Bu hafta sadece üç film vizyona giriyor: Sümela’nın Şifresi: Temel’in devamı niteliğindeki Moskova’nın Şifresi: Temel kuşkusuz haftanın en fazla seyirci çekecek yapımı. Bir Fransız romansı olan Mutluluk Asla Yalnız Gelmez çiftler için biçilmiş kaftan iken; üç boyulu animasyon Otel Transilvanya tam da çocuklara/çocuklu ailelere göre… Herkese iyi seyirler…
[xrr rating=1/5]
Yönetmen: Adem Kılıç
Senaryo: Yılmaz Okumuş
Oyuncular: Altan Erkekli, Alper Kul, Ruhi Sarı
Yapım: 2012 / Türkiye / 90 dk.
Sonda söylenecek sözü başta söylemek lazım: Moskova’nın Şifresi: Temel’de ilk filmdeki gibi bol küfür ve sulu sepken komedi bekleyenlere büyük bir sürpriz var. Zira bu sefer filmde küfürler törpülenmiş, küfür ve el şakası olmadan nereden komedi çıkarılacağını çözemeyince de hikayeye duygusal ve gereksiz bir ağırlık eklenmiş. Yani ilkinin suyunun suyu bir film çıkmış ortaya. Çekimlerin gerçekten dişe dokunur olduğu yegane bölüm, düğün sahnesindeki Kolbastı şovu… Koreografisi iyi yapılmış ve muhtemelen Karadenizliler’i mest edecek bir gösteri bu.
Konu bütünlüğü olmayan, skeç mantığıyla ilerlemeye çalışan ve mizahında akıl kırıntısı barındırmayan filmin artısı elbette Alper Kul… Kendinden beklenen ‘İnek Şaban’ın Karadeniz şubesi’ performansını elinden geldiğince yerine getiriyor ama onun televizyon işlerini izleyenler biliyor ki Kul, burada sergilediğinden çok daha yetenekli bir oyuncu.
Moskova’nın Şifresi: Temel’in de iyi gişe yapacağından emin olan ekip, Barselona’da çekecekleri 3. film için çalışmaya başlamış bile. Onun daha iyi bir film olması adına ümit beslemenin bir nedeni var mı? Moskova’nın Şifresi: Temel baz alındığında bu sorunun cevabı gayet net.
Müjde Işıl
***
Otel Transilvanya (Hotel Transylvania)
[xrr rating=3/5]
Yönetmen: Genndy Tartakovsky
Senaryo: Peter Baynham, Robert Smigel
Oyuncular: Adam Sandler, Selena Gomez, Steve Buscemi
Yapım: 2012 / ABD / 91 dk.
Adams Ailesi (Adams Family) veya The Munsters herhalde canavar olarak algılanacak yaratıkları bize sevdiren ilk dizilerdi. Çocukluğumuzdan beri kötü ve tehlikeli olarak tanımlanan canavarları sevdiren bu yapımların ardından benzer konuda farklı dizi ve filmler çekildi.
Sony’nin Columbia ile ortaklaşa gerçekleştirdiği ve Genndy Tartakovsky’nin yönettiği Otel Transilvanya (Hotel Transylvania) kötü canavarlar ile insanların yerini değiştirip, temeline de korumacı bir baba ve onun büyüyen kızını koyuyor.
Dracula çok sevdiği eşi Martha’yı kaybettikten sonra bütün varlığını kızı Mavis’e adar. Bu arada karısı ile hayallerini kurdukları canavarlar için otel fikrini de hayata geçirir. Mavis yavaş yavaş büyürken babası da ona vampirliğin sırlarını anlatmakta ve neden insanlardan uzak durması gerektiğini açıklamaktadır. Otel açılır ve insanların gözlerinden çok uzaktaki bu yer canavarlar için vazgeçilmez bir tatil yeri olur. Mavis’in 118’inci doğum gününde ise başta Frankeştayn ve eşi Eunice, Mumya Murray, kurtadam Wayne ve hamile eşi Wanda ile çocukları, görünmez adam Griffin olmak üzere pek çok yaratık otele gelir. Mavis ise babasıyla olmaktan mutlu ancak artık dış dünyayı görmek isteyen bir genç kız olmuştur. Doğum gününden önce babasının da izniyle tek başına en yakındaki kasabaya gider. Ancak burada halk tarafından oldukça kaba karşılanır ve köylüler onu öldürmeye çalışır. Mavis üzüntü içinde otele dönerken esasında her şeyin babası tarafından ayarlandığının farkında değildir.
Hiçbir insanın bulamayacağı söylenen otele ise Jonathan adında bir genç gelir. İlginç yerleri gezmeyi seven bu genç adam önce her şeyi bir kostümlü balo sanarken kısa bir süre sonra gerçeği fark eder. Jonathan’ı otelden çıkartmaya çalışırken yakalanan Dracula ise onun Frankeştayn’ın kuzeni olduğunu ve Mavis’in partisini organize etmek için geldiği yalanını ortaya atar.
F.W. Murau’nun Nosferatu’suna açılış yapan bir sahneyle başlayan Otel Transilvanya insanlarla canavarlarını yerini değiştirmiş. Anlatılan masallarda kötü karakterler olarak insanlar var. Ancak evebeynlerin çocuk sevgisi ve arada bir buluşan arkadaşların şakalaşmaları aynı insanlar gibi.
Bu açıdan bakınca orjinalde filmde Dracula’yı seslendiren Adam Sandler’ın Büyükler (Grown Ups) filmi akla geliyor. Ancak Otel Transilvanya’nın temel motifi Gerard Depardieu’nün oynadığı Kahraman Babam (My Father the Hero). Korumacı baba rolünü Dracula üstlenirken, kızının iyiliği için yaptığını düşündüğü çoğu şey bir zaman sonra ikisi arasında büyük sorunlar yaratıyor.
Otel Transilvanya’nın hoş taraflarından birisi de bir yüzyıl geçmişte yaşayan yaratıkların dünyasına Jonathan’ın girmesiyle yaşanan değişim. Akıllı telefonu, kocaman sırt çantası ve canavarlara göre değişik müzik anlayışıyla Jonathan kısa sürede otelin havasını değiştiriyor.
Üç boyutlu animasyon Otel Transilvanya özellikle kız çocuklar ile onların her zaman kahramanları kalacak olan babalarının izlemesi gereken hoş bir film.
Ali Abaday
***
Mutluluk Asla Yalnız Gelmez (Un bonheur n’arrive jamais seul)
Yönetmen: James Huth
Senaryo: James Huth, Sonja Shillito
Oyuncular: Sophie Marceau, Gad Elmaleh, Maurice Barthélémy
Yapım: 2012 / Fransa / 110 dk.