thomas’ın uyumundan söz ederek başlayabiliriz lafa. Fabrice Luchini ülkesinde sekiz kez César ödüllerine aday olup bir kez kazanmış üretken ve sevilen bir aktör.
İngiliz Hasta (The English Patient) ile Oscar ve Altın Küre adayı olmuş Kristen Scott Thomas ise en son Robert Pattinson ve Uma Thurman’lı Aşkım Benim’de (Bel Ami) izlediğimiz; perdede ışık saçan türden bir aktris. Filmin merkezindeki lise öğrencisi Claude Garcia’yı oynayan Ernst Umhauer aslında 21 yaşında ancak çok daha küçük gösterdiği için role uyum sağlamakta zorlanmamış, yeni bir isim. Daha önce sadece Vincent Cassel’li Dominik Moll filmi Şeytanın Yüzü’nde (Le Moine) izlemiştik. Tüm ekibin işini iyi yaptığı rahatlıkla söylenebilir.
Modern sanat üzerine şakalarla dolu eğlenceli, bir yandan da gerilimi yüksek filmin finali açık bırakılmış. O noktadan sonra da her şey olabilir demek istenmiş. Aslında öykü bir yere varmıyor ama bu klasik anlamda bir “bir yere varmama” değil. Yazara ve okuyucunun hayal gücüne güvenen, bitmeyecek/bitemeyecek bir hikâye var ortada. Altı dalda César’a aday gösterilen, San Sebastian Uluslararası Film Festivali’nden Altın İstiridye ve En İyi Senaryo ödülü ile dönen, Toronto’dan FIPRESCI kazanan Evde’yi kaçırmayın.
Serkan Çellik
* * *
Vazgeçmem Senden
Celeste & Jesse Forever
Yönetmen: Lee Toland Krieger
Senaryo: Rashida Jones, Will McCormack
Oyuncular: Rashida Jones, Andy Samberg, Elijah Wood, Emma Roberts
Yapım: 2012 / ABD / 92 dk.
Üniversitede birbirine aşık olup evlenen ancak sonrasında boşanmak üzere olan bir çiftin hikayesini anlatan Vazgeçmem Senden (Celeste and Jesse Forever) oldukça başarılı bir romantik komedi. Aşk yüzerine yapılan çoğu sanat eserinde onun gücünün hiçbir sınır tanımayacağı, gerçekten birbirine aşık olan çiftlerin her daim birlikte olacakları söylenir. Aşkın gücü öyle kuvvetlidir ki, ne dağlar, ne yollar ne de kötü kalpli kişiler onun önünde durabilir. Ve romantik filmler genelde mutlu sonla biter. Pek çok kişi de mutlu sondan sonrasını sorgulamaz. Lee Toland Kriger’in yönettiği başrollerinde Rashida Jones ve Andy Samberg’in rol aldığı Vazgeçmem Senden (Celeste and Jesse Forever) ise oldukça mutlu bir çiftin ayrılık dönemlerinde yaşadıklarını anlatıyor. Ve seyirciye mutlu sondan sonra olabilecekleri de gösteriyor.
Celeste (Rashida Jones) ve Jesse (Andy Samberg) üniversitede tanışmış, birbirlerinin hem en büyük aşkı hem de en yakın dostu olmuşlardır. İkili mutlu beraberliklerini evlilikle tamamlamıştır ancak bu evlilik iyi yürümemiş, Celeste ve Jesse ayrılma kararı almıştır. Ayrılmaya karar vermiş olsalar da ikili tüm günlerini birlikte geçirmekte, Jesse evlerinin arkasındaki garajda kalmaktadırlar. Zaten bütün umudu çok sevdiği Celeste’nin ona döneceği zamandır. Celeste ortağı Scott (Elijah Wood) ile bir medya şirketine sahiptir ve burada trend analisti olarak da çalışmaktadır. Jesse ise işsiz bir tasarımcıdır ve iş bulmak için de çok çabalamamaktadır.
Celeste ve Jesse’nin üniversiteden arkadaşları olan Beth (Ari Graynor) ve Tucker (Eric Christian Olsen) bu durumun garip olduğunu söylemektedirler. Sonunda Jesse başka kişilerle görüşmeye başlar. Ancak ikili alkollü oldukları bir gece birlikte olurlar. Jesse bunun barışmalarının işareti olarak düşünse de Celeste aynı düşüncede değildir. İş gezisine çıkan Celeste sonrasında Jesse’yi arasa da ulaşamaz ve geri döndüğünde yaptığı hatayı anladığını söylemek isterken Jesse ona yeni kız arkadaşı Veronica’nın (Rebecca Dayan) hamile olduğunu açıklar.
Vazgeçmem Senden çoğu yönüyle 2009 yılında çekilen Aşkın 500 Günü (500 Days of Summer) filmini anımsatıyor. Ancak ondan farklı olarak bu sefer kadın tarafına odaklanıyor. Film boyunca Celeste’nin yaşadıklarını görüyoruz. Daha çok ayrılığı kabullenme safhasını. Zira Jesse hamile sevgilisiyle normal bir yaşam sürüyor. Ayrılık her zaman zor bir karardır ve esas zorluğu hayatınızda olmasına alıştığınız kişinin gidişinden sonra ortaya çıkan boşlukla mücadele ederken ortaya çıkar. Tanıştığınız, görüşmeye başladığınız kişiler asla o boşluğu tam dolduramaz çünkü o boşluğu dolduracak özellikler sadece bir kişide vardır.
Vazgeçmem Senden’de de bu durum iyice ortaya çıkıyor. Celeste ne kadar başka erkeklerle görüşse de asla Jesse gibi birini bulamıyor. Bunun da nedeni ikilinin birlikte büyümüş ve ortak bir dil geliştirmiş olmaları. İkisinin bildiği o dili başkaları konuşamadığı için Celeste giderek zorlanıyor. Vazgeçmem Senden esasında bir bakıma Aşkın 500 Günü’nün tamamlayıcısı gibi. Onun kadar dokunaklı ve eğlenceli. Ancak en büyük farkı izleyicinin Celeste ve Jesse’nin yeniden bir araya gelmesinin pek de mümkün olmayacağını bilmesi. Ancak Celeste’ye bakarken kimi zaman bizim de yaşadığımız aşk acıları ve zor olan toparlanma süreci akla geliyor. Hoş bir romantik komedi izlemek isteyenler ya da aşk acısının hiç bitmeyeceğini düşünenler Vazgeçmem Senden’den hoşlanacaklardır.
Ali Abaday
* * *
Zoraki Radikal
The Reluctant Fundamentalist
Yönetmen: Mira Nair
Senaryo: Ami Boghani, Mohsin Hamid
Oyuncular: Riz Ahmed, Kate Hudson, Liev Schreiber, Kiefer Sutherland
Yapım: 2012 / ABD – BK – Katar / 130 dk.
* * *
Günlerin Köpüğü
L’ecume Des Jours
Yönetmen: Michel Gondry
Senaryo: Boris Vian (roman), Luc Bossi
Oyuncular: Romain Duris, Audrey Tautou, Gad Elmaleh, Omar Sy
Yapım: 2013 / Fransa – Belçika / 125 dk.
* * *
Sadece Aşk
Love Is All You Need
Yönetmen: Susanna Bier
Senaryo: Susanna Bier, Anders Thomas Jensen
Oyuncular: Pierce Brosnan, Trine Dyrholm, Kim Bodnia, Paprika Steen
Yapım: 2012 / Danimarka – İsveç – İtalya – Fransa – Almanya / 116 dk.
* * *
Kral Yolu
Yönetmen: Serli Seta Nişanyan
Senaryo: Derya Kaya
Oyuncular: Yonca Evcimik, Doğa Rutkay, Arda Esen, Murat Soydan, Deniz Evren Kaya, İhsan Demirel
Yapım: 2011 / Türkiye
* * *
Kollarımda Kal
A Monkey On My Shoulder
Yönetmen: Marion Laine
Senaryo: Marion Laine, Mathias Enard
Oyuncular: Juliette Binoche, Edgar Ramirez, Hippolyte Girardot, Amandine Dewasmes
Yapım: 2012 / Fransa – Arjantin